9 entry daha
  • mülkiye dergisinin 37(2) sayısında (2013) özgün dinçer'in "şehir hakkı çerçevesinde sokakların iadesini talep eden toplumsal hareketler" başlıklı yazısının ilk sayfalarından alıntıdır. reclaim the street hareketini anlatırken şehir hakkı kavramının teorik temellerini de hatırlatmıştır.

    -----------------------------------------
    henri lefebvre, şehir hakkı kavramını, ilk olarak 1968 tarihli le droit à la ville adlı çalışmasında tartışmış, kavram daha sonra david harvey tarafından da geliştirilmiştir. lefebvre'in (1996) ve harvey'in (2008b, 2013) tartıştığı hâliyle kavramın temeli kapitalist kentleşme sürecinin marksist analizine dayanmaktadır. kent mekânının örgütlenmesi ve düzenlenmesinde kapitalist üretim biçiminin etkisi, başta lefebvre (1991), harvey (2006, 2008a) ve manuel castells (1997) olmak üzere kenti marksist bir yaklaşımla ele alan birçok yazar tarafından tartışılmıştır. bu tartışmalarda modern kent ve kentsel mekânlar, kapitalizm ile ilişkili olarak değerlendirilmekte ve temelde kapitalizmin kentsel çevrenin üretilmesindeki rolünün altı çizilmektedir. lefebvre (1991:9-10), kapitalizmin binaların inşasından yatırımın dağılımına ve emeğin dünya çapında bölünmesine kadar mekânla ilgili uygulamalı sorunların tümünü etkilediğine işaret ederken, castells (1997) kenti kapitalizmin gerektirdiği işgücünün yeniden üretiminin mekânsal birimi olarak ele almakta, harvey (2006, 2008a, 2013) ise kenti sermaye birikim süreçleri çerçevesinde kavramsallaştırarak, sermayenin dolaşımında kentsel üretim, dolaşım, değişim ve tüketim için maddi altyapının oluşturulması olarak tanımlamakta ve bu nedenle sermaye birikiminin mantığının kentsel gelişimin temel üreticisi olduğunu ifade etmektedir. kapitalizm, krizlerini ve içsel çelişkilerini aşmak için "uzamsal çözümler"e başvurmakta, coğrafi yayılma, uzamsal düzenlemeler, eşitsiz coğrafi gelişim gibi imkânlardan yararlanmaktadır. bu şekilde "kapitalizm kendi birikim sürecinin belirli bir tarihsel andaki dinamiklerine uygun olan bir coğrafya", diğer bir deyişle uzamsal ilişkiler, mekânsal düzenlemeler, örgütlenmeler ve yerler ağı üreterek kendi devamını sağlamaktadır (harvey, 2008a, 40, 74-75, 80-81). harvey (2006, 2013), kentin kapitalist toplumsal ilişkilerin temel unsuru olarak görülmesi gerektiğinin altını çizmektedir. lefebvre (1991) de benzer şekilde, kapitalizmin kentsel mekânı örgütleyerek kendi devamını sağlayan toplumsal ilişkileri yeniden ürettiğine işaret etmektedir. kentlerde mekânın örgütlenmesi aracılığıyla kapitalizmin toplumsal ilişkilerinin yeniden üretildiğini ve kapitalizmin kentsel mekânın düzenlenmesi yoluyla ayakta kalıp gelişebildiğini belirten yazara göre, bu hâliyle kent kapitalist gelişmenin sadece nesnesi değil öznesi hâline de gelmektedir. dolayısıyla kapitalizmin kent mekânının metalaştırdığı, mekânı işgal ederek ve mekânı üreterek varlığını sürdürdüğü hem lefebvre hem de harvey tarafından ifade edilmektedir. şehir hakkı kavramını tartışırken her iki yazar da bu noktadan hareket etmekte ve kapitalist kentleşme süreci karşısında kentlilerin haklarını bu bağlamda tartışmaktadır.

    şehir hakkı kavramı tartışmalarında hem lefebvre hem de harvey, kentleşme sürecinde etkili olan sermaye mantığı karşısında kentlilerin kent üzerindeki haklarını ön plana çıkartmaktadır. lefebvre (1991, 1996), şehir hakkını kent mekânının üretimine dair görüşlerine paralel olarak tartışmakta ve bu süreçteki ilişkilerde önemli bir değişimi önermektedir. şehir hakkı, değişim değerine göre örgütlenen kent mekânı yerine, kullanım değerine göre belirlenen bir kent yaşamını temel almaktadır. bu anlamda şehir hakkı, kentte yaşayanların kenti kendi ihtiyaçları doğrultusunda değiştirme ve yeniden üretebilme hakkıdır. nitekim, kenti artı ürünün toplumsal ve coğrafi olarak yoğunlaşması olarak tanımlayan harvey (2013:45, 65)'e göre de şehir hakkı, kentli kitleleri yaşadıkları kentten mahrum bırakma pahasına gerçekleşen kentleşme süreci üzerinde kentlilerin belirleyici bir güç olmayı talep etme hakkıdır. kent içinde yaşayanların kentsel süreçlere müdahil olmasını talep etmek ise, kent mekânının üretimindeki ekonomik, politik ve sosyal süreçleri ve ilişkileri etkileyecek önemli bir müdahaledir. mekânın üretimi sermaye yatırımlarından vergilere, yerel yönetim kararlarından çevresel kararlara kadar birçok unsurun etkileşimini içermektedir. dolayısıyla kavram, mekânın üretimindeki güç ilişkilerinde önemli bir yeniden yapılandırmanın, sermaye ve devletten kentlilere kayan güç değişiminin gerekliliğini öngörmektedir. bu anlamda da bireysel değil kolektif bir hak olarak şehir hakkı kapitalist kentleşme süreçlerine ve ilişkilerine bir müdahale anlamına gelmekte ve dolayısıyla da anti-kapitalist bir nitelik taşımaktadır.

    kaynaklar:

    castells, manuel. (1997). kent, sınıf, iktidar. çev. asuman erendil. ankara: bilim ve sanat.

    harvey, david. (2006). sosyal adalet ve şehir. 2. basım. çev. mehmet moralı. istanbul: metis.

    harvey, david. (2008a). umut mekânları. çev. zeynep gambetti. istanbul: metis.

    harvey, david. (2008b). the right to the city. new left review 53, eylül-ekim, s. 23-40.

    harvey, david. (2013). asi şehirler: şehir hakkından kentsel devrime doğru. çev. ayşe deniz temiz. istanbul: metis.

    lefebvre, henri. (1991). the production of space. çev. donald nicholsan-smith. blackwell, great britain.

    lefebvre, henri. (1996). the right to the city. içinde: kofman e. ve lebas e. (çev. ve ed.) writings on cities, blackwell, 147-159.
    -----------------------------------------
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap