5 entry daha
  • klişe bir cümle olacak ama kuran'da tam anlamıyla "ideoloji" denebilecek bir kavram bulunmaz ancak kelime anlamıyla siyaset ile ile ilgili ayetler yer alır aslında (üstünkörü bir tarama sonucuneml suresi - 32. ayette ve haşr suresi - 7. ayette bir şeler buldum). siyasal sistem temel olarak peygamberin siyasal deneyimlerinden temelini almaktadır. bu sistemi meşrulaştırmak için bazı batılı yazarlar (mesela beverly milton-edwards), hicret'in bir politik hamle özelliği taşıdığını öne sürmüşlerdir. yorum yapmak gerekirse, her ne kadar hicret'ten siyasi bir sonuç çıkarılabilecekse de ben hala bunun hayatta kalma hamlesi olduğunu düşünürüm.

    akabinde şöyle bir sistem çıkmıştır karşımıza: islam imparatorluğu. bu devletin gelişimiyle müslümanlığın gelişimi/yayılması arasında doğrudan bağ kurulabilir. cihad anlayışıyla bağdaştılırlan bu devlet politikası, fethedilen topraklardaki halkların öyle ya da böyle müslüman yapılması nı öngörmüştür. burada isteyerek islama dönme anlayışını kabul etmediğimi de belirtmek isterim. eğer bir elinde eğri bir kılıç, öbür elinde de bir kitap tutan birisi gelip de bir seçim yapmanızı isterse, muhtemelen kitabı seçersiniz.

    başta da söylediğim gibi, islam sadece kuran olarak ele alınırsa, bunlar birbirlerinden ayrılabilir. ancak yine de kuran'dan içtihadlarla dini kavramları siyasal düzleme taşınabilir ama içtihadı yapanlar arasındaki farklılıklar,evrensel bir islami politik anlayışı önündeki engeldir. bu yüzden, tarihte islam'ın kendisi adına hareket eden ve liderlik rolünü üstlenen devletler (emevilerden osmanlılara kadar) hem bu bahsettiğim kavram yüzünden hem de küresel konjonktür yüzünden birbirlerinden farklıdırlar. tek benzerlikleri, temel olarak şerri hukuk düzeni üzerinde hareket etmeleridir ki, şeriat da içtihadlarla var olduğundan dolayı yine aynı şekilde farklılık kendini gösterir.

    peşinen edit: devam edecek
911 entry daha
hesabın var mı? giriş yap