15482 entry daha
  • twitter'da @mnumc adlı kullanıcının dondurulma ile ilgili ufuk açıcı floodu.

    http://instagram.com/mnumc

    uçakla seyahat ediyorsunuz. büyük bir patlama sesi geldi ve uçak birden son derece şiddetli sallanmaya başladı.

    uçakla seyahat ediyorsunuz. büyük bir patlama sesi geldi ve uçak birden son derece şiddetli sallanmaya başladı.

    uçakla seyahat ediyorsunuz. büyük bir patlama sesi geldi ve uçak birden son derece şiddetli sallanmaya başladı.

    "atlamak isteyenler için paraşüt takımlarımız mevcut. herkese yetecek kadar var. ancak deneme aşamasında ve çalışacağının garantisi yok."

    "ayrıca bu ekipmanlar çalışsa bile düşüşün ne kadar süreceği ve indiğinizde yeryüzünün nasıl olacağı hakkında da bir garanti veremiyoruz."

    "isteyenlere kabin ekibimiz yardımcı olacak. istemeyenlerin ise kalabalık yapmamak adına koltuklarına oturup beklemeleri rica olunur."

    ne yapardınız?
    paraşütü alırdım. (%89)
    koltuğumda kalırdım. (%11)

    bi' görüşe göre olay benjamin franklin'e kadar dayanıyor. evet doların üstünde görüyoruz televizyonda kendisini. ama konu farklı.

    kendisi 1773(?) yılında ölümü erteleme üzerine çalışmalar yapan dönemin ünlü tıp araştırmacılarından jacques dubourg'a bir mektup yazıyor.

    "keşke insanlari dondurup ileride uyandırabileceğimiz bilimsel bir yöntem olsaydı. ileride bilimimizin bunu başaracağından hiç şüphem yok."

    tabi bunu ölümden korktuğu için istemiyor asla. yıllar sonra dünya piyasalarında doların yerini bi' kere görmek istiyor. tamamen iyi niyetli.

    "bu sayede amerika'nın 100 yıl sonrasını bir günlüğüne görüp sonra yine ölmeyi kabul ederdim.". ne kadar vatan sevdalısı başkanmış.

    1962 yılında robert ettinger bir kitap yazıyor: ölümsüzlük beklentisi. cryonics'in temelini de kendisi atıyor böylece: insanları dondurmak.

    ettinger'a göre bugün çaresini bulamadığımız hastalıklarla başa çıkmanın tek yolu teknoloji gelişip çare bulana kadar insanı dondurmak.

    bu tam olarak insanı öldürmek olsa da geleceğin teknolojisinde ölümsüzlüğe dönüşmeyeceğini kimse söyleyemezdi.

    öldükten sonra kendisine de bu işlemin uygulanmasını isteyen ettinger, cryonics fikrine de oldukça taraftar toplamış.

    evan cooper en şiddetli takipçilerinden. kendisi, kurduğu "life extension society" ile insanları dondurma çalışmalarına kafayı takmış.

    gerçek anlamda ilk deneylerin yapıldığı yer ise resimde gördüğünüz 'cryonics ınstitute'.

    ilk dondurulan insan ise amansız bir hastalığa yakalanan james h. bedford. 12 ocak 1967'de öldüğünde donduruluyor. tam 50 yıldır bu halde.

    olaydan sonra 12 ocak günü özellikle cryonics taraftarları arasında #bedfordday olarak anılıyor. şirket arşivinden bedford'un dondurulması:

    bu olaydan on iki sene sonra cryonics için bir kabus gerçekleşiyor. enstitüde dondurulmuş halde saklanan 9 bedenin çözüldüğü anlaşılıyor.

    bu kısım biraz türk işi çünkü yapılan araştırmalar sonucunda enstitünün enerji izolasyon sistemlerinin yıllardır çalışmadığı anlaşılıyor.

    davalar ve soruşturmaların baskısına dayanamayan enstitünün kepenk indirmesi bu işin ciddiyetini de gözler önüne seriyor.

    1977 yılında kurulan ve bugün sektörün en köklü şirketi olan alcor ise çalışmalarına daha dikkatli devam ediyor, araştırmalar artıyor.

    dondurma işleminin hücrelere verdiği zararla ilgili epey uzun ar-ge çalışmaları yapılıyor. üniversitelerden akademisyenlerle çalışılıyor.

    işin içine kimyasallar giriyor. önce gliserol kullanılırken sonra organ nakillerinde de kullanılan camlaştırma teknolojisi yaygınlaşıyor.

    yani öyle derin dondurucuya et koyar gibi insanlar dolaba koyulup kapatılmıyor. tabi tercih ettiğiniz şirkete göre de değişiyor.

