27 entry daha
  • yüz binlerce okunacak kitap, on binlerce seyredilebilecek film ve aklıma gelmeyen bir kamyon aktivite varken bir insan evladı nasıl oluyor da gidip survivor denen saçmalığı izleyebiliyor. vallahi, billahi, şerrefsizimkine, eşşoleşşeğimkine anlayamıyorum.

    nasıl bir duygu ki, insanı "yaaa, bundan başka seyredecek ne var ki?" moduna sokuyor. yani öyle bir duygu ki, adam kendisini televizyon izlemek zorunda hissediyor. acıkma, uyuma, su içme gibi insani duygular var ya işte bunlara bir de televizyon izleme duygusu eklenmiş. yani o televizyon muhakkak izlenecek. hem de o kadar akp'den nefret edip, akp ile ilintili bütün markaları boykot ederken bu yapılacak. yani rte sevgisi arş-ı alâ'ya varmış bir acun kişisinin programı böyle sevilecek. ona reyting ve para kazandırılacak.

    yani alayınız okumuş bebelersiniz, hepinizin yabancı dili fişek gibi, margaret thatcher konuşsa ondaki gramer yanlışını ortaya çıkaracak, shakespeare'in eserlerini orijinal dilinden okuyacak, ingiltere parlamentosu'ndaki işçi hakları yasa tasarısını altyazısız anlayacak kadar ingilizceniz var, ama bu kadar donanımlıyken o televizyon kutusundan tutup survivor'ı seçiyorsunuz, anlayamıyorum olm, zorlamı lan, anlayamıyorum işte, alla alla. (bkz: anlayamazsınız hem de ne)

    hem bu survivor denen saçma program bana futbol sevgimi de sorgulattı. artık eskisi kadar önemsemiyorum.
    babam ve erkek kardeşim için futbol galaksi'deki en gereksiz olaydır. futbol topu karpuz gibidir. sarı-kırmızı abimin/oğlumun tuttuğu takımdır. hakan şükür, rıdvan, maradona aha bu kadar. hepsi bu kadar.
    yani türkiye gibi çocukluktan itibaren top ve futbol ile yoğrulmuş bir ülkede erkek olarak doğuyorsun ve bu spora bu kadar uzaksın. "nasıl olur yavvv? derdim. erkek olup futbolu sevmeyen adam bana çok garip gelirdi. anlayamazdım.
    ulan, ben maç için bağırmaktan sesi kısmışım, ayaz demeyip stada gitmişim. 40.000 kişinin anasına sövüp, 40.000 kişiden küfür yemişim, gömlek almayıp forma almışım, hiç tanımadığım bir adamla hiç tanımadığım başka adamlar için kavga etmişim, dayak yemişim, bu kadar önemsemişim, bu kadar önemli görmüşüm. ama adamların gram umrunda değil.

    ne zamandır dikkat ediyorum, bir dost meclisinde toplanılsa takribi yarım saat sonra konu survivor'daki bebelere geliyor. bu muhabbete başlandığı zaman kendimi, "çince anlatılan egzistansiyel fenomenoloji konferansı"nda gibi hissediyorum.

    işte şimdi anlıyorum, futbolun o kadar da önemli olmadığını. çünkü survivor benim için "a ve e harfleri kullanılmadan urartuca'ya tercüme edilmiş çamaşır makinesi kullanma kılavuzu" gibi.

    bill shankly senin yapacağın aforizmaya da ayrı bir sokayım. neymiş efendim "futbol bir ölüm- kalım meselesi değildir. ondan çok daha önemlidir."

    bana ne amk yavv, cork city-drogheda maçından lan. bana ne olm albacete'nin attığı ofsayt golünden, bana ne olm frosinone'nin yaptığı hatır şikesinden lan... futbol için istikbal yakmışız yavv, bundan kelli "sikmişim işi gücü, saldır ankaragücü!!1!."

    not: ne kadar kıl oluyorsam artık koca koskocaman yazmışım hee, tipimi sikeyim.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap