53951 entry daha
  • sınıf defterini, akşamları ders çıkışında müdür yardımcısına götüren, sabahları ise oradan geri getiren lüzumsuz kişilik olan sınıf başkanlığı pozisyonunda yaşadığım değişik süreçleri anlatmam lazım.

    bu hikaye ortalama bir lise sınıf başkanlığı süresince yaşanabilecek olaylardan daha fazlasını içermektedir.

    yasal uyarı: şiddet ve korku, 13+, cinsel içerik.

    sene: 2007

    ey ahali, lise son sınıfta bir kız meselesi yüzünden ikiye bölünmüş 11/yd-tm-a'nın dramıdır size bu anlatacağım! iyi dinleyin! (11.sınıf, yabancı dil hazırlık okumuş, türkçe-matematik bölümü, şube:a = 11/yd-tm-a. bu kadar saçma bir kısaltma yöntemi ömrü hayatımda ilk ve son kez gördüm)
    değerli kardeşlerim, hepinizin bildiği üzere, lisedeki sınıflarda bütün ergen erkek öğrencilerin aşık olduğu bir hatun kişisi bulunur. hani böyle hafif kaşar. yüksek sesle gülen. lise hatıralarınızın en derinindeki kız. eğer sizin sınıfınızda böyle bir kişi yoktu ise yazının devamını okumayın. sizin ergenliğiniz çok acı geçmiş, bırakın o hatıralar orada kalsın. yeniden deşmeyelim şimdi onları. evet, o kaşar kız yüzünden bizim sınıf iki gruba bölündü. bir tarafta güzel kızların yoğunlukta olduğu, okul çapında popüler kişilerin grubu. diğer tarafta aslında çoğunluk olan ama sessiz bireylerin oluşturduğu grup vardı. otoriteyi temsil eden bu görevi almak şeref meselesi haline gelmişti. lisede angarya işlerin amelesi olarak görülen bu mevki birden bire değere binmiş ve game of thrones misali gizli kapaklı oyunları oynanmaya başlandığı karanlık bir sürecin kapıları aralanmıştı. mesele iki taraftan da olmayan tarafsız sivilleri kandırmaktı. sınıf resmen kapı arkalarında yapılan fısıldaşmalar, dedikodularla çalkalanıyordu. bir tarafın başkan adayı bendim (sessizlerin grubu) ve seçim öncesi konuşmamda da muhafazakar kesime oynamak zorundaydım çünkü, sınıfın büyük çoğunluğunu onlar oluşturuyordu. ancak söylediğim gibi, bu kız meselesi ile başlayan gerginlik yerini siyasi ve ekonomik kavgaları içine alan bir yangına bırakmıştı. siyaset tüm yalanlarıyla sınıfa sirayet etmişti. tahmin edeceğiniz üzere başkanlığı kazandım ama rahatım yerinde değildi. başkan yardımcılığını da rakibim olan hödük kazanmıştı. sandık koalisyon demişti. milli irade göstermiş ama tam vermemişti. işi bırakıp gidemezdim. pes etmek bize yakışmazdı. neticesinde, artık sessiz çoğunluğun sesi haline gelmiştim.

    başkanlığı kazandım kazanmasına lakin muhalefet, yani başkan yardımcısı, ensemdeydi. tüm salvolarıma rağmen politik bir açmaza doğru sürükleniyorduk. bizim koalisyonumuzun uzun soluklu olmayacağı belliydi. önce, yoklama kağıdı arka arkaya kaybolmaya başladı. ilk kaybolduğunda, gittim müdüre "hıcım yıklımı kığıdını kıybıttım dı yınıdın vırıbılır mısınız?" diye sordum. sormaz olaydım. yok efendim "o kağıt, resmi bir evrakmış", "kaybolursa cezai müeyyidesi varmış" (müeyyide ne lan! liseye gidiyorum ben daha. senin hırçın tavrına sokayım! kullandığın hukuki terimlere bak amk.) "başkan ne iş yarıyormuş" vs. vs. neyse ki bir araba laftan sonra hallettim sorunu. ikinci kez kaybolduğunda, aramın iyi olduğu edebiyat hocasına rica ettim o çaktırmadan halletti. 3. kez kaybolunca yüce divan yolu bize gözüktü. müdür ve müdür yardımcısının karşısında yargılandım. lakin ben buralara kolay mı gelmiştim? hayır! hemen siyasetin altın kuralını devreye soktum. yani, suçu başkasına atacaktım. yapılması gereken çok basitti. yalancı şahitler bulunacak (bir ikna etme yöntemi olarak kız ayarlama vaadi) ve bu şahitler hep bir ağızdan "hocam yoklama kağıdına başkanımız gözü gibi bakıyor ama devamsızlığı olan arkadaşlarımız sürekli olarak kağıdı çalmaya çalışıyorlar" diyecekti. "peki kim bu kağıdı çalanlar?" diye sorulursa, "hocam biz de kim olduklarını bilmiyoruz sadece çalmaya çalıştıklarını duyuyoruz, arkadaşlarımızı ispiyonlayamayız. en iyisi siz kimlerin kağıdı çalmış olabileceğini başkanımıza sorun. şüphesiz o, herkesin devamsızlığını bilendir" diyerek muallak bir tablo oluşturacaklar ve sınıfa hakim, güvenilir başkan imajımı perçinleyeceklerdi. peki bu plan tuttu mu? tutmaz mı yaprağım! müdür dediğin adam hayatı boyunca tv dizilerinde bile böyle entrika görmemiştir. ben ne yaptım dersiniz? başkan yardımcısı denen götverenin ve tayfasının devamsızlığının çok fazla olduğunu. benim sınıf defterini ona emanet ettiğim sürelerde kağıda onun kolayca ulaşabildiğini ve bu işi ancak, dilim de varmıyor ama :( , onun yapabileceğini. bunun göreve ihanet olduğunu. bir bir söyledim. sonuç: başkan yardımcısı görevden alındı.

    yerine kim getirildi? kim getirilecek? büyük başkan onyedi'nin kankası! peki bu kadar ceza bunlara yeterli miydi? hayır! göreve dönüşüm intikam almak için bir fırsattı. parçalanmış ve her bir parçamı ayrı yere bırakmıştım. artık toparlanma ve sınıfı bu paralel yapıdan kurtarma zamanıydı. ilk iş beden eğitimi hocası ile bağlantılarımı güçlendirmeliydim. beden hocası deyip geçmeyin güzel kardeşlerim. bu adam yok mu bu adam. valla saç kontrolünden tut, elbise, kravat düzenine. disiplin kurulunun daimi üyeliğinden, okuldan kaçmaya fırsat verecek tüm olanaklarına kadar hepsinin başındadır. otorite dedin mi bu gavat olmadan olmaz. yoklama kağıdı krizinden sonra genelkurmay başkanı (beden eğitimi hocası) ile kurduğum sağlam ilişkiler sonucu tüm muhalefeti her gün okul bahçesine çöp toplamaya mı yollamadım, okulun kömürünü taşıyacak kişileri bunlardan mı seçmedim, 23 nisan, 19 mayıs gibi törenlere katılarak okulu kıracak tayfadan bunları mahrum mu bırakmadım daha neler neler. bak bir keresinde de, neyse kalbim anlatmaya dayanamayacak. belki başka bir entryde anlatırım. ama sonucunu söyleyeyim. eski başkan yardımcısı ve kaşar kızın bulunduğu grubun tamamı okul önünde müdür yardımcısından dayak yedi. allah günahlarımı affetsin. amen. pişman mıyım? değilim amk. gene olsa gene yaparım. neyse, sınıftan başka bir kızla çıkmaya başlamamda da bu olayların etkisi yadsınamaz. evet bunu da yaptım. başkanlık sayesinde kız da ayarladım. bu ayarladığım hatun da sınıfı ikiye bölen kaşara gıcık mıymış neymiş? benimle bu sayede sıkı fıkı oldu da çıkmaya başlamıştık. bak bunda pişmanım işte. sonrasında çok boka sarmıştı. bitti. entry de bitti, kızla ilişkim de.
219772 entry daha
hesabın var mı? giriş yap