bogdan bogdanoviç

• kendisiyle ilgili pazar günü başımızdan geçen minik bir anıyı aktarmak istiyorum:
  
  belgrad'a pazar sabahı için birkaç hafta evvel bilet almıştım. hem vizesiz hem de rahat gidebileceğimiz bir şehir olmasının çeşitli avantajları vardı tabii. neyse bla bla bir yana, geçen gün fenerbahçemiz türkiye basketbol ligi şampiyonu oldu (again and again, şaşmaz şampiyonluk). e haliyle bogdan da bizimle aynı gün belgrad uçuşundaymış! sabahın köründe ailemle oturuyoruz bir yerde sabiha gökçen'de, bir baktık bogdan! tabii çoluk çocuk falan hepsi "bogdanoviç yaaaa" diye peşinden koşuyor. neyse. velhasıl kelam annemle gittik yanına, "bogdan sorry to disturb you but could we take a photo together?" dedim zira çocuk sonunda tam kahvaltı ediyor ve oturmuşken rahatsız ettim (iyi de zibilyon tane insandan sonra bir an yakalamışım ne yapayım). sonra da "could you take photos?" diyip eline telefonu tutuşturdum zira adamın kolu iki katım kadar. nihahaha. neyse ben size selfie anısı anlatmak için gelmedim.
  
  uçağa bindik, arka sıralardayız. bu da en önde. birden arkalara gelmeye başladı bogdan sırtında çantasıyla fıtı fıtı. önünde de bebekli genç bir kadın. bogdan'ın elinde çanta falan. kadını yerine oturttu, çantasını yukarı yerleştirdi, taaa en arkadan geri en öne döndü. yani sırf tanımadığı bir kadına bagajını taşımaya yardım etti olm bu çocuk. akrabası değil tanıdığı değil. gözüme bir kez daha girdin bogdan'cım. ayrıca ikinci meslek olarak kendine "selfieci" olmayı seçebilirsin, o kollarla her türlü selfie'yi çat çat çektiğini gördüm bizzat gözlerimle (verdik eline telefonu çat çat basıyor ekrana, n'oliy dedim).
  
  yolun açık olsun, ister kal ister git. ama benim gönlüm kalmandan yana tabii. bak ne bojan'ın ne de nemanja'nın esamesi okunuyor mu nba'de. unuttuk gitti hepsini. nemanja'cım oyun başına 5-6 sayı ile oynuyor, bojan da 12-13 falan. kal yani fenerbahçe'de, n'apıcan oralara gidip.