1 entry daha
  • psikiyatri profesörü hüsnü erkmen, nam-ı diğer mimiksiz hüsnü, ankara tıp fakültesinden mezun olup bu koca hastanede yıllarca çalıştıktan sonra, mecburi hizmet adı altında iki buçuk yıl kadar manisa ruh ve sinir hastalıkları hastanesi'nde çalışmış. sonra da bir bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesi patlatmış baba. sonra da devlet babadan ayrılıp npistanbul psikiyatri hastanesi'nde hekimliğe devam etmiş. tabii biz üç cümlede tüm öz geçmişi naklettik hesapta fakat tüm bunlar otuz yılı aşkın bir müddete tekabül ediyor pek tabii.

    yirminci yüzyılın ortalarından şu zamana psikiyatri alanında olağanüstü gelişmeler olduğuna dikkat çeken hüsnü erkmen, insan beynine ilişkin çözümlenmemiş veya tam manasıyla çözülememiş daha pek çok şeyin olduğundan, her geçen gün yeni kazanımlar elde edildiğinden, yeni sonuçlar çıkarıldığından "insan"ın daha iyi anlaşıldığından söz ediyor.

    salt psikiyatri bilimi de değil pekâlâ, bu zaman zarfında farmakolojide de müthiş mesafeler katedilmiş. 1950'li yıllarda amerika'da 10 bin kişinin aynı anda kalabildiği pek çok akıl hastanesi varmış misal. 1950'li yıllardan itibaren devreye giren ilaçlarla birlikte ruhsal sorunlar yaşayanların hastanelere tıkılması hadisesi de müthiş bir ivmeyle azalmış ve bu koca koca binalar başka maksatlarla kullanılmaya başlanmış veyahutta işte ufaltılmış falan fıstık...

    "mimiksiz hüsnü" dediğim için hocam umarım kızmaz bana. koca ömrünü insan'ı iyi etmeye adamış, heybesinde nice elim hikaye biriktirmiş, binlerce insana şifa vermiş bir hekimin donuk yüzlü oluşunu yersiz karşılamak da büyük haksızlık olur şüphesiz. sırıtsın mı sürekli yani nedir!

    kendisine buradan en derin sevgi ve saygılarımı iletiyor, yanaklarından da öpüyorum.*
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap