12 entry daha
  • ispanya’da bugünkü adıyla cordoba kentinde bulunan, sonradan katedrale çevrilmiş olan camiidir.

    camii’nin temelleri, endülüs emevî devleti'nin kurucusu ve ilk emiri ı. abdurrahman tarafından atılmıştır.

    islam dünyasının en büyük mabetlerinden birisi olan kurtuba ulu camii, bir hamlede yapılıp bitirilmemiş, iki yüz yıllık bir süre içerisinde dört halifenin yaptırdığı ilavelerle devamlı surette genişletilmek suretiyle meydana getirilmiştir.

    ı. abdurrahman önce hristiyanlarla birlikte müştereken kullanılan bir vizigot kilisesini satın alarak onun yerine 786 yılında bu caminin temelini atarak bir senede bitirmiştir. caminin ilk yapılışında minare yoktu daha sonra ı. abdurrahman'ın halefi hişam 40 arşın yüksekliğinde bir minare yaptırmıştır.

    ı. abdurrahman'ın yaptırdığı cami, artan cemaate dar gelmeye başlayınca 848 yılında ıı. abdurrahman tarafından seksen sütun eklenmek suretiyle kıble istikametinde genişletmiştir.

    ııı. abdurrahman, hişam'ın yaptırdığı minareyi yıktırarak tamamen taştan bir minare yaptırmıştır. bu minare 67.4 m. yüksekliğindedir ve bu yeni minareye müezzinler şerefeye, biri birini görmeksizin iki ayrı merdivenle çıkılacak tarzda yapılmıştır. bu minare eserin kiliseye çevrilmesinden sonra 1589’da çan kulesi haline getirilmiştir.

    cami ihtiyaca cevap vermeyince ıı. hakem camiyi yine kıble istikametinde genişletmiştir. cami, her sahna eklenen on bir kemerle kıbleye doğru 178 metrelik bir derinlik kazanmıştır. ilave edilen bu kısmın dikkat çeken en önemli özelliği, mihrap önünde boylu boyunca yer alan kemer sistemidir. büyük bir hayal gücünün, eseri olan bu kemerler dünyada başka hiçbir eserde tatbik edilmemiştir.

    caminin en muhteşem bölümü ıı. hakem'in yaptırdığı bu kısım olup burası yalnızca kemerleri değil, aynı zamanda mihrap ve bunun ön tarafındaki üç kubbe ile de dikkati çekmektedir. mihrabın iki tarafında kubbeli birer oda bulunmaktadır. sağında ve solunda kubbeli birer küçük odanın bulunduğu mihrap, atnalı kemerli derin ve geniş bir nişten meydana gelmektedir. mihrap panosunun en üst kısmını ise yedi adet dilimli sağır kemercikten meydana gelen bir firiz süslemektedir. mihrap önü kubbeleri ise yalnızca mimarisiyle değil, nefis bitkisel tezyinatı ile de dikkat çekmektedir.

    cami yine ihtiyaca cevap vermeyince vezir ibni ebi amr (el-mansur) tarafından 987 yılında kıbleye dik sekiz sahın eklenmek suretiyle doğu tarafında genişletilmiştir. vâdiü'l-kebir nehri, caminin hemen kıblesinde bulunduğundan, eser kıble tarafında değil, doğuya doğru genişletilmek zorunda kalınmıştır. cami, samerra ve ebu dülef camilerinden sonra orta çağ'ın en büyük camii olma hüviyetine erişmiştir.

    cami, ispanya'nın müslümanların elinden çıkmasından sonra birçok değişikliğe uğramıştır. avlunun etrafındaki revakın bir kısmı kaldırılmış, bir kısmı oda haline getirilmiş, harimin içine biri gotik karakterde şapel, diğeri plateresque üslupta katedral olmak üzere iki kilise yapılmış, bu işlemler sırasında sütunların bir kısmı kaldırılmış, bir kısmı duvarlar içine alınmış, çatı delinmek suretiyle kilisenin camiden daha yüksek bir görünüş kazanması temin edilmiştir. ayrıca harimin içinde de birtakım odalar yapılmış, minber tamamen ortadan kaldırılmış, minare çan kulesi haline getirilmiş, kapıların bazıları örülmek suretiyle kapatılmıştır.

    bu caminin devamlı ilavelerle genişletilmesinin sebebi, yalnızca büyük eser elde etme çabası olmadığı, "cuma namazının bir şehirde tek bir camide kılınabileceği" şeklindeki fıkhî anlayışın bir neticesi olduğu belirtilmektedir. o dönemlerde kuzey afrika ve endülüs'te malikî mezhebi hakimdir ve bir şehirde cuma namazı yalnızca bir tek camide kılınıyordu. bu anlayış, hanefî fıkhının tesiriyle "bir şehirde birden fazla camide cuma namazının kılınabileceği" şeklindeki anlayışın yaygınlık kazanmasıyla, sona ermiş olduğu ifade edilmektedir.

    cami ile ilgili bir video ; https://www.youtube.com/watch?v=q3etllvo1v4
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap