2 entry daha
  • son dönem modası, sıradan insanların hayatından kesitler veren, düşük bütçeli filmlerden. görkemli (ve genelde hollywood mahsulü) filmlerdeki insanüstü karakterlerin aksine, film dünyası içinde kusurları gizlenmeyen, izleyici kadar sıradan (!) olabilen karakterlere odaklanan türden bir film. aslında yapılan şey, kurmaca etkisini kıracak bir gerçekçilik etkisi yaratmak. senaryonun yalapşaplığı, geçişler arası sertlik, kadın ve erkeklerin albenisinin düşük olması kasten ya da kazara bu amaca hizmet ediyor. karakterler avusturalya orta sınıfıyla sınırlandırılmış, gördüğümüz dünya onların dünyası. bu dünyanın cinsellik boyutuna odaklanıyoruz. kimin izlediğine ve kiminle izlendiğine göre eğlencelik bir film de olabilir, içerde kıpırdanıp dışarı çıkamamış dürtülerin varlığını keşfettirebilecek bir film de olabilir, evli çiftlerin kardeş kardeş yaşamaya evrilen hayatlarını sorgulamaya başladıkları film de olabilir. derinlikli bir film değil ama fanteziler üzerine kurulduğu için ve fanteziler de derinlere indiği için, kime ne etki edeceği belli olmaz.

    "sllice of life" denen ve bir dizi insanın, hayatlarının belli bir döneminde bazen tesadüfen olan olaylar sonucunda, bazen de olayların neden-sonuç ilişkisinden örülen muazzam ağın içerisine düştükleri için başlarına gelenlerin anlatıldığı bu tarz filmlerin bence en dramatiklerinden ve en tipiklerinden biri abd ölçeğinde düşük bütçeli crash isimli film (2004 yapımı olan).

    the little death ise biraz daha komedi havasında ama tam bir komedi değil. komedilerin en belirgin ve ayırt edici özelliği, filmin/oyunun sonunda düzenin yeniden sağlanması, işlerin yoluna konması, hak edenlerin mutlu sona ulaşması, kötülerin cezalandırılmasıdır. bu filmde ise iletişimsizlik, tatminsizlik, cinsel tabular, fanteziler, insanlarla çevriliyken bile yalnız kalmak vs gibi günümüz dünyasında artan ya da daha fazla dile getirilen bir takım sorunlarla çevrili çiftler var. mahalleye yeni taşınan sabıkalıyla eşzamanlı olarak sorunları yüzeye çıkmaya başlayan, kendilerini ve eşlerini henüz tam anlamıyla keşfedememiş bu çiftlerden hiçbiri hak ettiğini alamıyor. yalan, gizleme, güvensizlik vs. gibi tonla şeyin içinde tek bir çift bile mutlu olamıyor ve hatta yalan dolanla ayakta kalanların paçayı sıyırdığını görüyoruz ki yalanın makul kabul edilebileceği haller var mı sorusu da sorulabilir arada. genel toplamda olumlu yanları ağır basan karakterler de mutlu olamıyor (film keyfi kaçmasın diye örnek vermiyorum). bu yanıyla film tam bir drama. düşük bütçeli filmleri, farklı ülke sinemalarını sevelim, besleyelim, büyütelim.
50 entry daha
hesabın var mı? giriş yap