29 entry daha
  • bu maaslar tek basina bir sey ifade etmez cunku her ulkede yasam standartlari ve hayatin pahaliligi farklidir. ornegin norvec'te maaslar almanya'nin 2-3 kati ama hayat pahaliligi da almanya'dan kat kat fazla. sonucta sen "norvec'te pizzacilar bile saatte 50 dolar aliyormus" dersin ama ulkede herkes en az o kadar kazandigina gore her sey ona gore pahali olur. sen berbere gittiginde de en basit bir islem icin 50 dolar harcarsin cunku o adam da herkes gibi saatlik 50 dolar kazanmak ister. bu yuzden maaslarin belli bir standardin uzerine ciktigi ulkelerde pahalilik da artar. birkac sene once isvicre'de asgari ucretin 4 bin franka cikartilma teklifinin referandumda kabul edilmemesinin sebebi de budur.

    yillarca abd'deki cesitli sirketlere insan kaynaklari konusunda danismanlik yapmisligim oldugu icin bu konuda epeyce data sahibiyim ve buradan bazi ornekler vereyim. tabi bu ornekleri verirken yasanilan yerdeki hayat pahaliligi konusunda da bilgi vereyim ki bilginin bir faydasi olsun.

    yeni mezun muhendis: yeni mezun muhendisler ise basladiklari sirkete gore fiyat alirlar. eger yeni kurulmus bir start-up sirketindeyseniz maasiniz daha dusuk olacaktir ama fortune 100 sirketlerinden birindeyseniz maasiniz cok daha yuksek olacaktir. new york, san francisco gibi pahali sehirlerde bu muhendisler genelde sirketten sirkete degismekle beraber yillik 80-100 bin dolar araliginda baslarlar. yalniz bu tur sehirlerde tek oda ev kirasi bile (geto mahallelerde yasamiyorsaniz) aylik 1,600-1,700 dolardan baslar. "american dream" tarzi garajli bahceli evim olsun derseniz kiraniz 3 bin dolari cok rahat gecer. eger kendi alaninizda master varsa bu rakama 10-15 bin dolar daha ekleyin ve phd'niz varsa 20-25 bin dolar daha ekleyin. her yillik tecrube icin %3-4 ekleyin. new york, san francisco gibi pahali sehirlerde yillik 80-100 bin dolara rahatlikla gecinebilirsiniz ama oyle cok luks bir hayat beklemeyin.

    eger yasadiginiz yer chicago, atlanta, portland gibi pahalilik olarak biraz daha dusuk bir yerse maaslar da biraz daha duser. yeni baslayan muhendisler 70-80 bin dolar arasi alirlar ve aylik kiralar biraz daha ucuzdur. buralarda new york ve san francisco'ya gore biraz daha rahat yasarsiniz cunku alacaginiz maas bu sehirlere gore %10 daha dusuk olacaktir ama hayat sartlari %15-17 civari daha ucuz olacaktir. bunun da pahalilik olarak bir tik altinda nashville, dallas, st. louis gibi yerler (veya new york, california gibi eyaletlerin daha kucuk sehirleri) var ve en iyi gecim sartlarini buralarda bulabilirsiniz. genelde buralar san francisco, new york gibi yerlerden cok daha ucuzdur. ornegin new york'ta yillik 120 bin dolara elde edeceginiz hayat standardini dallas, nashville gibi sehirlerde 50-60 bin dolara elde edebilirsiniz. bahceli, garajli "american dream" tarzi evleri aylik 1,200 dolara kadar yani new york'ta 1+1 daire bile bulamayacaginiz fiyatlara bulabilirsiniz. bu yuzden buralarda maaslar da daha dusuktur. yeni mezun 4 bir muhendis 60 bin dolar civariyla baslar ve her yillik tecrube icin %4-5 civari bir rakam ekleyebilirsiniz. master ve doktora icin %10'luk eklemeler yapin.

    tek tek tum meslekleri ve tum sehirleri saymaya kalksam bu entry bir kitap haline gelir. bu yuzden olayin anafikrini vermeye calisiyorum. mutlaka burada bahsettigim maaslardan daha yuksek veya daha az alan vardir veya bahsettigim sehirlerde daha ucuza veya daha pahaliya ev bulabilen vardir. isin anafikri buradaki maaslara bakip "vay be isvicre'deki adam benden 5 kat fazla para kazaniyor" demeyin cunku onun masraflari da ona gore fazladir. bunun yerine o parayla neler alinabildigine bakin.

