8 entry daha
  • festival seyircisi türlere, cesitlere ayrilir. önemli bir kismi festival disinda sinemayi sallamayan bir topluluktur. izlemek icin uzun süre bekleyip merak ettiginiz bir filme bilet bulamazsaniz ne demek istedigimi anlarsiniz: sinemanin önünde bilet icün beklerken sizin üzgün üzgün, özlemle baktiginiz salondan iceri "ee neymis bu film? rastgele aldik ama iyi cikar insallah" diye giren yasli teyzeler görürsünüz. bu yasli teyzeler film boyunca konusacaklardir, film bunlar yarim saat sonra iceri girmeye zahmet ettiklerinden dolayi gec baslayacaktir. festival bittikten sonra bir dahaki seneye kadar evlerinde altin günü filan yapacaklardir. tek amaclari bir dahaki altin gününde festivalde film izlediklerini, avrupa filmi filan gördüklerini anlatabilmektir. delirmemek elde degildir.

    onun disinda, misal su gercege bakalim: in the mood for love istanbul film festivalinde gösterildiginde salon tiklim tiklim dolmus idi. aradan gecen 1-2 aydan sonra vizyona girdiginde ilk günün en kalabalik matinesine bilet almis iceri girmistim, in cin top oynuyor idi. e film ayni film? neden kimse yok? sebebi belli, festival kapsaminda oynamiyor, dostlar alisveriste görsün diye sinemaya hücum eden ebleh kesim festival bittikten sonra vizyona ne girmis ne girmemis umursamiyor. istanbul film festivali seyircisi, (bu noktada bir parantez acip, sinemayla icten bir sekilde alakadar olan insanlari bildigimi ve hepsini tek tek bu seyirci kümesinin disinda saydigimi söyliyeyim tabii) genel olarak festivali ve filmleri farkli ve degisik zevklerin insani olma güdümüyle izler, kendi gecmisine kaydedilecek artislik bir referans olarak görür. bu sebepten festivaller ve seyircileri cogunlukla cekilmez gelir bana. ben de patladim en sonunda. hicbiriniz farkli degilsiniz ulan en farkliniz benim! (gerekirse yagmurda cirilciplak dansederim, o derece ucari kacariyim, farkliyim)
32 entry daha
hesabın var mı? giriş yap