37 entry daha
  • oturduğum muhitte köpek sahipleri geç saatlerde parkta bulup köpekleri sosyalleştiriyorlar. çok sık olmasa da en azından haftada bir ya da iki kez yanlarına gitmeye çalışıyorum. çünkü hem köpeğim oynuyor, eğleniyor hem de parkta yaşayan sokak köpeklerini besliyoruz, seviyoruz. orada tanıştığım bir çift geçenlerde sokakta bir köpek bulmuşlar, sokağa atılmış. golden retriever, muhtemelen 1-1,5 yaşında. türünün klasik örneği olarak oyuncu ve yaramaz bir şey. bulan çift de sahiplendirmek için ilan açmış, fakat hayvan bir yere kayıtlı mı, aşısı var mı, karnesi mevcut mu bilinmediğinden gidip atan insanlardan isteyelim demişler. ben de müdahil oldum. yanınızda bulunayım hiç olmazsa, dedim.

    böylece köpeğini sokağa atan insan nasıl oluyormuş tanışmış olduk.

    zaten köpeği kimin attığı mahallecek bilinen bir gerçekmiş. kime sorsak "aa falanca bey attı onu evet" falan diyor. neyse, gittik kapılarını çaldık. (hatta apartmana girip onların olduğu kata çıkınca hayvan hemen gidip kapının önünde ağlamaya başladı, biz öyle anladık hangi daire olduğunu) amacımız "bunu nasıl sokağa atarsın çabuk geri al" demek falan değil tabii ki. zaten atarak bakamayacaklarını kanıtlamış birtakım insanlara hayvanı bir daha emanet edecek halimiz yok. kapıyı bir kadın açmıştı, önce sorduk sizin mi diye, yok dedi ve kapıyı kapatmaya çalıştı. kadın kapıyı kapatırken köpek içeri attı kendini, bir anda içerden de bir sürü insan geldi kapıya. önce bizim değil dediler, sonra hayvanı ismiyle çağırıp sevdiler, evet biraz baktık dediler, sonra evin hanımı aslında eşim bakıyor dedi falan filan. sonuçta onlar atmış yani. biz de durumu anlattık. köpeği sahiplendireceğimizi, fakat varsa aşı karnesi veya kişisel bir eşyası rica ettiğimizi belirttik. bunlar yok deyip kapıyı kapattılar. peki deyip indik aşağı.

    zaten sahiplenecek olan aile yoldaydı, biz de yürümeye başladık bu çiftin evine doğru fakat birden bire evin hanımı ve oğlu yolumuzu kesti.

    bilirsiniz, bizim insanımızda tartışma kültürü diye bir şey yoktur. kültürü olmayınca adabı da olmuyor tabii.

    bir kere temel argümanı "ben yalan mı söylüyorum yani" olan bir tartışma nereye gidebilir, bir düşünün.

    bir kere itiraf etmeliyim ki, uzun zamandır bu köpek mevzusunda muhatap olduğum "evin hanımı" kadar çomar bir insanla karşılaşmamıştım. kadın kesinlikle bizi dinlemeyi reddediyor ve sürekli bağırıyor. "hanımefendi bir dakika dinler misiniz" diyoruz, "hayır dinlemem" diyor. allahım sen sabır ver. köpeği yolda bulmuşlar da, eşi bakıyormuş da eve gündüzleri alıyorlarmış, gece dışarıda yatıyormuş, onlar ilk başta bizi köpeğin sahibi sanmışlar da o yüzden bir şey dememişler falan filan.

    kadına insan gibi tasmasız ve sokakta bakılan bir hayvanı belediyenin alıp barınağa götüreceğini, golden gibi bir cins için sokakların güvenli olmadığını, zaten hayvanın üstünde eser miktarda kene ve ısırık izi bulunduğunu anlatmaya çalışıyoruz.

    kadın tutturdu vermem diye. tamam diyoruz bakacaksanız tabii ki alabilirsiniz, eve alamam alerjim var diyor.

    sonra hepten coştu. kadına tüm komşuların kendilerini tanıdığını, sorduğumuzda "evet falanca beyler attılar" diye birden fazla kişiden duyduğumuzu söylediğimiz zaman bize şunu dedi: "onlar kiracı, bizi nerden tanısınlar?"

    "eve geldiğimizde ilk önce bizim köpeğimiz yok deyip kapıyı suratımıza kapattınız?" diyorum, kadın diyor ki "o benim kız kardeşimdi, köpekten haberi yok."

    "yahu 5 tane komşunuz köpeği sokağa attılar hayvan gecelerce kapıda ağladı diyor" diyoruz, kadın diyor ki "ben yalan mı söylüyorum yani?", "ben niye yalan söyleyeyim?", "eşim kaç yaşında adam yalan mı söylüyor ha?"

    kadın, ben seni tanıyor muyum ki sen kefil olarak kendini sunuyorsun bana? bu nasıl sikko bir yaklaşım, bu nasıl malca bir argüman?

    bir de diyoruz ki köpeğe tasma takmamışsınız, karne çıkartmamışsınız; sahibi olduğunu kanıtlayacak herhangi bir belge var mı elinizde? hani evden tasma getirseler ona da tamam diyeceğiz ama yok.

    sonra bunun oğlu müdahil oldu tartışmaya. biz oraya iki kadın bir erkek gitmiştik, erkek olanımız, evin babasıyla yani köpeği attığı iddia edilen ve karısıyla oğluna nazaran en azından konuşulabilir olduğunu umduğumuz falanca beyle telefonda ve görece uzak bir noktadaydı. biz üç kadın tartışırken bu 18-20 yaşlarındaki oğlan araya girdi, "manyak mısınız nesiniz" diye başladı bağırmaya. annesi zaten bağırıyor fakat biz haklıyken haksız duruma düşmeyelim diye sürekli bi "sakin olur musunuz, bizi bir dakika dinler misiniz" falan diyoruz. aldığımız cevap da "hayır efendim dinlemem!" ortam böyle yani.

    bu ergen irisi gelip de "mönyök mösönöz" diye bize horozlanınca ben orda sikerler eşiğini geçtim. 45 dakika insan gibi laf anlatmaya çalıştıktan sonra malın biri gelip de ben bunlara diş geçirir korkuturum diye hakaret edip bağırmaya başlayınca insan sinirleniyor.

    bir gözüm dönmüş, çocuğun üstüne yürüdüm resmen. fakat bir yandan da yanımdaki kızcağız "bakın hep üstü kene olmuş. keneyi tutup çekerseniz kafası içeride kalır, üstüne pril dökmek lazım" falan diyor. hayır ben orda çocukla cebelleşirken sen ne ara kene muhabbetine girdin? aslkdjaflgh allam çok sayko bir ortam. çift bu kadar naif, çomar aile de çomarlıkta master sahibi olunca baktım olacak gibi değil, bi an nolduysa içime türkan şoray kaçmış gibi "hadsizliğin lüzumu yok, bu ne cüret, terbiyesiz" falan diye bağırdım. çocuk başta horozlanmaya devam edecekti ama baktı benim ses perde perde yükseliyor, baya baya üstüne yürüyorum, bi geri çekildi "nyse babam glsn de knşrz" falan diye kaçtı gitti. anası da peşinden.

    sonrasında arkadaşın söylediğine göre de "falanca bey" gelince alırım falan demiş. yani adamların istediği köpeğe tasmasız, kulübesiz, bahçesiz bir şekilde gayet apartmanın önünde ne alakaysa gündüzleri evde, geceleri sokak köpekleriyle dolu sokaklarda "bakmak".

    ilk başlarda köpeğin alıştığı ortamdır, bakıyorlardır, belki yanlış anlamışızdır, kaçırmışlardır falan demiştik ama ailenin saçma sapanlığını görünce mecburen köpeği aldık. sonra bulan çift, sahiplendirme sözleşmesiyle villada oturan birine haftada bir fotoğraf ve video göndermesi şartıyla sahiplendirdi ve takibi de yapılıyor.

    yani biz bu insanlardan bir tane yavruyu kurtardık. ama sokakta binlercesi var. sadece yaşadığım yerde 4 farklı noktada 4 farklı safkan husky yaşıyor. biz sürekli besliyoruz, gördükçe yemek veriyor, belirli noktalara su ve yemek koyuyoruz. ama bu hayvanların sonu gelmiyor.

    işte bu yüzden satın almayın, sahiplenin. sokaklar bu orospu çocukları yüzünden sizin sevginize aç binlerce hayvanla dolu.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap