9 entry daha
  • kimse gözlemin nasıl yapıldığından bahsetmemiş. elektronların güzergahı hakkında tahminde bulunmak üzere koylan gözlem cihazı süper teknolojik, elektronları gören bir şey değildi. kontrollü bir ışık kaynağıydı sadece. elektronların resmi elimizde var mı? yok. olabilir mi? muhtemelen olamaz. bizim herhangi bir şeyi gözlemleyebilmemiz için onunla etkileşime geçmemiz gerekiyor. görmek istiyorsak bizzat gözlerimizle, cisme (bu durumda elektrona) çarpan ışığın dönüp de gözümüze girmesi gerekiyor.

    elektronun güzergahı hakkında tahminde bulunulmak istendi. zira bunların parçacıklardan farklı bir yol izlediği belliydi. koyulan ışık kaynağı ile, yarıklardan hangisinden geçtiği bulunacaktı. ışık kaynağından gönderilen fotonlar, elektronlarla karşılaştıklarında saçılarak bir ışımaya sebep oluyordu. ışıma hangi yarığın olduğu taraftaysa, elektron o taraftaki yarıktan geçmiş demekti. ancak gözlemlemeye başlanıldığında elektronların gözlemlenmedikleri haldeki güzergâhlarından saptıkları görüldü. elektronlar fotonlarla her çarpıştıklarında, fotonun momentumu elektronun sapmasına ve süperpozisyondan çıkıp parçacık deseni oluşturmasına neden oluyordu. ışığın dalga boyu ile momentumu ters orantılıdır. fotonların elektronları daha az etkilemesini hedefleyerek daha düşük frekansta bir ışık kaynağı kullanabilirsiniz. ancak birbirine yakın iki noktanın, hala iki farklı nokta olarak görülebilmesi için, gözlemde kullanılan ışığın dalga boyunun, iki nokta arasındaki mesafeden kısa olması gereklidir. bu durumda biz, elektronun konumunu bulabilmek istiyorsak, kullandığımız ışığın dalga boyu, yarıklar arasındaki mesafeden kısa olmalı. ancak kısa dalgaboyu = fazla momentum. yani elektronları görebildiğimiz sürece onların sapmasına neden olacak kadar momentum uygulamak zorundayız. şayet, yarıklar arasındaki mesafe kadar dalgaboyuna sahip bir ışık gönderilirse, fotonlar elektronlarla karşılaştığında oluşan ışıma büyük ve bulanık olacağından hangi taraftan geldiği kestirilemez.

    özetle: matematiksel sınırlardan dolayı elektronun konumunu %100 bilmeye çalışırsak elimizdeki momentum verisinin belirsizliğini sonsuza götürecek ayarı yapmamız gerekiyor, aynı şey tersi için de geçerli. kuantumda garip olan konu "elektron bizim onu gözlediğimizi nereden biliyor?" sorusu değil aslında; garip olan, elektronun bir parçacık olmasına rağmen, sanki bir bölgeyi tamamen kaplayan bir dalga gibi davranması. bir bu da değil tabi, ama kuantumu de broglie deneyine indirgemek gerekirse evet.

    edit: ufak düzeltmeler
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap