213 entry daha
  • devrimin kendi çocuklarını yemesi olayı. fransız ihtilali'nde de böyle oldu. iran devrimi'nde de böyle oldu. bizde de böyle oluyor. tabi arada bir fark var. oralarda gerçekten devrimler oldu. bir şeyleri yıkıp, devirip yerine iyi kötü yeni bir şey inşa ettiler. bizde ise durum farklı. ortada aslında devrim falan yok. devrimcilik oyunu var. evcilik oynamak gibi. eskiyi yıkmaya güçleri yetmedi. büyük bir dirençle karşılaştılar. atatürk devrimlerinin yıkılamayacağını anladılar. o yüzden de var olanın üzerine kaçak kat çıktılar. yani yaptıkları gecekondu devrimi gibi bir şey oldu. yakında bina bu yükü taşıyamayıp olduğu gibi yıkılacak. ortada sadece enkaz kalacak. yani melih gökçeklerin falan bir önemi yok. bina zangır zangır titriyor. zaten bu titreme sesini duyanların bir kısmı binayı terketti. onlar yurtdışına gidenler. bir kısmı ise enkazdan daha kolay çıkartılırım diye binanın dış duvarlarına doğru koşturdu. herhalde onlar da sakin ege kasabalarına yerleşenler falan. bir kısım bina sakini de yanına çantasını aldı. içine suyunu, düdüğünü, fenerini koydu. beklemeye başladı. bunlar da bilinçli ama elinden hiçbir şey gelmeyen insanlar. yani biz muhalifler. bir de " bina çoh sağlam, diğer binalar bizi çekemiyi, kıskaniyi" diyen tipler var. zaten apartmandaki çoğunluk da bunlarda olduğu için binanın güçlendirmesi falan da yapılamıyor. onlar için melihmiş gökçekmiş farketmiyor. duble asansörleri var ya, onlara yetiyor. o yüzden bu kadar sorun varken gökçek'in istifası "binayı maviye mi boyayalım, pembeye mi boyayalım" sorusu kadar anlamsız.
104 entry daha
hesabın var mı? giriş yap