23 entry daha
  • ataerkil düzenin kadınlara getirdiği kısıtlamaları, sınırlamaları erkekler üzerinden göstererek, toplumda kadınların içlerinde bulunduğu şartlar hakkında farkındalık yaratabilecek filmdir.

    --- spoiler ---

    filmde bir süre sonra erkek ana karakterin de geçmişine göre daha erken duygusallaşması, daha naif bir karaktere bürünmesi toplumun davranışlarının toplumsal cinseyete etkisini de açıkça sorgulatıyor. erkeklerin daha zayıf görüldüğü bir evrende yaşamaya başlayan ana karakter giderek toplumun basmakalıp normalarına göre yaşamaya başlıyor, ona göre karakteri şekillenmeye başlıyor.bu da aslında bir cinseytin diğerine göre daha zayıf, daha kreatif, daha güçlü olmadığını toplumun bu yargılarının cinsiyetlerin sınırlarını şekillendirdiğini ve karakterlerin de bu sınırlar çerçevesinde geliştiğini gösteriyor bir nevi.

    filmde dikkat çeken, beni de rahatsız eden önemli bir nokta da kadınların güçlü olduğu bir düzen yaratılırken, sıfırdan bir düzen tasarlanmamış. kadınların gerçekten egemen olduğu bir dünyanın nasıl olacağına kafa yorulmamış. sadece şu anki toplumdaki erkek ve kadının toplumsal cinsiyetleri yer değiştirilmiş. günümüzde maskülen olarak tanımlanan tarz, giyiniş ve davranışlar kadınlara yüklenmiş, daha naif görünen cinsiyet rolü de erkeklere verilmiş. illa ki güçlü bir kadın figürü yaratmak için, gerçek dünyada zaten var olan kadın figürünü güçlendirmek yerine, erkeğin toplumsal cinsiyetinin doğrudan kadına aktarıldığı bir dünya yaratarak cinsiyet eşitliğinin savunulması ironik olsa da, topluma yerleşmiş cinsiyet kavramını sorgulatan bir film.
    --- spoiler ---

    edit: cinsiyet eşitliğini anlatan bir filmde kadınların feminen ve egemen olduğu bir dünya yaratılmasını beklediğim için, feminizmi yanlış anladığımı düşünenler olmuş. argüman olarak da feminen ögelerin, feminenlik kavramının kadınların kendi seçimlerinin değil, onlara toplumun zorla dayatması sonucu ortaya çıktığından bahsedilmiş. bu argümana göre, feminen ögeler toplum tarafından kadına zorla dayatıldığı için kadınların aynı anda hem feminen ve hem güçlü bir figür olarak var olabildiği bir toplum hayal etmek, feminizm ile çelişiyormuş. konuya şöyle bir açıklama getirmek istiyorum: filmde ele alınan toplumsal cinsiyet denilen kavram, toplumun belirli bir cinsiyete belirli bir rol atamasıyla, başka bir deyişle bir cinsiyete belli bir rol atfedilmesiyle oluşur. yani ne kadın ne erkek kendi cinsiyetinin rollerini aslında kendi seçmez, feminen ve maskülen kavramlarının ikisi de toplumun bireylere 'dayatmasının' sonucudur. erkekler, kendilerine 'dayatılan' cinsiyetle, kendilerini toplumdaki diğer cinsiyetten üstün olarak konumlandırabiliyorsa, pekala kadınlarda alternatif bir dünyada kendilerine 'dayatılan' cinsiyetle, baskın ve egemen bir rol üstlenebilir. ama tabi ki esas feminizm bu iki cinsiyetin eşitliğidir. ancak sırf 'toplum tarafından dayatılıyor' diye feminenliğin güçsüzlükle ve zayıflıkla ilişkili olduğunu savunmak, bu dünyada cinsiyet eşitliği ihtimalini yok saymak ve kadınların filmde yansıtılan bakış açısıyla sınırlandırmak, kısıtlamaktır.

    özet tanım : feminizmin çok tartışıldığı şu günlerde kesinlikle izlenilmesi gereken bir film.
49 entry daha
hesabın var mı? giriş yap