4 entry daha
  • güzel film, puanım 8/10.
    --- spoiler ---

    filmde basit bir şekilde çözülecek bir sorunun ortadoğu toplumlarında nasıl felakete dönüşebileceğinin hikayesi anlatılıyor.

    bu topraklar kinle, nefretle yoğrulmuş. kişiye önyargılı yaklaşılıyor, iyi niyet dikkate alınmıyor. ezilen de fırsatı geldiğinde ezmek istiyor.

    acıların üzerine sünger çekmek yok, intikamını o gruptan gücünün yettiğine çektirerek alıyorsun. karşıdaki insanı sadece insan olarak görmek mümkün değil.

    filmde dikkat çeken sahneler:

    tony başından beri haksız, kaba. hakaret etti diye tutturuyor ancak iyi niyetle yapılan hiçbir şeye olumlu yaklaşmıyor. sorunu evin dışından gider borusu döşeyerek çözüyorlar, onu bile kırıyor.

    filistinli adam daha olgun bir karakter ancak o da özür dilemeyi gururuna yediremiyor. özür dilemenin -/+ değerlendirmesini yapıp yürümüyor. adamın yerinde olsam bana da kolay gelmeyebilirdi itiraf edeyim ama olayı bu şekilde algılamamız yanlış.
    mahkemede güzel bir örnek veriliyor, abd’de kadına sürtük diyen kişi özür dileyerek konuyu kapatabiliyor. bizde olay kan davası, olmadı savaş boyutuna kadar gidiyor.

    tony inatçı biri, yanlış olduğunu gördüğü yerde bile inat etmekte ısrarcı.

    devlet başkanının ikisini de çağırıp uzlaşın çağrısından sonraki sahne iyiydi. tony yelkeni bir orada indirdi.

    filistinli’nin kadının çocuk düşürmesi detaylarının mahkemede konuşulmasından dolayı duyduğu rahatsızlık, özel hayatlarının ifşa edilmesini istememesi iyiydi. ilk mahkemede olayı siyasi bir boyuta çekmemek için tony’nin ne söylediğini söylememesi de olgunluk göstergesiydi.

    gülümseten detaylardan biri de ikisinin de alman markalara güvenmesi idi. işini aynı titizlikle yapan iki insan. önyargılar olmasa iyi anlaşabilecek iki kişi aslında.

    tony’nin çocukken yaşadıkları korkunç olsa da o olayın sorumlusu olarak bir dine, millete cephe alması, yaptığı yanlışın geçmişte yaşadığı olay yüzünden haklılaştırması kabul edilebilir değil. mahkeme salonunda çocukluğunun detayları açıklanınca birden herkes tony'e hak veriyor gibi geldi. herkes birden duygusallaştı. “yaptım ama sor bi bakalım niye yaptım” repliği akıllara geldi.

    baba ve kızın aynı mahkemede iki farklı tarafı savunması da iyiydi.

    mahkemedeki kadın hakim, olayların ele alınışı, yargı sürecinin işleyişi, olayların türkiye’den ne kadar ilerde olduğunu gösteriyor.

    tony’nin hristiyanlığına bağlılığı o kadar vurgulanırken bir anda yahudi yanlısı olarak algılanması, tony’nin en çok buna kahroluşu da dikkat çekici sahnelerden biriydi.

    filistinli’nin artık adaleti kendi aralarında sağlamaya karar verdiğinde yine tam bir ortadoğulu gibi davranışı da tam bizlik bir hareket. adamdan gidip özür dileyeceğine adamı kışkırtarak iki kaburga da sen kır ödeşelimi seçti.

    mahkemeden çıkan sonuca her iki taraf da sevindi. şükür bitti noktasına geldiler sonunda.

    filmdeki lübnan görüntüleri anki 80'ler gibi. ama olay zamanımızda geçiyor. kafamda çok farklı lübnan görüntüleri vardı, hayalkırıklığına uğradım.

    savaş bir milletin hayat standardını nasıl alıp götürmüş onu görüyorsunuz.

    bakış açımızı değiştirmemiz ve sevgiden beslenmemiz lazım. nefretin bizi ele geçirmesine izin vermeyelim, kendimizi ona teslim etmeyelim. hepimiz güzel bir hayatı hak ediyoruz bu topraklarda.

    --- spoiler ---
30 entry daha
hesabın var mı? giriş yap