343 entry daha
  • hakkında kişisel bir girdi yazmak istemedikçe yazılanları okuyup daha fazla dayanamadığım aktör.

    birincilikle girdiğim sinema mektebini üçüncü yılında terk etmiş büyük bir boşluğun içinde debeleniyordum. herkesten ve her şeyden kaçma arzum beni dibe doğru çekiyordu ve ben dibe vurursam en azından ayaklarım yere sağlam basar, yükselebilirim diye düşünüyordum. sonra (bkz: rang de basanti) çıktı karşıma inanılmaz bir keşifti, bir adam alabildiğine estetik alabildiğine politik bir film çıkarmıştı ortaya. sonra filmin etkilerini okudum, yönetmene verdiği cesareti, ülkede neleri değiştirdiğini.

    kıvılcımlar yandı yandı söndü, sanat buydu ya değiştirebilirdi dünyayı, etkileyebilirdi insanları. e güçtü işte, güçlü olmaktı bu da. üretmek mutlu kılardı insanı. sekiz ay boyunca hiç gitmedim okula, her gün gidiyorum diye çıktım evden o yıl sınıfta kaldım. ertesi yıl okula geri döndüm kimi gördüysem yapışıp koluna "hiç aamir khan filmi izledin mi" dedim "yok" cevabına istinaden "izle!" deyip yoluma devam ettim. ülkede böyle seveni olduğundan habersiz bir tutkuya dönüşmüştü üretimleri ve biliyordum ondan öğrenebileceğim bir şey vardı. arkadaşlarım artık beni görünce şaka yollu takılıp "naber, aamir khan napıyor" diyorlardı.

    aynı çağda yaşadığım, üretimlerine ve kişiliğine saygı sevgi beslediğim bir sinemacıyla tanışmak üzere mumbai konsolosluğuna bir mektup gönderdim. mektubu gönderdikten sonra hindistan uçak biletlerine bakıp "umarım çağırmaz nasıl giderim" dedim, günler ilerledikçe araya bayram vs girdi, unuttum gitti. zaten kime hindistan desem "yirmi yaşındasın o ülke güvenli değil" vb cümleler kuruyordu. ama birgün konsolosluktan mail aldım. sayın aamir khan "yalnız benim için mi gelecek öyleyse güzel bir takvim ayarlamalıyım" diyor, takvimini ayarlayıp iletecek dediler ve iki ay sonra da ben kendimi onlarca sorunu aşmış bir şekilde hindistan'da buldum.

    ülkeye indiğim ilk andan itibaren bizzat kendi menajerini bana devretti. ben setini görmek isteyen bir çocuktum, o karavanda zorla yemek yedirmek isteyen bir "baba" sete geçtiğimizde yönetmene "türkiye'den arkadaşlarım" diyip yönetmenin yanına oturtacak kadar tevazu sahibi suriyelileri soracak kadar ilgili. o set dangal'ın setiydi. sette çocukların enerji kaynağıydı ama start verildikten sonra da bir o kadar ciddi. o sette ilk mesaj göndermişti türkiye'ye. aynı akşam otele giderken arabanın içinde "hindistan yoksul bir ülke ama benim memleketim ben başka bir yerde yapamam hem bakmayın emekçidir burada herkes, her iş gelir ellerinden" demişti. yol kenarında kendisini bekleyen hayranları için arabayı durdurup fotoğraf çekinmeden evvel. dangaldaki karakterini anlatırken güç versin istiyorum demişti, gözleri dolarak. o akşam otelde bir video daha çektik ve türkiye'ye geleceğini söyledi. kendisiyle aynı otele yerleştirmişti beni ve yanımda gelen arkadaşımı. kendisinin toplantıları olduğu için menajerine vizyondaki filmleri sorup onlara bizi götürmesini istemişti. menajeri o gün bizi dolaştırırken de her an arayıp nasıl olduğumuzu sormuştu. o akşam hediyelerle döndü otele. şallar, küpeler... ödev için çektiğim kısa filmlerimi ilgiyle inceleyen, okul bitince ne yapacaksın diye soran ve uğurlarken dahi menajerini tren kalkana kadar peronda bekleten...

    şimdi "aamir khan kim amk" cümlelerini okudukça bilinmemesini normal karşılarken küçümsenmesine inciniyorum.

    aamir khan özgürlük savaşçısı maluana ebul kalam azad'ın yeğeni; britanya sömürgesine karşı yaptığı lagaan filmiyle oscar'da ülkesini temsil eden bir yapımcı; 3 idiots filmi eğitim fakültelerinde izletilen taare zameen par filmi çocuğu sorunlu ailelere eğitim amaçlı şart koşulan bir aktör; üç sezon boyunca yaptığı satyamev jayate (doğru daima kazanır) programıyla ülkesindeki birçok soruna somut çözümler üreten bir aktivist.

    ilk aklıma gelen: 6 mayıs 2012’de yayımlanan bölümünde kız bebeklerin anne karnında kürtaj edilmesi konusunu işledi. (çünkü hindistan'da kız çocuk sahibi olmak zor mesele, evlendirirken dahi başlık parasını kızın ailesi ödüyor)

    aamir khan'ın bu programından sonra insanlar kız çocuk kürtajına tepkilerini göstermek için sokaklara taştı. joudhpur’da mühendislik öğrencileri insanlardan bir zincir yaptı. jaidpurda kız öğrenciler mumlarla bir yürüyüş düzenledi. insanlar ganj nehri etrafında toplanıp kız çocukları koruyacaklarına dair yemin ettiler. haryana’da kadınlar protesto için yürüyüş düzenlediler. ahmedangar’da kadınlar yürüyüşler düzenledi. haryana bölgesinde devlet hamile kadınlara destek hattı açtı.

    200 den fazla aşiret reisi bir bölgeye toplandı ve orada kız bebeklerinin kürtaj konusu tartışıldı. hükümet 65 tane kürtaj merkezini kapattı.

    bu satyamev jayate yalnız bir örnekti. aamir khan çektiği tüm filmlerde aslında çektiği demek doğru çünkü evet yönetmen farklıydı belki ama hindistan'da aktör sineması vardır ve bir aktörün bir filme dahil oluşu o filmin temel belirleyici yanıdır. aamir khan'ın 2000 sonrası sineması devrimci sinema niteliği taşır. rang de basanti, lagaan, taare zameen par, mangal pandey, 3 ıdiots, pk, dangal. bu filmlerin her biri kendi içinde neden sonuç tartışması yürüten değişime dönüşüme öncülük eden filmlerdir. ki pk filminden sonra hindu'ların aamir khan'ın evinin önünde fotoğraflarını yaktığı da google'dan edinilebilir.

    aamir khan şuan türkiye'de. iki yıl önce götürdüğüm ince memed kitabını okuduğunu a haber'de söyledi. turkuvaz medya grubu'nda yaşar kemal'i gözlerinin içi parlayarak söyleyen birini görmek bu ömre bir daha nasip olmayabilir. onu aamir khan yaptı. kendisini ülkemde görmedim. çünkü o birçok farklı kesime hitap eden bir aktör; havalimanında çığlık kıyamet, söyleşilerde çığlık kıyamet. ben hiç yadsımıyorum bu tabloyu normal karşılıyor insanların sevgisine saygı duyuyorum. aamir khan kültür bakanlığı davetlisi olarak geldi ve yarın ankara'da bambaşka görüşmelerde de bulunabilir. dünya görüşü bambaşka olan bir insan olarak bunu da yadsımayacağım. fakat onlarca kifayetsiz muhterisin hiç sebepsiz kendisine hakaret edişini anlayamıyorum. kalbim kırılıyor çünkü o benim için "sen turistsin sakın girme o sokağa" denilen sokağa girdiğimde hindistanlı bir çocuğun "he's a real hero. real hero" dediği kişidir. bize sakın girme denilen sokaklarda o gerçek kahramandır.

    böylesi uzun bir entry bana girdirip ifşa olmama sebep olan kötücül sözlük yazarlarına kırgınlıklarımı iletip bitiriyorum.
220 entry daha
hesabın var mı? giriş yap