6 entry daha
  • daha kozmopolit bir türkiye olacağı kesindi.
    fransız ihtilali sonrası çıkan milliyetçilik ve ulus devlet anlayışı birçok yönden artılara sahip olsa da özellikle içinde onlarca etnik unsur içeren imparatorlukların çöküşüne ve kozmopolit bir devlet anlayışının neredeyse 20. yy'ın üçüncü çeyreğine kadar avrupa ve asya'da (a.b.d. için bunu demek pek mümkün değil, her ne kadar anglosakson, protestan, beyaz kültür amerika'da baskın olduysa da a.b.d. 19. yy'ın başından beri her yerden göç alarak büyüyen göçmen devletidir.) var olmasını geçtim düşünülmesini mümkün kılmamıştır.
    osmanlı imparatorluğu da bu olaylardan fazlasıyla nasibini almıştır. örneğin 19 yy. rumeli nüfus haritalarına bakıldığında sanıldığının aksine homojen bir vilayet ya da kaza yoktur pek. edirne, tekirdağ, kırklareli gibi şu an türkiye cumhuriyeti'nde olan bölgelerde hatırı sayılır gayri müslim bulunmaktadır. tabii aynı şey dimetoka, burgaz, selanik vb. yerlerde de müslümanlar için geçerlidir.
    lozan sonrası yapılan nüfus mübadelesi ile maalesef anadolu homojen bir yapıya bürünmek durumunda kalmıştır. tabii bu mübadeleyi savunmamak ile birlikte o dönemin şartlarını düşünerek gerekçelerini anlayabiliyor ve saygı duyuyoruz(nüfus mübadelesi türkiye'den çok yunanistan'ın istediği bir anlaşmadır)
    on yıllar boyunca imparatorluk'ta yaşayan milletler yaşadıkları geri dönülmesi güç olaylardan sonra ve dönemin şartlarından dolayı mübadele, zorunlu göç, çatışmalar vb. sebeplerden dolayı ayrışmışlardır.
    insan van'da on binlerce, yüz binlerce ermeni olduğunu, kars ani'de metruk ibadethanelerin pazar günleri çanlarının çalınıp ibadet edildiğini, genel seçimlerden adana'dan 2 ermeni milletvekili çıktığını düşününce garip oluyor . şimdinin en tutucu, en köktenci yerleri eskiden getto getto olsa da farklı etnik unsurların birlikte yaşadığı bölgelerdi. şunu belirtmemiz gerekiyor, şehirler dışında taşrada değil din, aşiretlerin bile karıştığı pek görülmez. kozmopolit olmak, birlikte yaşamak, şehirlerde olur ama o bile o dönemde mahalle mahalle ayrı gettolarda olur ve şehrine göre değişir. yani üst komşum ermeni, alttaki komşum rum olayı yoktur öyle.
    ne güzel olurdu diye düşünüyor insan birlikte yaşasaydık keşke diye, ama birlikte yaşamak için anlayış, eğitim, saygı, toplum bilinci ve ortak payda mantığının olması gerekiyor. bu söylediklerimin olmaması kan ve göz yaşından başka bir şey getirmez maalesef. o kadar acı olayın yaşanması da bu düşüncenin hayalden öteye geçemeyeceğini bir kere daha gösteriyor gibi bana. hatta bu şartlarda ve bu kronolojide karşılıklı yaşadıklarımızdan sonra türkiye'de %10'luk bir ermeni nüfusu üzülerek belirtmem gerekiyor ki asala ya da benzer bir örgütün pkk ayarında güçlü bir terör örgütü olarak ülkemizde kol gezmesine neden olabilirdi bu şartlarda . meclisteki sandalye dağılımı böyle olmazdı mesela. hristiyan dünyası bu kadar haklı-haksız 'tu kaka' demezdi belki de.

    biraz dağınık anlattık biraz da konuyu dağıttık ama toparlamak gerekirse;
    ermeniler bugünün dünyasına kadar bu kadar badire atlatmadan, atlattırmadan gelebilseydi eğer ülkemiz adına daha güzel şeyler olacağını düşünülebilir.
    keşke başka bir yolu olsaydı da türkler tuna boylarından sakarya boylarına zorla göç etmek zorunda kalmasaydı ve keşke ermenisi, rumu gitmeseydi kadim diyarlarından uzaklara.
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap