emanullah han
-
atatürk'ün cumhuriyet dönemi kılık kıyafet ile ilgili kültürel(!) reformlarına ibret teşkil etmiş afgan kralı.
feroz ahmad, the making of modern turkey adlı kitabında şöyle yazmış:
"bir put kırıcı olarak kemal, türk kadınının statüsünde bir devrim yapma girişiminde bulunduğu takdirde, büyük bir ayaklanma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını biliyordu. kalabalıklara, örtünmenin ne kadar aşağılayıcı olduğuna dair uzun söylevler veriyor, ancak fesi ortadan kaldırdığı gibi peçeyi de kaldırmaya cesaret edemiyordu."
...
"ancak atatürk, kadınlarla ilgili değerlerini asla ülkeye zorla kabul ettirme girişiminde bulunmadı. islami toplumda gelenek konusunda öylesine duyarlıydı ki, peçeyi yasakladığını duyduğunda afgan hükümdarı kral emanullah'ın devrileceğini önceden gördü."
not: eseri türkçe çevirisinden okudum ancak yukarıdaki "duyarlı" kelimesini paragraf içinde anlamlandıramadım. bir yanlışlık olabilir çeviride. orjinaline bakmak lazım.
edit: yahu niye şimdi aklıma geldi bilmiyorum ancak bu entry'de bahsettiğim ''duyarlı'' kelimesinin çevirisi üzerine geçen sene bu zamanlar bir mesaj almıştım @metainduction adlı yazar kişisinden. belirttiğim kısımdaki ''duyarlı'' kelimesinin çevirisinin dediğim uyumsuzluk hali üzerine metinin asıl dili üzerinden yaptığı değerlendirme için aşağıya mesajını kopyalıyorum olduğu gibi:
''iyi günler. eğer kitaba bakma imkanınız olmadıysa:
"however much kemalists may have favoured the liberation of
women ‘from the shackles of tradition’, they recognised the hold of
tradition on the society they were struggling to change and the power
of conservative forces. kemal, the iconoclast, knew that he risked a
major upheaval if he attempted to revolutionise the status of turkish
women. he was willing to harangue crowds against the degrading
practice of veiling but he never dared to abolish it as he did the fez. he
set an example by marrying an educated, westernised, liberated
turkish woman who accompanied him around the country on his
tours. he had his adopted daughters brought up as models of the
kemalist woman; one became professor of history at the newlyfounded university of ankara, while the other was trained as a pilot
on active duty who actually bombed kurdish rebels in the rebellion of
1937. both were consciously trained to invade the traditional preserves
of men. but atatürk never attempted to impose his own values
regarding women on the country. he was so in tune with the forces of
tradition in ıslamic society that he predicted the overthrow of the
afghan monarch, king amanullah, when he learned that the latter
had outlawed the veil.
"in tune" yapısını duyarlıydı olarak çevirmiş çevirmen. yine birkaç yerde de tartışılabilecek kelime seçimleri var.
" geleneksel islam toplumunun gereklerine o kadar hakimdi ki " gibi belki devam edebilir.''
edit2: @bliss adlı kullanıcının mesajını elleşmeden ekliyorum:
"in tune: uyumlu olarak çevrilmeli burada... yani ayni tonda... :)
ama en guzel çeviri "bilincindeydi"... yani burada in tune olma durumu öyle olduğundan değil, bildiğinden."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap