140 entry daha
  • festival filmlerini seven herkesi kesinlikle etkisi altına alabilecek bir yapım. tabi hollywood kurgularına alışık olanlar uzak dursun, direkt sıkılırlar.

    - - - spo - - -

    en son birdman filminin başında aralıksız 15dakika süren sahneyi görünce oha demiştim. bu gibi çekimlerde hep mekanik arızalar olursa beklenmedik birşey olursa diye gerilmeye başlıyorum. dile kolay yarım saat yol almışsın mesela, kamera pat diye kapanıyor düşünsene.

    mesela sonne, boxer'dan ağzındaki sigarayı istedi, aldı ve tam ağzına götürürken istemeden yere düşürdü. işte o anda kameraman hemen boxer'i çekmeye başladı. yani oyuncuların hatalarını doğaçlama kapatma şansı var ama kameraman bi tökezle bi yuvarlansa gel de toparla.

    işin teknik boyutunu geçersek genel anlamda filmi beğendim, zaten avrupa sineması hastasıyımdır. başroldeki frederick lau isimli elemanı da direkt "die welle" filminden tanıdım. orada arıza bir genci oynamıştı. izlemediyseniz o filmi de şiddetle tavsiye ederim. (bkz: die welle)

    victoria' nın (laia costa) daha önce hiç bir filmini izlememiştim, imdb sitesinden baktım genelde dizilerde oynamış. bana göre güzel görüntü veriyor ben çok beğendim yani insanın peşine takılası geliyor, zaten film boyunca victoria'nın yanındaki sessiz arkadaşı gibiyiz. o nereye biz oraya.

    tabi genel olarak bu ülkedeki kızlar olsun erkekler olsun hiç kimse öyle serseri geçinen dörtlünün peşine takılmaz, direkt uzaklaşırız. elemanların arıza bi dünyası var çok net belli ediyorlar.

    victoria'nın neden bu dünyaya adım attığını ise anlamak zor değil. 4 aydır berlinde tek başına yaşayan bir ispanyol. almanca bilmediği için almanlarla iletişim kuramıyor. almanlar da ingilizce konuşma gereği duymuyorlar.

    haliyle victoria yalnızlıktan bıkmış bir arayış içinde ve club çıkışında ilk defa bir grup alman genç ile arkadaş olma ihtimali doğuyor. o da peşlerine takılıyor. benim tek olumsuz eleştirim, daha iyi diyaloglar hazırlanabilirmiş ama 120 dakika boyunca hangi sahnede hangi konuşmaları yapacağını hatırlamak kolay olmasa gerek. bu da filmin genelinin doğaçlama ilerlemesine neden olmuş.

    son olarak soygun esnasında arabanın istop ettiği sahnede ben oturduğum yerde panik oldum. birazdan gelecekler ve araba çalışmıyor. anahtarı da yok ki çalıştırasın. yani izlerken epey gerildim. korku filmi izlerken bu kadar gerilmiyorum yeminle. bir de banka soyuyorlar hepi topu 50bin euro. yani o kısım bana az gibi geldi. koskoca mafya babası da bana 10bin verin yeter diyor. yaa bırak hiç inandırıcı değilsin mafyacan.

    - - - spo - - -

    en başta söylediğim gibi, özellikle festival filmi sevenlere hitap ediyor ve sıkılmadan izleniyor. sizi bilmem ama ben çok beğendim.
204 entry daha
hesabın var mı? giriş yap