4 entry daha
  • "postadan gelen zarflarını açacaklar, gazetelerine göz gezdireceklerdi. ilk sigaralarını yakacaklardı. dışarı çıkacaklardı. işleri, sabah yalnızca birkaç saatlerini alacaktı. öğle yemeğini yemek üzere buluşacaklardı; havalarına göre ızgara ya da sandviç yiyecekler, bir sokak kahvesinde kahve içecekler, sonra da yürüyerek, ağır ağır evlerine döneceklerdi.

    daireleri pek seyrek düzenli olacaktı. ama düzensizliğinin bile çok büyük çekiciliği bulunacaktı. bunu dert etmeyeceklerdi; yaşayacaklardı orada. çevrenin konforu onlara kazanılmış bir olgu, temel veri, doğalarının bir hali gibi gelecekti. dikkatleri, ilgileri başka yerde, açtıkları kitapta, yazacakları metinde, dinleyecekleri plakta, her gün yeniden başlayan karşılıklı konuşmalarında olacaktı. sinirlenmeden, acele etmeden, suratlarını buruşturmadan uzun zaman çalışacaklardı. ardından da akşam yemeğini yiyecekler ya da akşam yemeği için dışarı çıkacaklardı; arkadaşlarıyla bir araya gelecekler, birlikte gezeceklerdi.

    zaman zaman, kitaplarla dolu bu duvarların, tümüyle eve uydurulmuş, öyle ki sonunda kendi kullanımları için yaratıldıklarına inandıkları bu eşyaların, bu güzel, tatlı, yalın, ışık saçan nesnelerin arasında tüm bir yaşam uyum içinde geçebilirmiş gibi gelecekti onlara. yine de buraya zincirle bağlıymış gibi hissetmeyeceklerdi kendilerini; bazı günler serüvene gidecekleri. hiç bir tasarı olanaksız gelmeyecekti onlara. ne hınç, ne acı, ne de çekememezlik duyacaklardı. çünkü olanakları ve arzuları her zaman, her noktada uyuşacaktı. bu dengeye mutluluk adını verecekler ve özgürlükleriyle, sağduyularıyla, kültürleriyle, ortak yaşamlarının her anında onu keşfetmesini, korumasını bileceklerdi."
22 entry daha
hesabın var mı? giriş yap