    kendi meslegim olan sirket danismanligindan ornek vereyim. genelde bu ise 4 yillik diploma ve sifir tecrubeyle baslamak zordur cunku sirketlere danismanlik yapabilmek icin bir kredibiliteniz olmasi gerekiyor. bunun icin de ya master/doktora ya da en azindan birkac yil tecrubeniz olmasi gerekiyor. bu yuzden yeni baslayan sirket danismani maaslari diger mesleklere gore biraz daha fazladir. ozellikle doktoraniz varsa buyuk sehirlerde yillik 120 bin dolarla baslamak hic de zor degil.

    yurtdisinda yasiyorsaniz ve belli bir maasiniz varsa en buyuk ve en populer sehirlerde degil de onun 1-2 tik altinda yasarsaniz emeginizin ve paranizin en fazla deger gordugu yeri bulmus olacaksiniz. gavurlar bunu "bang for your buck" diyor. mesela paris'te, londra'da, amsterdam'da yasayacaginiza oraya 2-3 saat mesafede daha kucuk bir sehirde yasayin ve maasiniz %10-15 dusuk olacakken hayat sartlari %30-40 daha ucuz olacagindan kara gececeksiniz. caniniz buyuk sehir gormek isterse de arabaya veya trene atlayip haftasonlari ziyaret edersiniz.

    abd'nin mega buyuk sirketlerinde (fortune 50 veya fortune 100) her seviyede maaslar 2 kat artar. ornegin muhendis yillik 100 bin aliyorsa onun muduru 200 bin alir, bolumun direktoru 400 bin alir, bolumun junior vp'si 800 bin alir, vp 1,6 milyon alir, bolum chairman 3,2 milyon alir ve ceo 6.4 milyon alir (hisse opsiyonlari ve ekstra bonuslar haric). en azindan kendi calistigim sirkette ve beraber calistigim birkac sirkette asagi yukari bu rakamlar oldugunu biliyorum. para kazanmak istiyorsaniz teknik olarak kendinizi gelistirip bu sirketlerden birine kapagi attiktan sonra diplomatik yollarla yukselmeye bakacaksiniz.

    abd'de lise ogretmenleri en pahali sehirlerde yillik 50-60 bin dolar, bir tik alti sehirlerde 40-50 bin dolar, onun da bir tik alti sehirlerde yillik 40-45 bin dolar civari kazanir. bu rakam tecrubeye gore degisebilirken ozel okullarda biraz daha yuksek maaslar alinabilir. new york'ta bir ogretmen maasiyla ikina ikina gecinirken atlanta'da bir ogretmen maasiyla cok daha rahat sartlarda yasayabilir.

    polislerin maaslari kimsenin siklemedigi ufak kasabalarda yillik 25-30 bin civaridir. bir yerde suc orani arttikca polis maasi da artar. ornegin chicago gibi sehirlerde yillik 70 binin uzerinde kazanan polisler mevcuttur.

    hemsirelerin maasi inanilmaz farklilik gosterebiliyor. hangi sehirde, hangi hastahanede gorev almis, hangi saatlerde calismayi kabul etmis, hangi sertifikalari var gibi bir cok varyasyon olabiliyor. ornegin ayni hastahanede ise baslayan 2 hemsireden biri yillik 60 bin dolar digeri 100 bin dolar alabiliyor cunku ikincisinin serfitikalari daha fazla ve gece vardiyasinda calismayi kabul etmisken ilki bunlara sahip degil. gercekten para kazanmak isteyen bir hemsire birkac yillik tecrubenin ardindan hemsire acigi olan alaska, hawaii gibi yerlere giderek epeyce para kazanabilir.

    saatlik asgari ucret 7-9 dolar arasi degisir ve buyuk sehirlerde bu parayla gecinemezsiniz. kucuk kasabalarda asgari ucretle gecinmek mumkun. abd'de asgari ucret ev gecindirmek icin degil de universite okurken cebe harclik koymak icin veya universite okunmayacaksa is hayatina atilmadan once birkac sene tecrube kazanmak icin duzenlenmis gibidir. insanlarin omur boyu asgari ucrette calismasi beklenmez. genelde asgari ucrette calisanlar birkac sene sonra ya baska bir ise gecerler ya universiteyi bitirdikleri icin kariyerleri bastan asagi degisir.

    abd'de yillik 100 bin dolara yapabilecekleriniz:

    new york, san francisco, seattle gibi sehirlerde: 2 oda bir salon ev kiralarsiniz ve ise metroyla veya orta sinif bir arabayla gidersiniz. karniniz ac kalmaz, haftada 2-3 kere disarda yiyebilirsiniz ve buzdolabiniz genelde dolu olur. konser, opera gibi sosyal aktivitelere haftada 1 kere veya 2 haftada gidebilirsiniz. eger yalniz yasiyorsaniz ve cocugunuz yoksa orta sinifin bir tik ustunde bir yasam saglarsiniz. eger evliyseniz ve cocugunuz varsa orta sinifsinizdir.

    atlanta, chicago, portland gibi sehirlerde: 3-4 odali bahceli bir ev kiralarsiniz ve ise toyota, ford gibi markalarin orta-ust duzey arabalariyla gidersiniz (mustang, rav4 gibi). haftada 3-4 kere disarda yemek yersiniz, buzdolabiniz her daim dolu olur. sosyal aktivitelere haftada bir gitme sansiniz olur. cok savruk degilseniz para birktirme sansiniz olur.

    dallas, st. louis, nashville gibi buyuk sehirlerde: 4-5 odali, bahceli, yuzme havuzlu eviniz olur ve altinizda alman arabalarindan biri olur. her gun 1-2 ogun disarda yeseniz size koymaz. sosyal aktivitelere bolca gidebilirsiniz. arada sikilirsaniz ucuza ucak bileti alip new york, san francisco gibi sehirleri haftasonlari ziyaret edersiniz.

    daha kucuk sehir ve kasabalarda: bir yukarda bahsettigim herseyi yaparsiniz, ustune her ay para biriktirirsiniz.

    yani tek basina kazanilan para miktarina bakmak yetmiyor. ayni zamanda yasanan yerdeki hayat pahaliligina da bakmak gerekiyor. yoksa norvec'te maaslarin almanya'ya gore 2-3 kat, turkiye'ye gore 8 kat fazla olmasi norvec'in almanya'dan 2-3 kat, turkiye'den 8 kat zengin oldugu anlamina gelmiyor. tabi ki norvec'te hayat standardi oldukca yuksek ama oyle soylendigi gibi avrupa'nin geri kalanindan veya abd'den kat kat yuksek degil. zaten iskandinavlarin olayi da bu degil. (bkz: #48517378)

    edit:

    yukarda yazdiklarima ekleme yapmakta fayda var.

    abd ile avrupa arasinda maaslarda epeyce ucurum var. daha dogrusu abd'de beyaz yakali calisanlarla mavi yaka calisanlar arasinda epeyce ucurum varken avrupa'da bu ucurum cok daha kucuk. hatta direk sirket ismi vererek ornekte bulunayim. abd'de ford sirketinin fabrikasinda calisan mavi yakali bir isci yillik en fazla 30-35 bin dolar kazanir ama ayni firmanin plazasinda calisan beyaz yakalilarin maasi 60-70 bin dolardan baslar yuz binlerce dolara kadar cikar. aynisi general motors, boeing, caterpillar gibi sirketler icin de gecerli. 5-6 yil is tecrubesi olan bir kaynakci ustasi bu sirketlerde 30-35 bin dolar yillik maas alirken bu kisilerin uzerindeki kaynakci muhendisler 100-130 bin dolar civari alabilirler. avrupa'da bu ucurum gorulmez. ornegin ford, general motors gibi firmalarin avrupa'daki fabrikalarina baktigimizda fabrika calisanlari aylik 1500-2000 euro aliyorsa plaza calisanlari da asagi yukari 2500-3000 euro alirlar ve ucurum cok daha azdir. bu yuzden abd'deki beyaz yakalilar avrupa'dakilere gore daha iyi maas alirlar ama mavi yakali emekcilere baktigimizda avrupa onde bile denilebilir. maas esitligi olarak tabi ki avrupa ondedir.

    bir de "abd'de maaslar daha yuksek ama tatil diye bir sey yok" denmis. avrupa'da abd'ye gore tatiller daha uzun ama abd'de tatil yok demek haksizlik olur. avrupa'da standart yillik izinler ortalama 6 haftadir, abd'de ise sirketten sirkete, pozisyondan pozisyona ve tecrubeden tecrubeye degismekle beraber 2 ile 4 hafta arasidir. belli sektorlerde tatil ve calisma saatleri konusu daha esnektir. ornegin tip alaninda calisiyorsaniz saatleriniz oldukca yorucu olacaktir. yine servis sektorundeyseniz saatleriniz haftadan haftaya degisir ve cogu zaman haftasonlari ve tatillerde calismak zorunda kalabilirsiniz. muhendislerin calisma saatleri sirketten sirkete degismekle beraber kucuk sirketler bu konuda daha somurucu oluyor. genelde kurumsal sirketlerde aksam 5'ten sonra calismaniz beklenmez ama kucuk sirketlerde ve start-up'larda boyle kurallar olmuyor.

    bir onceki calistigim sirkette pazartesiden cumaya sabah 9'dan aksam 6'ya kadar calisirdim ve tum haftasonlarim tatildi. sirkette 4 yil boyunca calismama ragmen bir kere bile haftasonu calismam gerekmedi. yillik izin olarak da standart 4 hafta tatilim vardi ve bu tatilleri onceden kullanmak icin izin alma zorunlulugu yoktu. bazen millet projenin ortasindayken "haci ben haftaya tatile cikiyorum, 2 hafta sonra gorusuruz, projeye bensiz devam edin" diyenler cikabiliyordu ve kimse bunlara "otur oturdugun yerde, proje bitince gidersin" demiyordu.

    su anki calistigim sirkette yillik standart iznim 3 hafta. normal gunlerde pazartesiden cumaya sabah 8 ile aksam 4 arasinda calisiyorum (ogle tatilleri haric haftalik calisma saatim 35-36). aksam 4'ten sonra bana biri e-mail atarsa ertesi gune kadar beklemek zorundalar. 1-2 defa 5'e kadar "gec mesai" yapayim dedigimde is cikisinda sirketin bin araba kapasiteli otoparkinda toplam 10-15 araba goruyorum cunku herkes coktan eve donmus oluyor. her gun aksam 4'ten sonrasi tamamen bana ait ve haftasonlari asla calismam. izindeyken veya tatildeyken e-mailime ve telefonuma bakmam, zaten cogu kurumsal sirket insanlara tatil zamani is yaptirmama konusunda cok hassastir.

    tabi ki bu tur konular yukarda bahsettigim gibi sirketten sirkete degistigi gibi sektorden sektore ve departmandan departmana da degisecektir. ornegin insan kaynaklarinda calisiyorsaniz aksam 4'ten sonra kimse sizi rahatsiz etmez ama sirketin server'larindan sorumlu bir muhendisseniz ve server'lar coktuyse gece 11'de sizi arayip yardim isteyebilirler. abd'de genelde mavi yakalara ve servis sektorundekilere fazladan mesai ucreti odenir ama beyaz yakalara bu ucret odenmez. bu yuzden beyaz yakalilar genelde mecbur kalmadikca calisma saatleri disinda calismazlar (ozellikle kurumsal sirketlerde bu daha gecerlidir).

    bir de abd'de sirketlerde isler kotu giderse kabak genelde mavi yakali calisanlara patliyor. ornegin ford'un satislari duserse ilk yapilan sey uretimi azaltmak ve fabrikalarda azaltima gitmek. halbuki sirketin en buyuk masraflarindan biri beyaz yakalilara odenen yuklu maaslar. ortalamada bir beyaz yakalinin maasiyla 4 fabrika calisani gecinebiliyor ama ekonomik krizde once fabrika calisanlarinin isine son veriliyor. avrupa bu konuda cok daha esitlikci ve cok daha insafli.

    sonuc olarak beyaz yakaliysaniz ve "ben parama bakarim, yilda 3-4 hafta izin yeter" diyorsaniz gideceginiz yer abd. yok eger "en az 6 hafta tatil kullanmam lazim" diyorsaniz gideceginiz yer avrupa. eger servis sektorundeyseniz veya mavi yakaliysaniz direk avrupa'ya gideceksiniz. abd'ye gore avrupa'da vergiler daha yuksek ama gelir dagilimi daha esitlikci. abd'de vergiler daha dusuk ama sosyal devlet de oldukca gerilerden geliyor. soyle dusunun: avrupa'da ortalama bir mavi yakalinin hayat standardi turkiye'deki ortalama standardin 2 tik ustundedir, avrupa'daki ortalama bir beyaz yakalinin hayat standardi turkiye'deki ortalama standardin 3 tik ustundedir. abd'deki bir mavi yakalinin ortalama standardi turkiye'dekinin 1 tik uzerindedir, abd'deki bir beyaz yakalinin ortalama standardi turkiye'dekinin 4 tik uzerindedir. yani avrupa'da mavi-beyaz yakali arasindaki fark abd'ye gore daha dusuk ve esitlige onem veriyorsaniz avrupa daha iyidir.

    son olarak "ne kadar maas alirsaniz alin maasli calismak modern koleliktir" tarzi kliseler kullanilmis. bu her zaman dogru olmak zorunda degil. gecen bu konu bir tanidigimla sohbet ederken acilmisti. buradaki tanidigim cok yakin bir arkadas olmamakla beraber arada sirada muhabbet ettigim biri. simdi bu eleman cogu beyaz yakalinin hayali olan "sahil kasabasina tasinip butik bir motel acma" fikrini gerceklestirdi ve benim de bunu yapmam gerektigini soyleyip duruyor. eleman halinden epeyce memnun gozukuyor ve kazanci da oldukca iyi sayilir. gecen bir muhabbette "ben senin gibi maasli kole degilim" diye takildi. ben de buna "tamam, sen kole degilsin ben koleyim. bu arada gelecek hafta tatile cikmayi dusunuyorum, bana katilmak ister misin?" dedim. "yok abi oteli kime birakacam" dedi. "en son ne zaman oteli birakip tatile ciktin?" dedim "henuz firsatim olmadi, isler oturunca bir gun dusunuyorum" dedi. "gun icinde ne kadar vaktini kendine ayirabiliyorsun?" dedim, "hic belli olmuyor, gunden gune degisiyor, bazen gecenin 2'sinde musteri geliyor ve bakmak zorunda kaliyorsun, sabah 5'de kalkip musterilere kahvalti hazirlamak zorundasin" dedi. halbuki bir "kole" olarak ben aksam 4'te eve gidiyorum ve ertesi gune kadar (cuma ise pazartesine kadar) is umurumda bile olmuyor halbuki bu eleman 7 gun 24 saat isini dusunmek ve ona konsantre olmak zorunda.

    bak kendimden ornek vereyim, ki yurtdisinda benim gibi milyonlarca insan var. herkesin ismini bildigi kurumsal bir sirkette calisiyorum. haftada 17 saati ofiste 20 saati evden olmak uzere 37 saat calisiyorum ve belli basli toplanti saatleri haric (haftada tas catlasa 6-7 saat) bu saatlerin cogunu da kendim belirliyorum. kisaca pazartesiden cuma'ya kadar istedigim saatte ise gelip istedigim saatte eve donuyorum. haftasonlari asla calismam. sirket vergilerini odemis mi, son ceyrekte sirketin kar marji azalmis mi, ofisteki faturalar yatmis mi, birileri sirketi mahkemeye mi vermis hicbiri umurumda olmaz. etrafimda kendi isine sahip kac kisi taniyorsam cogu "en son ne zaman tatile ciktigimi hatirlamiyorum" diyor. cogu haftaici haftasonu demeden surekli calisiyor ve fiziken calismadigi saatlerde bile isle ilgili konulari dusunuyor ve konusuyor. cumartesi gecesi eglenirken bile kafasinda isyerinin sorunlari resmi gecit yapiyor.

    bir maasli kole olarak baska bir sehirde is bulsam aninda esyalarimi toplayip gidebilirim, o ise "ozgur bir birey" olarak baska bir yere gitmek veya kariyer degisikligi yapmak icin otelini satmak ve bir alici bulmak zorunda. bana cuma gunu 16:01'de e-mail gelse pazartesi sabah 8:01'e kadar o e-maile bakmam bile ama ona cuma gecesi 2'de musteri gelse bakmak zorunda. benim calistigim sirketin o gunku satis grafigi beni pek etkilemez ama o eleman her gun satis yapmak zorunda. yani "maasli kole" klisesi her zaman tutmuyor. sirketlerde calisanlar maasli koleyse kendi isine sahip olanlar da maassiz kole mi oluyor? sonucta kendi isine de sahip olsan maasli da calissan memnun etmek zorunda oldugun musteriler var ve ekmek icin onlarin eline bakiyorsun.
45 entry daha
hesabın var mı? giriş yap