1689 entry daha
  • trump'ın zaferi bahanesiyle: küresel ısınma, bilimsel düşünce ve elitizm hakkında

    en fazla insana, en uzun süre boyunca etki edecek hususlardan biri küresel ısınma. ve şansına, iki adayın bu konudaki vaatlerinin farkı büyüktü. ama küresel ısınma uzun vadeye yayılarak gerçekleştiğinden, hiçbirimizin listesinde bir numara olmuyor. (insanlığın bug'ı bunlar işte, o yüzden gezegeni kurtarmak için yapay zeka devrimi lazım, bizi de hayvanat bahçelerine atmalılar)

    bu konunun 3 katmanı var aslında: uluslararası ticaret, ar-ge ve bilimin kültürdeki yeri.

    a) uluslararası ticaret yüzünden, çevreci regülasyonlar çok zor. mesela bir ülkede karbon vergisi koysan, oradaki üreticinin masrafı artacak, bunu gören diğer ülkeler ağırdan alıp kendi üreticilerinin ucuz kalmasını sağlayacaklar. herkesin korkusu bu. bu yüzden paris antlaşması gibi dönemeçler, zar zor ulaşılan başarılar.

    trump bu kazanımları yok edeceğini açıkladı. teknik olarak antlasmadan çıkamaz ama alınan kararları uygulamayacak. ve bunun için kongreden izin almak zorunda değil. demokratların yapabileceği hiçbir şey yok.

    tabii çin de "ben keriz miyim o zaman" diyecek ve karbon hedeflerini tutturmaya uğraşmayacak. hindistan gibi ülkelerdeki momentum da kesilir. bir tek iskandinavlar idealist takılırlar artık. gelip ceza kesen bir "uluslararası çevre polisi" de yok sonuçta. zaten en büyük sorun bu. "dişsiz" kanun bunlar.

    yani sırf abd'nin karbon salınımını kısıtlamayacak olması yeterince kötü ama yarattıkları zincirleme reaksiyon daha kötü.

    ***

    b) ticareti bırakıp iç pazara bakalım. demokratlar, vergilerin bir kısmını yenilenebilir enerji ar-ge'sine harcıyorlardı. clinton bu yatırımı arttırma sözü vermişti, trump ise buna tamamen karşı. "özel sektör uğraşsın, devletin işi olmaz" diyor. fakat devlet bir yandan petrol endüstrisine yardım yapıyor (vergi sübvansiyonu). niye? petrol lobisinin gücü bir yana, bu adamların uluslararası piyasada rekabet ettikleri şirketler, diğer devletlerin şirketleri. düşünün: bir amerikan özel şirketi, bir yandan amerikaya vergi verirken, bir yandan da rus devletinin %50'sine sahip olduğu veya çin devletin kontrolündeki bir şirketle rekabet edemez. bunlar adil rekabetin olduğu sektörler değiller, argüman bu.

    sonuçta, zaten ucuz olan petrol ve fracking devlet desteğinden faydalanırken, ucuzlamaları için büyük yatırımlara ihtiyacı olan yenilenebilir enerji endüstrisi ise kendi yağında kavrulacak (yahut california gibi ilerici eyaletlerin bütçelerinden az biraz nemalanacak ama federal bütçeden değil).

    bunun dünya için kötü tarafı şu: yenilenebilir enerji her halükarda lazım. yani küresel ısınma olmasa da gerekli. hem temiz, hem petrol zengini dikta rejimlerine bağımlılığı azaltıyor, hem de geleneksel enerji lobisinin gücünü kırıyor. ve zaten petrol bitecek, bugün yapmasan 30 sene sonra yapacaksın. yani ucuz finansmanla (abd hükümeti halen çok ucuza para buluyor) bu sorunu şimdi çözmek yerine, ertelemenin ve pahalılaştırmanın manası yok.

    hani, at gözlüğüyle bakıp, sırf abd'nin kısa dönem ekonomik çıkarı açısından değerlendirsen de bu böyle. zira rakip ülkeler bu konuya yatırım yapıyorlar. 5 sene sonra, afrikada bir çöle dev bir güneş paneli array'i yapılacaksa, bu ihaleyi çinli şirket alacak, ar-gesi kurumuş amerikan şirketi değil.

    daha geniş açıdan bakarsak: abd'de bu araştırmalara giden fonlar, dünya standardına göre büyük oldukları için, onlar kuruduklarında tüm insanlığın gelişimi yavaşlıyor, bu bir. ikincisi, federal yardım olmadan alınan patentlerin insanlığın yararına sunulmaları daha zor.

    ***

    c) bence daha bile önemli bir konu var: bilimsel düşüncenin kültürel prestijinin azalması.

    trump, küresel ısınmanın varlığını reddeden, hatta onu bir çin komplosu olarak gören biri. china china china! bunu insan arkadaş arasında söylemekten utanır.

    buna gerçekten inanıp inanmaması mühim değil. hatta bir mucize eseri vaatlerini gerçekleştirmese dahi, hasar çoktan verildi. zira bu konumu seçim platformunun bir parçasıydı ve her lafı açıldığında, utandırılmak yerine ödüllendirildi.

    binlerce kişinin önünde "havalar soğudu, iste iklim değişimi yalan" deyip alkışlandığını düşünün. evrim varsa neden maymunlar insan olmuyor'dan bile daha aptalca ve bu aptallık için bir bedel ödemiyor. onu orada alkışlayanlar hadi neyse, ama ertesi gün tv programlarında veya münazaralarda bunun üzerine gidilmemesi feci. geri adım atana kadar haftalarca baskı yapılması lazımken, kanıksanıyor ve iki saat içinde unutuluyor çok daha önemsiz magazinsel gürültünün altında.

    bunun etkisi bir nesil boyu sürer. çünkü bundan ne ders çıkarıyor insanlar? "bunu diyen başkan olabiliyorsa, ben niye kanıt bazlı düşünmenin zorluklarına göğüs gereyim? niye önemli konularda dahi, anlık hayvani tepkilerle karar vermeye utanayım?"

    aşılar olsun, ekonomik veriler olsun, evrim olsun, göçmenlik ve suç arasındaki ilişki olsun, diğer çevre sorunları olsun...her türlü konuda reaksiyoner, komplocu ve moda deyimle post-fact (gerçek-sonrası) duruş kazanıyor. zaten insan yapı itibariyle buna meyilli, internet ve özel medya bunu daha da kötüleştirdi.

    ***

    biz, mütemadiyen ilerlemeyi garanti sanıyoruz, doğduğumuzdan beri bu trende alıştığımız için. ama böyle bir doğa kanunu yok. insanlık geriye de gidebilir. buradaki kritik değişim cehaletin artması değil, cehaletle övünmenin kabul görmesi.

    trump'ın zaferindeki trajikomedi, babadan zengin olan bir dolar milyarderini elitist bulmayanların, çok mütevazi bir akılcılığı dahi elitizm ile bir tutmaları .
34 entry daha
hesabın var mı? giriş yap