4 entry daha
  • 358 kd olarak askerliğimi yaptığım yer.

    öncelikle buraya düştüyseniz geçmiş olsun. muhtemelen sizde herkes gibi askerliğinizi şehir merkezindeki tugay karargâhda yapacağınızı zannedeceksiniz ancak yanılıyorsunuz. sizi ordan karaağaç, kestanelik ya da süloğlu kışlalarından birine yollayacaklar. kestanelikte askerlik yapan biri olarak süloğlu için cehennem dediklerini karaağaç içinse bölüğüne göre her şeyin değiştiğini söyleyebilirim.

    benim anlatacaklarım tamamen kestanelik ( general nüzhet bulca ) kışlası için geçerli olup karaağaç ve süloğlu için sağdan soldan duyduklarımla yetineceğim.
    nizamiye kapısında gelmeden başlıyor aslında her şey süloğlu kavşağı denen bir noktadan kışlaya dönüş yapıyorsunuz biraz ilerledikten sonra karşınıza bir mezarlık çıkıyor açıkçası iyi bir başlangıç vaad etmiyor. nizamiye kapısına geldiğinizde aşağı doğru inen bir yokuş ve ağaçlar dışında pek bir şey görünmüyor. zaten yokuş aşağı inerken nereye ben geldim diye sorgulamaya başlıyorsunuz.

    kestanelik kışlasında hudut taburu ve lojistik destek komutanlığı var. hudut taburu, lojistiğe göre daha iyi durumda hem kısa dönem sayısı daha fazla hemde madde bağımlısı yok denecek kadar az. aynı zamanda hudut taburunun yatakhaneleri ve binası lojistiğe göre daha yeni ve temiz.

    lojistik destek komutanlığı beş bölükten oluşuyor. bunlar bakım, karargah, sıhhiye, ulaştırma ve sahra olarak ayrılıyor.

    bakım birliği için konuşmak gerekirse, benim askerliğimi yaptığım süre içerisinde 120 kişilik bölükten sadece 10 kişi kısa dönemdi ve nerde bağımlı, jiletçi hepsi buradaydı. o nedenle diğer bölükler tarafından genelde korkuyla anılıyor ve bakım birliğinden kimseye diğer askerler pek bulaşmıyor.

    kışla’da iki tane kantin var biri hudut kantini diğeriyse, lojistik destek komutanlığını kantini. kantinlerde genelde sıra oluyor birde kantinci puştların kafasına göre açıp kapama tavırlarından dolayı stok yapmanız gerekebiliyor.

    kışla’da duş sorunu yok genelde sıcak su var ve duş sayısı oldukça fazla. ancak akşamları ister istemez kalabalık oluyor ve sıcak su bitiyor. benim tavsiyem genelde sabahları duş almanız.

    edirne’nin kışı çok soğuk, ben mart’ta gitmeme rağmen uzun bir süre içlik kullandım. özellikle nöbetlerde göt donduran bir rüzgarla başa çıkmanız gerekiyor. kestanelik kışlasında revir olmadığı için revire çıkmak tam bir ızdırap onun için sağlığınıza dikkat etmenizde fayda var.

    yemekler özel şirketten gelmiyor ve yemekhane rezalet durumda. yemekleri askerler yaptığından dolayı genelde yenmeyecek kadar kötü oluyor. ben 3 ay boyunca kaçak döner yemek zorunda kaldım.

    yine bakım birliği için konuşmak gerekirse sıracılık denen orospu çocukluğu burada da uygulanıyor. ben askerlik yaparken kısa dönemlere 3 hafta alt devrelik yaptırıyorlardı. bu 3 hafta da koğuşa su basmalar, mıntıka temizliği gibi konularda uzun dönemlerle aynı işler yapılıyor. bu 3 haftalık süre içerisinde diğer kısa dönemler devlerinizle birlik olmanızda fayda var.

    yukarıda belirtmiş olduğum gibi benim dönemimde bakım birliği genelde uzun dönem çocuklardan oluşuyordu ve pek çoğu madde bağımlısıydı. ancak çocukların madde bağımlısı hepsinin kötü insanlar olduğu anlamına gelmiyor. sıracılık muhabbeti bittikten sonra ben çoğuyla abi kardeş gibi oldum.

    sonuç olarak; askerlik tamamen kişiye, zamana ve şartlarada göre değişen bir olgu. yazılan hiçbir şeyin canınızı sıkmasına izin vermeyin.emin olun sizin askerliğiniz kimsenin yaptığına benzemeyecek.
7 entry daha
hesabın var mı? giriş yap