166 entry daha
  • yıllar sonra tekrar izleyince zamanında cevaplandıramadığım birçok soruya cevap bulmamı sağlamış mini dizi.

    --- spoiler ---

    öncelikle 4 mayıs 1961 e dönelim. new mexico gallup’da 66. otoyolun üzerinde (route 66) sunshine otelin 10 numaralı odasında kalan bir müşteri (eddie mccleister) ve ona ya da odaya ait 100 civarı eşya nam-ı diğer “nesne” var. saat 13:20 sıralarında paranormal bir olay vuku buluyor. hem kendisi hem de nesneler bazı doğaüstü güçler kazanıyor. müşteri arizona’ya yani evine biricik karısına dönüyor(otel anahtarı yanında mı yoksa odalardan birine atıp kaçtı mı bilmiyoruz). karısı onu tanımıyor. daha önce hiç tanışmadıklarını söylüyor. en önemli ipucu bence bu.

    *adam birilerinin hafızasından silindi mi yoksa zaten bizim dünyamızdan biri değil miydi?

    birilerinin hafızasından silinmiş olsa finalde joe miller nesne olduğunda jennifer ve anna onu tanımazdı. benim teorim şu: bizim evrenimizdeki sunshine otel 9 odalı inşa edildi. ki otel müdiresi arlene ve eşi otel hizmetlisi gus jacobs bunu doğruluyor. paralel evrende ki en az 10 odalıydı. 4 mayıs 1961 de saat 13:20 de uzay zaman kırıldı ve 10 numaralı oda içindeki eşyalar ve müşteriyle birlikte bizim evrene geçti. müşteri ve eşyalar tam olarak bizim evrene geçmesine rağmen oda tamamiyle arafta bir yer edindi. yani otel odasından çıkmak için kapıyı açtığınızda sadece bizim evrendeki yerlere açılıyordu. paralel evrendeki yerlere değil. müşteriyi karısı tanımadı çünkü müşteri kendi evreninde ki mabel smith ile evliydi. buradaki mabel smith ile değil.

    *odadaki parmak izi?

    4 mayıs 1961 saat 13:20 de olay olduğunda ve olaydan önce lavabo dolabının camındaydı zaten. parmak izi otel müdiresinin kocası olan ve otelin temizlik işleriyle uğraşan gallupta ikamet eden şu kot bahçıvan giymiş adama aitti. adı gus jacobs. ama adam ve karısı 10 numaralı oda hiç olmadı diyorlardı. o zaman 10 numaralı odada hizmetlinin parmak izi ne arıyor? hem oda hem müşteri müdirenin ve hizmetlinin hafızasından silindi mi? hayır. o parmak izi paralel evrende ki hizmetliye aitti. orada 10 numaralı oda mevcuttu. daha sonra otelin kadın müdürü odalardan birinde 10 numaralı odanın anahtarını buluyor. büyük ihtimalle müşteri esas otelin olduğu yere geldi ve anahtarı atıp gitti. fakat 10 numaralı oda hiç var olmadığı için bu anahtarda neyin nesi?

    *bütün nesneler bir araya gelmeye çalışıyor?

    1966 yılına kadar motelin müdürü arlene conroy nesnelerin neredeyse tamamını buluyor. birkaç arkadaşını da işin içine kattı ve koleksiyoncular oluştu. kadın ve koleksiyoncular bazı nesneleri (kibrit kutusu, saat kutusu, diş fırçası, kül tablası, tırnak makası) bir araya getirip 1964 yılında 9 numaralı odanın kapısına çivileyip anahtarı kullanarak bir deney yapıyorlar. uzay zaman kırılıyor ve kadın kamikaze görevini üstlenip bu küçük kıyamete son veriyor. video çekimlerine baktığımızda kadın kendini içeri atarken müşterinin de gizemli odada olduğunu görüyoruz. tıpkı fotoğraftaki haliyle karşımızda duruyor. aynı takım elbise, aynı saç stili. bence 4 mayıs 1961 de saat 13:20 de müşteri odanın içindeyken olan haline bir kapı açtılar. ya da olay esnasında müşterinin bir yansıması arafta sıkışıp kaldı ve arlene’in arkasında müşterinin bu yansımasını gördük. ya da arlene müşteriyi görmek istediği için odada onu gördük. tıpkı finalde karl kreutzfeld’in aynı deneyi gerçekleştirirken 9 yıl önce lösemiden ölen oğlunu gördüğü gibi.

    *conroy deneyinden sonra kadın 9. odada sıkışıp kalıyor?

    anahtar birkaç saniye onu bizim uzay zaman aralığımıza getiriyor. saat kutusu ile tamamen bizim tarafa geliyor çünkü çürümeyi engelleme özelliğine sahip, tarak ise zamanı durdurarak kadını tamamen bizim evrenimize sabitliyor. tarağın zamanı durdurma süresi bitince yerde kadının cesedini görüyoruz, ceset kaybolmuyor. kadın annayı görmüş. joe’ya diyor ki: “onlardan biri misin” “kızını gördüm seni bekliyor.”
    onlar kim? koleksiyoncular mı? yoksa araftayken birileri arlene’e zarar mı veriyordu. finalde joe annayı araftan getirdiğinde anna “kötü adam gitti mi” diye soruyordu. kötü adam kim. kendisinin arafta sıkışmasına sebep olan sansar mı yoksa araftayken müşterinin bir yansımasını mı görüyordu. tıpkı arlene 1966 da conroy deneyini gerçekleştirirken içerde müşterinin görünmesi gibi. kötü adam müşteri miydi? aklımda deli sorular.

    *peki anna nereye gitti?

    ya da odaya ait olmayan ama içeri bırakıp kapıyı kapattığınızda yok olan demir kasa, ayıcık, müşterinin cesedi nereye gidiyor? hiçliğe mi? birden fazla oda var diyor müşteri. odalarda sadece arlene ve anna sıkışmadı. 1961’den bu yana çok kişi odalarda kaybolmuş olmalı. belki de bu yüzden arlene joe’ya onlardan biri misin diyerek sıkışanlardan bahsediyordu.

    * nesneler ve sahip oldukları özellik ise asıl muamma.

    tükenmez kalem insanları kızartıyor
    kurşun kalem masaya her vurduğunuzda size bozuk para veriyor.
    şemsiye insanların sizi tanımasını sağlıyor.
    radyo boyunuzu 7,5 cm uzatıyor
    tarak zamanı durduruyor
    kol saati yumurta haşlıyor
    kol düğmesi kan basıncını düşürüyor.
    makas insanları ya da eşyaları döndürüp fırlatıyor
    masa saati pirinci süblimleştiriyor
    anahtar kısa mesafe yol katetmek için müthiş
    gözlük yangını söndürüyor
    otobüs bileti sizi gallup’a ışınlıyor. pardon gökten armut gibi düşürüp asfalta yapıştırıyor
    törpü kısa bir süreliğine sizi uyutuyor
    cam göz iyileştirme ve insanları atomlarına ayırma gibi işlevlere sahip
    bozuk para eski anıları canlı kanlı yaşamanızı sağlıyor
    iskambil destesi otelle ilgili bazı görüntüler görmenizi ve kafayı sıyırmanızı sağlıyor.
    saat kutusu maddelerin çürümesini engelliyor.
    matara insanların nefes almasını zorlaştırıyor.

    *asıl soru şu: bu nesnelere ayrı ayrı bu özellikleri kazandıran yani bu nesneleri programlayan biri ya da bir program olmalı matrix misali.

    nesneler bizim evrenimize ait olmadıkları için doğaüstü şeyler yapıyorlar, ama neden kalem insanları kızartırken gözlük yangını söndürüyor? tam tersi de olabilirdi. gözlük insanları kızartırken kalem yangını söndürebilirdi. bunları kodlayan bir zeka olmalı.
    ya da bu eşyalar kullanım sebeplerine göre bu özellikleri aldılar. belki müşteri yumurta haşlarken hep kol saatine bakıyor ve süre tutuyordu. belki otobüs biletini willowbrook arizona’dan otele gelirken gallup’da tam da insanların kafasına vurduğunda ışınlandıkları yerden geçerken bileti kafasına sürüyordu. 61’de ki olayla birlikte eşyalar kullanım sebeplerine göre gizemli nesnelere dönüştü. asıl ilginç olan bazı eşyaları birleştirdiğinizde değişik özellikler kazanmaları. örneğin kol saati ve bıçağı birleştirince telepati yeteneği kazanmak gibi. bunları kodlayan bir zeka olmalı. ateist bir bakış açısıyla buna cevap vermek zor iken teist bir bakış açısıyla “o zeka tanrının ta kendisi” demek bence kolaya kaçmak.

    *nesneler hem kadın hem erkek eşyaları mı?

    ilk teorim şöyle: karısı da oteldeydi. olay olduğu sırada 10 numaralı odanın dışında belki lobideydi. kadın, ait olduğu evrende kaldı. müşteri ise olay sebebiyle bizim evrene geçti. ya da karısı hiç otelde yoktu. kadın eşyalarının sebebi törpü gibi otele ait temel eşyalarda olabilir. her otel odasında bulunan temel gereçler.
    ikinci teorim: kadın lobideydi, olay oldu, müşterinin tüm geçmişi silindi. bu durumda kadın yahu ben bu otele niye geldim hatırlamıyorum diye arizona’ya evine döndü. peşinden de müşteri. kadın adamı tanımadı. ama ortak bir noktaları vardı. az bir zaman önce ikisi de oteldeydi. burdan hareketle bir şeyler yakalayabilirlerdi. böyle bir konuşma hiç yaşanmadığına göre ilk teorim doğru.

    *müşterinin gözüne ne oldu?

    adam bir nesne olduğu için sadece otel odasında gözü çıkmış olmalı. dış dünyada değil. gözü onun bir parçası olduğu için o da bir nesne özelliği kazandı ve cam göz oldu. benim tahminim odada koleksiyonculardan biriyle kapıştı ve gözü böyle çıktı. ya da gözüyle insanları atomlarına parçaladığını fark etti ve gözünü çıkardı. sanatoryumda bekleyeceğine otel odasına gidip intihar edebilirdi ama anahtar uzun yıllardır belki 1961 den beri artık onda olmadığı için otel odasına dönemiyordu.

    *dr. ruber ise işin felsefi boyutunu çok güzel özetliyor.

    sanki 50 yıllık hayatını bir amaç ararcasına geçirmiş gibi nesneleri öğrenince boyundan büyük işlere girişiyor. çölde gördüğü imgelem sonucu ilahi bir görev edinmesi de binlerce yıldır ben peygamberim diye ortalığa dökülenleri güzel özetliyor.

    *filmdeki en büyük hata otel odasının anahtarı…

    odada bütün nesneler sihirli özelliklerini kaybediyor. ama anahtar çalışıyor. anahtar deliğine soktuğunda nereyi hayal edersen oraya gidiyorsun. hani nesneler odada çalışmıyordu? ayrıca son sahne de joe anahtarı odaya atıp kapıyı kapattığında anahtar hala yerdeydi. bütün nesneler 4 mayıs 1961 de saat 13:20 de hangi konumdaysa oraya yerleşiyordu otomatik olarak. kalem masaya, tarak banyoya, masa saati komodinin üstüne yerleşmişti. ama anahtar? kim bilir belki anahtarın yeri orasıydı.
    bir diğer hata ise conroy deneyinde ve karlın yaptığı deneyde kapıya çiviledikleri nesnelerin kapının kapanmasıyla yok olması. nereye gidiyor bu nesneler? motel odasına değil. çünkü joe müşteriyi vururken içerde nesneleri göremiyoruz. çekim ekibinin hatası diyor ve geçiyoruz.

    *esas nesne neydi?

    müşteri esas nesne diye bir şey yok dedi. esas nesneye gerekte yok zaten. olay olduğunda odanın içerisindeki canlı cansız herşey bu durumdan nasibini yeterince aldı. bir nesnenin bütün nesnelerden üstün olması anlamsız olurdu.

    *tabut?

    koleksiyoncuların kasasına girdiklerinde orda bir tabut var. içi boş. müşteriyi bulup tabuta koymayı mı planlıyorlardı bilmiyorum. bu sorunun cevabını bulamadım.

    --- spoiler ---

    bu kadar beyin fırtınası yeter.
81 entry daha
hesabın var mı? giriş yap