1 entry daha
  • önce inanç motivasyonunu anlamak gerekiyor. inanç, konu ne olursa olsun bir yaşam motivasyonudur. motivasyon da iyileştirici bir şeydir. insanlar kendilerini iyileştirdiklerine “inandıkları” şeylere bağımlılık sergilerler ve bu motivasyonu bozabilecek bir ihtimalle yüzleşmek istemezler ki “belli noktalarda” bence yüzleşmeleri de gerekmiyor.

    sadece din değil, analitik bir düşünce yapısıyla temellendiremediğimiz her türlü inanç buna dahil. placebo etkisi yaratan ilaçlar gibi düşünün. kişi bunun kendisine inandığına iyi geliyorsa iyi gelir. bizdeki inanç tartışmaları sağlıklı bir etkileşim tartması içinde yapılmıyor. bu içtiğin ilaç bile değil, aslında sadece kendini kandırıyorsun, demenin ne âlemi var noktasında söylenen, iki tarafa da faydasız cümleler uçuşuyor. bırakın anlatmayı ve anlaşmayı, iki tarafın da şiddetli bir biçimde direnç göstermesinden başka bir halta yaramıyor. din ki bu konudaki en hassas nokta.

    inançla alakalı bir meseleyi çürütmeye ya da temellendirmeye çalışırken insanın kendisinin de bunu ne motivasyonla yaptığını anlaması lazım. bundan sonra karşıdakiyle ne noktada bir iletişim kurulabileceğine bakması lazım. doğru bildiğin her şeyi her yerde savunma mantığını ben anlamıyorum. o atesitle din tartışılabilir mi, o dindar deizme anlayış koyabilir mi noktasını analiz edebildiğimiz zaman her şey iligili kişiyle ve faydalı bir biçimde konuşulabilir olur zaten. doğru bildiğini savunmadan önce insanın kafayı buna yorması lazım.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap