7 entry daha
  • bu ünlü müzisyen/tiyatrocu falan hayatlarını anlatan filmlerde ana karakterin diğer bütün hayat yollarını tiksindirici bulup bunu seçen kişileri aşağılaması zorunlu olmasaydı keşke.

    --- spoiler ---

    morrisey vergi dairesinde çalışıyor: beni öldürün. hayatım çürüyor. dosyalar çok saçma. yazarım ben sanarak elinde gezdirdiği defteri görüyoruz "yaşım ilerledikçe anlıyorum ki herkes embesil, ben hariç." brava. gerçekten.

    ablası markette çalışıyor bilgisi üzerine morrisey: "benim hayatta beşinci koridoru temizlemekten daha büyük vizyonum var."

    morrisey hastanede çalışıyor: "burada insanlar ölüyor yooo bir insan bu işi yapmaya kendini nasıl layık görür."

    morrisey iş bulma kurumunda adama: "bayım hiç bundan daha fazlası olabileceğinizi düşündünüz mü? mesela şair olabilirdiniz, size inanıyorum. (adam insanlara iş buluyor ama hayır şiir yazıyorum ben diyip sikko bir deftere parkta alt alta kelimeler döşerse daha yüce biri olduğu konusunda ısrarcıyız.)

    morrisey annesine ilk konserinin nasıl geçtiğini anlatıyor: "şimdi örgü örerken nasıl hissettiğini anladım ehuehh" (bir hobimizi aşağılamadığın kalmıştı allahın angutu).
    --- spoiler ---

    ama:

    1) ömrünü diğer bütün işleri ve yapan insanları hor görmeye (?) adamış tayfa genel olarak bu yollarda tutunamamış ve tazminatsız kovulmayı başarmış tayfa. dönün bakın ofislere, kimsenin şarkıcıya türkücüye garezi yok, ayrıca kızlar çok şeyyapmayın jim halpert'ler ofistedir, şiir yazmazlar.

    2) bu filmler hep bu yola hayatını vermiş diğer her şeye burun kıvırmış ailesine bile karşı gelmiş aç kalmış insanların başarı hikayesini anlatıyor ya işte o iş öyle değil. benzer hikayenin 9999999/10000000 'unda işin rengi annenin sarı emekli maaş kartıyla biter.
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap