12 entry daha
  • ya bu mesele, samanlıkta iğne aramaya döndü. eğer profesyonel insanlarla çalışacak kadar paranız yoksa, ki bu profesyonellik 5-10 sene çocuk bakmak değil, eğitimli ve aşırı donanımlı olmak demek, mümkün değil uyum sağlanamaz. yani kafası çalışan, bebeğine çok önem veren, rahat olamayan insanlar için imkansız.
    hijyenik açıdan, vicdanen, psikolojik, kültürel anlamda size tam uyan birini bulmak çok zor. bu ülkede sosyal sınıflar arası uçurum var.
    parka bir kadın geldi, bakıcıymış. bu iş yüzünden yıprandığını falan anlatıyor. insanı rahatlatan tarafı hiç olmayan, çok negatif biri. 2 yaşında bebeğe bakıyor. 5-10 dakika içinde çocuğa kurduğu cümleleri ve hareketlerini abartısız yazıyorum:

    - çocuk salıncaktan kedilere bakıyor "bakma napacan onları, iki sallanıp gidecez"
    - çocuk salıncaktan inmek istiyor, kadın nedenini sorguluyor, indirmemeye çalışıyor, çocuk ağlıyor, indiriyor. çocuk çimlere gidip oturuyor, eline çiçek alıyor, tam gülümsüyor "oturma pis topraklara bak götürürüm eve bak götürürüm bak bak" diyerek çocuğu tutup kaldırıyor, çocuk tekrar ağlıyor.
    - çocuk kedilerin yanına gidiyor, uzaktan bakıp merak edip gülüyor "bak ya tırmalarsa bak yapma" diye başlıyor ve ben müdahale ediyorum.

    şimdi soruyorum size, o an çalışmakta olan anne babanın, bı hayal kırıklıklarından haberi var mı? salıncakta dönüp o kadına alışkanlıktan anne dediğinden, parkta rahat vakit geçiremediğindem, doğayı tanıma hakkının elinden alındığından, o gergin kadının verdiği zarardan?

    muhtaçlık, işe mecburiyet durumunu ayrı tutarak soruyorum, hangi kariyer, iş, sosyallik bu mutsuzluktan önemlidir? 2 yaşında bebek size mutsuzluğunu anlatamaz, öyle katlanır duruma sadece. neden ya neden? bi kaç sene yanında duramayacaksanız ya da doğru insanı tutamayacaksanız neden çocuk yapıyorsunuz?

    belki buraya, kafasında şüpheler olan biri gelir okur diye yazdım; çalışmama imkanınız varsa anne babadan biri çocuğun yanında olsa keşke. çalışmama imkanı: çalışmadığında borçtan tutuklanmamak. benim için bu. evladıma et alamam, patates yediririm, üstüme başıma almam, eşofmanla gezerim ama o kadını çocuğuma yaklaştırmam. öyle delirdim ki, zavallıyı hemen eve götürmesin diye tam bir saat oyaladım kadını. ikna ettim çimlerde oynattım, kedilere götürdüm. ben neden o çocuğu n hayatına müdahil oluyorum, ona acıyorum, bunları yapması gerekenler nerede? inşallah hırstan aldıkları evin kredisini ödemeye çalışmıyorlardır da gerçekten paraya muhtaçlardır. umarım. yazık ya.

    herkes tutturdu "ama benim hayatım, bunalıyorum, eski ben olmak istiyorum" diye. ya o bebeğin hayatı?
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap