4 entry daha
  • türkiye cumhuriyeti için bakacak olursak ülkemizde içişleri bakanlığı tarihsel olarak hep var olan bir kurumdur. devletin toplumun merkezinde yer aldığından olsa gerek klasik subaşı-zabıta-asayiş kavramları etrafında osmanlı'daki kökenleri bulmak kolaydır. ancak modern anlamda bürokratik bir yapı olarak içişleri bakanlığı, sadrazam kethüdalığı'na dayanır. tanzimat'tan önce tesis edilmiş olan sadrazam kethüdalığı devrin şartları gereği giderek bu günkü yapısına doğru evrilmiştir.
    nitekim 1835 yılında sadrazam kethüdalığının ismi mülkiye nezareti olmuştur. daha sonra 1837 yılında da mülkiye nezareti isinden geçilip dahiliye nezareti ismi uygun görülmüştür bu yapıya. 1859 yılında dahiliye nezereti yeniden yapılandırılmıştır. ikinci meşrutiyet'ten sonra 1913 yılında ise tekrar revize edilmiş osmanlı dönrmindeki bu son yapısıyla cumhuriyete tevarüs etmiştir. cumhuriyet döneminde içişleri bakanlığı, 12 eylül'den sonra 1983 yılında tekrar yapılandırılmış ve 1985 tarihinde çıkarılan 3152 sayılı kanunla bu son haliperçinlenmiştir.

    içişleri bakanlığı, bilcümle mülki idarenin, polis teşkilatının bağlı bulunduğu büyük bir bakanlık olarak her zaman hükümet pazarlıklarında milli eğitim bakanlığı ile birlikte kilit roldedir. zaman zaman askeri cenahtan gelen uyarılar doğrultusunda bütçesinin ve elindeki silah envanterini kesintiye uğratıldığı iddia adilir. bunun gerekçesi olarak da ülkede askeri gücün yanında ikinci bir silahlı devlet gücü olmasıdır. özellikle polis teşklatının istihdam yapısı son yıllarda hep sağ bakanların be hükümetlerin kontrolünde olduğu ve yine polis teşkilatının imam-hatip mezunlarına uzun süre açık olması (şimdi nedir durum bilmiyorum) orduyu bir anlamda tedirgin etmiştir.

    cumhuriyet boyunca bakanlık olmuş kimi isimlere bakarsak; ali fethi okyar, recep peker, faruk sükan (tam bir gestapodur kendisi), ali tanrıyar, mehmet ağar, meral akşener, saadettin tantan, abdülkadir aksu, gibi hep başka özellikleriyle de maruf ve devletçi* isimlerin tercih edildiğini anlayabiliriz.

    görevleri sadece sevk, idare ve asayişle sınırlı olmayan içişleri bakanlığı resmi görevlerinin yanı sıra; tıpkı anayasanın ruhunda olduğu gibi devleti halka karşı kollayan bir bürokratik yapıdır. ve öyle bir konumu vardır ki halk tarafından seçilenlern eliyle bunlar gerçekleştirilir. oysa derinlerinde yani ruhunda halk iradesinin pek de yakınından geçmediği geleneksel bir devlet güdüsü vardır.
79 entry daha
hesabın var mı? giriş yap