9384 entry daha
  • “atatürk sayesinde bir gecede zengin olduk”

    atatürk sayesinde bir gecede zengin olduk demişsiniz, bunun hikâyesini bir de sizden dinlemek istiyoruz. nasıl oldu?

    celal şengör: şeker fabrikaları kurulurken bir toplantı yapılıyor atatürk, hayri ipar ve kâzım taşkent ile. kâzım taşkent benim anneannemin teyze çocuğu ve hayri ipar meşhur şeker kralı. atatürk diyor ki şeker fabrikaları kurulurken “almanya’dan makinalar nakledilecek, bunu nakledebilmek için bunu bir alman şirketi yapacak, bunun da bir türkiye karşılığı lâzım.

    fakat bunu türkiye’de karşılığını yapacak kişi yok. dolayısıyla birini kredi sahibi yaparak ona şirket kuracağız ve bu kişiyi zengin edeceğiz. bu kişinin krediyi bizden alarak cumhuriyet’e ihanet etmeyecek bir adam olması lâzım. onun üzerine kâzım ağabey rahmetli dedemi teklif ediyor, dedemi de atatürk hayatında bir defa görmüş, çünkü dedem hava kuvvetlerindeymiş birinci dünya savaşında ama er olarak.

    birinci dünya savaşı bittikten sonra dedem 1921 senesinde istanbul işgal altındayken bir şirket kuruyor. ablasından aldığı iki altın ödünçle, eniştesinin de altın kösteği ile bir eşek alıp istanbul’da mal taşıyor. fakat bu arada duyuyor ki anadolu’ya silâh kaçırılıyor ve bu hemen gönüllü giderek ben de katılayım diyor. iyi rumca biliyor tabiî kendisi yanyalı, orada bayağı isim yapıyor. kurtuluş savaşı kazanıldıktan sonra içlerinden bir grubu ankara’ya götürüyorlar. sıraya dizildiklerinden atatürk de geliyor hepsinin elini sıkıyor.

    atatürk: “sen de benim gibi rumelilisin”

    hepsinin elini sıkarken işte onlar da isimlerini ve memleketlerini söylüyorlar. bu arada sıra dedeme geldiği zaman “mehmet nuri, yanya, paşam” diyor. bu sırada atatürk bakıyor dedeme, yanağını okşuyor ve “sen de benim gibi rumelilisin” deyip geçiyor, hepsi bu kadar. kâzım ağabey dedemin yaptıklarını anlatınca atatürk, “evet sarı saçlı bir oğlan vardı o muydu?” diyor kâzım ağabeye. “bunu kâzım ağabey bana anlattığı zaman inanamadım” derdi dedem. “çünkü atatürk beni sadece birkaç saniye gördü, o da işte mehmet nuri, yanya, paşam diyene kadar; bir de yanağımı okşadı, ‘sen de benim gibi rumelilisin’ dedi o kadar.” ama hatırlamış “sarı saçlı bir oğlan vardı, tamam verin gitsin” demiş.

    dolayısıyla dedem bir anda zengin olmuş. kurduğu şirket muazzam… çalışkan adamdı rahmetli, geliştiriyor şirketi. yeşilköy’de bir köşk alıyor, onu hemen cumhuriyet halk partisi’ne hediye ediyor. bir tane daha köşk alıyor, onu da halk evlerine hediye ediyor. ondan sonra bütün yeşilyurt’u satın alıyor ve cumhuriyet halk partisi için parsellettiriyor. kooperatif yaptırıyor en son anneannem kızıyor, sen diyor çoluğunun çocuğunun rızkını ona buna dağıtıyorsun. niye biz paramızı devlete veriyoruz diyor. dedem de onun üzerine diyor ki “bana bak, bu iş öyle değil, atatürk bu parayı üstüne oturayım diye vermedi bana, bu milletin parası” diyor. atatürk bir bakışta bunu görmüş demek ki dedemde.

    “atatürk’ün bu adamlar üzerindeki etkisi inanılmazdı.”

    ben bunu ihsan ketin hocamda da gördüm. ihsan ketin hoca durur durur ben atatürk’ e borçluyum derdi. çünkü atatürk onları göndermiş yurt dışına okumaya. meselâ ekrem kurgal’ı hiç duydun mu bilmiyorum, muazzam bir adamdı ekrem bey; ben aynı şeyi ondan duydum. o da hep atatürk’ e borçluyuz derdi. bu insanlarla her şeyi tartışabilirdin. benim dedem müslüman bir adamdı, anneannem ve babam da öyleydi ama ben dinsizim demek suç değildi evde. oturup tartışabilirdin. ancak iki kişinin dokunulmazlığı vardı, onları tartışmak yasaktı. onlar atatürk ve inönü’ydü, onlara dokunursan evde hır çıkardı.

    tamamı

    insan şunları okuyunca bile içi umut doluyor. atatürk bu kadar fedakarlığı yapmışken, geçmişte onun izinden gidenler bir an yolundan vazgeçmedilerse, biz niye vazgeçelim.

    tanım: bir asır öncesinde yaptıklarıyla hala daha yolumuzu aydınlatan insan.
20209 entry daha
hesabın var mı? giriş yap