    1987 yılında ise berkeley üniversitesi’nden dr. paul e. segall köpeğini 15 dakikalığına dondurup çözüyor. http://articles.latimes.com/…ews/mn-1316_1_cryonics

    bu sevimli hayvan cryonics taraftarlarının kahramanı. çünkü olayın gerçekleşebileceğine en büyük delil o. ancak tabi ki tam bir örnek değil.

    cryonics hizmeti veren şirketler ise biri hariç amerika'da. sektörün lideri alcor life extension foundation, amerika'nın arizona eyaletinde.

    abd dışında tek merkez ise kriorus. pek hijyenik bir tablo çizmeyen bu merkez moskova'da. rusların klasik hali bu, içi muhtemelen iyidir.

    işlemin maliyetleri de yine şirketlere göre değişiyor. alcor bütün bedeninizi dondurmak için min $200k istiyor. yaklaşık 760 bin lira.

    diğer şirketlerde daha ucuza fiyat almak mümkün ancak onlarda da alcor'un bütün hizmetleri sunulmayabiliyor. alcor gerçekten zirve.

    ayrıca bu şirket yaşınıza, öğrencilik durumunuza, aile üyeliği yapmanıza vs. göre indirim seçenekleri sunuyor. her türlü incelik düşünülmüş.

    yine bir kolaylık olarak hayat sigortanızı buraya bağlama imkanı sunuluyor. taksit taksit, oh.

    yapmanız gerekenler çok basit. şirketinizi seçin, üyeliğinizi yapın, ödemelerinizi denkleştirin ve ölün! kolay bence.

    peki ölüm nasıl oluyor. bu düşünceli insanlar oradaki olasılıkları da hesaplamış. iyi ve kötü ihtimaller var. iyi ihtimal hasta olmak.

    hasta olduğunuzda sizi kendileri misafir ediyorlar. bu paketinizin içeriğine göre ayarlanıyor. amansız bir hastalığa yakalanıp gidiyorsunuz.

    ansızın gelen ölümler ise kötü senaryo. bunun için de üyelik sırasında bileklikler veriliyor. üzerinde öldüğünüzden sonra yapılacaklar var.

    'bulunması halinde en yakın alcor şubesine getirilmesi...' tarzı şeyler yazıyor. defnetmeyin, otopsi yapmayın vs. uyarılar ve numaralar.

    derhal soğutulup anlaşmalı olduğunuz şirkete götürülmeniz gerekiyor çünkü özellikle beyin kısa süreli oksijen yokluğunda bile hasar görüyor.

    işlem için belirtilen ideal süre ise 15 dakika. baştaki uçak örneğine dönecek olursak bu uçağın düşmesi için verilen süre.

    ama motorlar zaten patladı. yani öldünüz. paraşüt cryonics işlemi. deneysel aşamada ve henüz kanıtlanması dahi imkansız. ama uçak düşüyor.

    uçak örneği ölümcül hastalığa yakalanmak senaryosuna benziyor biraz daha. sonun gelişi belli. bir tercih yapacaksınız.

    burası teknik kısımlardan sıyrılıyor biraz. baktığınız zaman uçak zaten düşecek. yani öldünüz. paraşüt bir şans ama garantisi yok.

    şu anda bir garanti verilmesi de imkansız zaten. mesela bedford'un yeniden hayata döndürülebilmesi örneği. teknoloji o seviyeye gelmedi.

    öncelikle zarar vermeden çözmenin bir yolu bulunmadı. ne zaman bulunacağına dair de bi' ipucu yok. ilk verilen tarih 2010'larmış.

    tabi bu olmadı. şu an 2035-2040 civarı tarih veriliyor. bu sadece işlem için öngörülen zamanlar. işin bir de bedford özelindeki boyutu var.

    bedford'un kanserine de kesin bir çözüm bulunmalı ki hayata döndürülsün ve cryonics işe yaramış olsun. henüz bu da koca bir belirsizlik.

    bunun haricinde onlarca farklı ihtimal var. şirketler tarafından yapılan bu işin arkasında herhangi bir devlet desteği yok.

    dolayısıyla hissesini alırken dahi kılı kırk yardığınız bu şirketlerin başına ne geleceği böyle bi' durumda önemli bir soru işareti.

    yapılan iş çok maliyetli. açıklanacak bir iflas sonrasında 'abi biz bu kutuları ne yapalım ya?' konumuna düşme ihtimaliniz var.

    şirketlerin işi büyütüp devlet desteği aldıklarını düşündüğümüzde bile olası bir savaş anında kimsenin sizi düşünmeyeceği aşikar.

    öteki taraftan zaten öldüğümüz için bundan sonra olacakların önemi olmadığını düşünebiliriz. çünkü cryonics hayattayken yapılamıyor.

    para verme kısmı da bu yüzden mantıksız gelmiyor. öldükten sonra 200 bin değil iki milyon dolar bile versem bana bi' zararı olmaz bence.

    işlemi kabul ettiniz, ne oluyor?

    öldükten sonra sizi hemen işleme alıyorlar. cryoprotective perfusion. ana damarlarınız bir perfüzyon devresine bağlanıyor.

    genelde aort kanalı veya sağ kulakçık tercih ediliyor. göğsünüzde cerrahi çalışılıyor. çok detayına girip konuyu saptırmak istemiyorum.

    0 santigratta bekletilirken perfüzyon döngüsüne özel solüsyon enjekte ediliyor ve bu işlem vücudunuzda hiç kan kalmayana dek devam ediyor.

    işlem sırasında beynin durumu kafatasına açılan küçük deliklerden takip ediliyor. burada sorun çıkmaması halinde soğutmaya alınıyorsunuz.

    bilgisayar kontrollü fanlarla yapılan nitrojen gazı sirkülasyonuyla -125 dereceye kadar soğutuluyorsunuz. bu camlaştırma için gerekli.

    sonrasında camlaştırma seviyesine kadar soğutulup buz formuna girmeniz önlendiğindeyse bu sefer -196 dereceye soğutuluyorsunuz.

    devamında yapılan teknik bakımlara vs. girmeyeceğim. yine şirketin kalitesine göre değişen miktarda hizmet ve bakım var. kontroldesiniz.

    cryonics kısaca böyle çalışıyor. eskiye göre daha kaliteli dondurma çalışmaları var. teknolojisi ilerliyor. çözülme için konuşmak zor.

    buralarda zaten sorun yok. sonra ne oluyor. diyelim ki tamamen yolunda gitti; şirket batmadı, başınıza bi'şey gelmedi ve çözülme bulundu.

    en çok tartışılan kısımları buralar. kişinin psikolojisi, toplumun etik değerleri ve hukuki süreçler. hepsi birer soru işareti.

    son 100 yılda gerçekleşen bilimsel ve teknolojik gelişmeler son 1000 yıldakinden fazla. gittikçe de daha hızlı ilerliyor.

    ne zaman çözüleceğimiz belli değil ve yakın tarihte de mümkün gözükmüyor. ama 'iphone kablosuz şarja geçti mi' seviyesinde olmayacağı kesin.

    öğrendiğiniz belki hiç bir bilgi, sertifikalarınız, diplomalarınız hatta ehliyetiniz geçmeyecek. sıfırdan daha dipten başlayacaksınız.

    ayrıca muhtemelen üzerinizde milyon tane deney yapacaklar. bunun iyi yanı topladığınız ilgiyi paraya çevirirseniz sizi bi' süre idare eder.

    inanılmaz zor bi' psikolojik durum olacağını düşünüyorum. dil bilmiyorsunuz. belki vücutlar bile değişmiş.

    psikolojik problemlerin yanında hukuki ve resmî sorunlar var. adınız ne? kimsiniz? doğum tarihiniz doğduğunuz tarih yoksa çözüldüğünüz mü?

    aileniz var mı? mirasınız ve malvarlığınız nerede? eğer tükenmediyse üzerinde talep hakkınız olacak mı?

    muhtemelen konunun iyice gündeme gelmesi ile bunlara yönelik çalışmalar başlar ve çözülme bulunmadan uygulanacak prosedür hazırlanmış olur.

    ama bunlar da en az cryonics işlemleri kadar titizlik gerektiren çalışmalar olacaktır. işin psikolojik kısmına ise yapılabilecek bi'şey yok.

    ne yapacaksınız, rehabilitasyon mu? neye göre? uçan arabalar mı olacak? farklı bi dünya dili mi? insanlık mars'ta mı yaşamaya başlamış?

    hepsine rağmen beni inanılmaz heyecanlandıran bi konu. nereye bağlanacağını aşırı merak ediyorum. görecek kadar yaşamam ama yaptırır mıyım?

    aklım inanmak istemiyor. olabileceğine de imkan vermiyor. ama 'umut tacirleri' diye kestirip atmak da gerçekçi değil.

    içgüdüsel olarak baktığımda: evet. çok merak ediyorum ve bunun için imkanım olursa denerim. kazancın yanında kaybın ufacık olduğu bi' bahis.

    şimdi tekrar: ne yapardınız?

    paraşütü alırdım. (%74)
    koltuğumda kalırdım. (%26)
26355 entry daha
hesabın var mı? giriş yap