3 entry daha
  • "herşeyin rabbi'nin ve mutlak malikinin allah olduğuna, ortağının bulunmadığına, tek yaratıcının o olduğuna, bütün kainatı çekip çeviren, işlerini idare eden, onda tasarruf edenin o olduğuna, kulları yaratıp rızıklandıran, hayat veren ve canlarını alanın o olduğuna kesin olarak inanmak, allahın kaza ve kaderine zatında vahdaniyetine yani bir ve tek olduğuna inanmaktır. bunun özü, fiilleriyle allah'ı tevhid etmek, yani birlemektir.

    tevhidin bu türünde kureyş kafirleri ile çeşitli din ve inanca mensup kimselerin büyük çoğunluğu muhalif kanaat belirtmezler. hepsi kainatın yaratıcısının allah olduğuna iman ederler. nitekin yüce alllah şöyle buyurmaktadır;

    "andolsun, onlara: göklerle yeri kim yarattı diye sorsan, onlar elbette allah, diyeceklerdir." *

    bir başka yerde de allah şöyle buyurmaktadır;

    "de ki; yer ve oradakiler kimindir? eğer biliyorsanız söyleyin. onlar: allahındır, diyeceklerdir. sen de ki; o halde siz iyice düşünüp ibret almaz mısınız? de ki; yedi göğün ve büyük arşın rabbi kimdir? allahtır diyeceklerdir. de ki; o halde korkmaz mısınız? de ki; her şeyin hakimiyeti elinde bulunan, himaye eden fakat kendisine karşı kimsenin himaye altına almasına imkan tanımayan kimdir? eğer biliyorsanız cevap verin. onlar allahtır diyeceklerdir. de ki; öyle ise nasıl olur da aldanıyorsunuz? hayır biz, onlara hakkı getirdik, onlar ise muhakkak yalancıdırlar" *

    bunun böyle olmasının sebebi, kulların kalblerinin fıtraten allahın yegane rab oluşunu kabul edecek şekilde yaratılmış olmasıdır. bundan dolayı tevhidin türlerinden ikincisini de kabul etmedikçe (uluhiyyet), rububiyet tevhidine inanan bir kimse muvahhid olamaz."

    abdullah b. abdülhamid el-eseri

    (bkz: #49422074)
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap