1 entry daha
  • biraz önce okuyunca "nasıl yani lan" gibi tepkiler verdiğim ancak üzerinde düşünüp içeriği okuyunca yer yer hak verdiğim yer yer ise hak vermediğim şekilde olan cumhurbaşkanı başdanışmanı açıklaması. bir kere sözü ele alırsak öncelikle "şiddet" gibi olumsuz bir eylem için kalite yani (nitelik) sözü kullanılması "kalite"nin halk arasında genel kullanımına göre pek uygun olmamış. insan ilk okuduğunda "önceden dövülüyordu şimdi öldürülüyor sanırım kalite dediği bu" tarzı düşüncelere kapılıyor. sözden alakasız olsa da düşüneceye kapılmak için oldukça çok neden var.

    hanımefendi pek haksız sayılmaz. eğitim arttıkça şiddetin çeşidi değişiyor. bunu da tabi ki ülkemizde öğrenim derecesine verilen genel ismin "eğitim" olarak adlandırılmasından kaynaklandığını söylemek gerekir. eğitim esasen baöbaşka bir şeydir ve bizim ülkemizde bu ayrım net olarak yapılmalıdır. hanımefendinin bahsettiği diploma derecesidir. diploma ise sadece belirli yeterlilik sınavlarını geçmiş kişilere verilir. daha yüksek bir diplomaya sahip olmanız sizi bu konularda daha eğitimli yapmayacağı gibi diplomasız olmanız da sizi kadın düşmanı bir öküz yapmaz.

    ancak diploma seviyesi ile kadına fiziki şiddet arasında bir paralellik var mıdır? mutlaka vardır. ama bu paralellik insanların sosya skonomik şartlarının da aldıkları öğrenimle paralel olduğunu göstermekte. yani iyi bir çevrede büyüyüp iyi okullara gitme imkanın varsa aldığın eğitim de dolayısı ile yükseliyor. o yüzden kadına yönelik şiddetleri direkt olarak "eğitim" ile bağdaştırmak çok da mantıklı gelmiyor.

    diğer yandan olayın özüne dönersek fiziki şiddetin olmadığı, anlaşmazlıkların olduğu ailelerde sayın danışmanın dediği türden şiddetler oluyor. ancak ben bu şiddetlerin bazılarını "özelleştirmek"ten yana değilim açıkçası. zira bunların bir kısmı olağan gelişen karşılıklı şeyler. ekonomik şiddet, ya da söylenen sözler "eziklemeler" gibi ifadeler toplumun hemen her yerinde olmakta. üst düzey bir idarecinin odasına girdiğinizde erkek de olsanız kadın da olsanız benzer şiddetlerle karşılaşabiliyorsunuz. bu örnekler çeşitlendirilebilir arttırılabilir. aynı durum evdeki erkek için de geçerli. bakış açınıza göre kadınların yaptığı "dır dır" diye tabir edilen yakınma durumu bir çok erkek için şiddet unsuru sayılabilir. hatta çoğu erkek "iki tane patlatsa suratıma da konuşmasa" diye düşünebilir.

    demek istediğim: kadını çok fazla ayırıyormuş gibi yapıp çok fazla değersizleştiriyoruz. aşırıya maruz bırakıp gerçeklikten uzaklaştırıyoruz gibime geliyor.

    neyse, sayın danışmanın bence bu şiddetten önce bariz fiziki öldürücü şiddetin önüne geçmekle ilgili çalışmalar yapması ve özensiz araştırılmış konuları daha düzgün analiz etmesi gerektiğini düşünüyorum.
12 entry daha
hesabın var mı? giriş yap