158 entry daha
  • eski iş yerimde yaşadığım andır. aynı zamanda orada çalışmayacağıma karar verdiğim andan yarım saat öncesine denk gelir.

    fabrika kocamandı, şimdi biz şaşkolozlar idealist mühendis olarak mezun oluyoruz ya, zannedersin hepimiz uzaya mekik fırlatacağız.

    fabrikaya ilk gittiğimde askerden geleli henüz 10 gün olmuştu. millet beni sevmedi, bunda benim askerlik psikolojisinden henüz çıkamamış olmamın da etkisi vardı tabi. neyse gel zaman git zaman aradan 7,8 ay geçtikten sonra kendime bir çevre edindim. ama bu kapitalizm çarklarının acımasız işlediği fabrikada tutan tutuğunu öpüyordu.

    bir ara müdürle aramız bozulmuştu boktan bir mevzuda benim çenemi tutmayıp saydırmam yüzünden, neyse bu aramızın bozuk olduğu günlerden birisindeydik.

    fabrika 24 saat üretim yapan bir yerdi, her sabah her bölümden üç beş kişinin katılımı ile toplamda 30 kişilik bir toplantı olurdu ve o toplantıda karşılıklı bir gün öncenin üretimde yaşanan sorunları tartışılır, hurdalar adreslenir, herkes önlemlerini anlatırdı. ortam tam pezevenk ortamı olurdu herkes birbirine satmaya kalkardı suçu, kimsenin ortak bir çözüm planladığını hatırlamam, o yüzden ben o toplantıyı "pezevenklerin göt kurtarma toplantısı" olarak adlandırırdım.

    bakımcılar bilir, fabrikada devamlı işleyen proseslerde her zaman bir sıkıntı çıkar, olasıdır, makine sonuçta illaki bozulur. rutin arızalar olur bu rutina rızalar artık kanıksanmıştır. kıçınızı yırtsanız o sorunlar ancak belli bir seviyeye gelir. toplantı sırasında o sorunlardan bakımcı dövmek çok kolaydır, kimse size kızmaz "neden bozulmuş arkadaşım bu makine" deseniz, ama makine işte illaki bozulur.

    müdr bu toplantılara ayda bir defa falan baskın şeklinde katılırdı, yapacak bir şeyi yoksa başka bir meşguliyeti yoksa falan. işe beraber başladığımız bir mühendis arkadaş vardı, tam bir piç, şu kızların çoks evdiği türden, bol laf hiç iş, yakışıklı falan bir eleman ama tam bir mal, excelde tablo nasılyapılır diye soran cinsinden, idare ediyorum ben bunu, ama yavşak kendi reklamını öyle bir yapıyor ki müdürün gözünü boyamış, yan yana oturuyoruz toplantıda biz bu boyacı arkadaşla, be oturup toplantıyı dinlemeden yılan oynuyorum telefonda, zaten benim ürünlerde önemli bir sıkıntı yok, ama o tipik bakım arızalarından dolayı yaşanan bir sıkıntı var.

    yanımdaki piç arkadaş bana eğildi, "lan oğlum müdür burada sen şu senin ürünlerdeki makine arızasını sorgula biraz olay çıkart, hoşuna gider müdürün, aranız düzelir gözüne girersin" dedi. ben ne mi yaptım geri zekalı bir hıyar gibi bu arkadaşa kanarak piç oldum.

    benim ürünlerdeki sorun o kadar sıradandı ki toplantı moderatörü toplantı konusu bile etmedi. tam adam "evet arkadaşlar söyleyecek bir şeyi olan yoksa teşekkür edeceğim" dedi ki ben dallama gibi atlaıp var dedim. bakımcıya döndüm, "eee söyle bakalım erol, bizim şu ürünlerdeki sorun neyden kaynaklanıyor" dedim, adam haklı olarak kem küm ederken ben saldırdım "yav arkadaş tamam da aylardır aynı mesele, sıkılmadınız mı bu mevzudan artık, çözün şunu bir an önce, bana bu konuyla ilgili ayrıntılı bir analiz getirin, sizin çözeceğiniz yok hiç olmazsa sistemi çalıştırayım" dedim.

    müdür gaza geldi, başladı bakıcıyı sıkıştırmaya, o kırk yaşındaki, esmer adam küçüldükçe küçüldü müdürün karşısında, benim suratıma "bok vardı açtın mevzuyu" der gibi baktı. aslında adam düzgn bir adam değildi, yalancıydı, ama benim yediğim bok ta yenilecek bok değildi. ben de yaptığım hatanın farkına vardım ama çok geçti adam gereksiz yere fırçayı yedi, müdür toplantıdan çıkarken omzuma dokunup "sorgulayın bunları aferin" dedi.

    toplantı sonrası şef bir arkadaşım vardı, çok severdim onunla sigara içiyoruz. çocuk benden beklemezdi böyle bir tavrı, "oğlum nerden esti lan sen yapmazdın böyle şeyler" dedi. haklıydı, ben o adam değildim ki, ben ayıp kapatan, yukarıya duyurmadan iş çözen, problemleri büyütmeyen bir adamdım. anladım ki o anda o piç arkadaşın lafına kanıp, sırf müdürle aramı düzelteyim diye şerefsizlik yapmıştım.

    şef arkadaşa döndüm "oğlum ne oluyo lan bana, sikerim burası beni ben olmaktan çıkarttı, ben bu adam değilim, al ilk sana söyleyeyim ben buradan istifa edeceğim, bu ne lan insanlığımı bırakacaksam başlarım böyle işe" dedim.

    oradan istifa ettim, 4 seneye yakın çalıştım, pişman olduğum tek hareketim o toplantıda yaptığım serserilik, o adamı düşürdüğüm durumdur. o anda müdürün gözünde işine karşı agresif bir mühendis oldum ama kendimi hiç affetmedim. o toplantı benim masumiyetimi kaybettiğim andır.

    allahtan kısa sürdü...

    pişmanım erol usta, bilesin...
31 entry daha
hesabın var mı? giriş yap