iyilik
-
“• görmüyor musun? dünyamızı aydınlatan yüce güne can saçar, hayat saçar. her an nûrdan boşanır, yine her an nûrla doldurulur.
• ey mânâlar âleminin güneşi, sen de canlar saç, şu köhne dünyaya yenilik ver, yenilik göster.
• insanın vücuduna da akıl ve can, gayb âleminden akar sular gibi gelip duruyor.
• her zaman gayb âleminden insanın bedenine yeni yeni hayat ve ilâhî feyizler gelir. bu feyizlerle insana, ten âleminden dışarı çık, kendinden kurtul, iyilik et, başkalarına hizmette bulun emri verilir.
• peygamber efendimiz, buyurdu ki: "dâima iki melek, öğüt vermek için, hoş bir şekilde, tatlı bir sesle seslenirler.
• derler ki: ya rabbi, cömertleri, yoksullara ihtiyaçları olan şeyleri verenleri doyur, ihtiyaçtan uzak tut, onların verdikleri her dirheme karşılık, yüz bin dirhem ihsan et.
• allah'ım, malını esirgeyenlere, cimrilere de dünyada ziyan üstüne ziyandan başka bir şey verme."
• yardım etme, verme durumu müsaid olan nice kişiler vardır ki, onların lâyık olmayanlara vermemeleri, vermelerinden daha iyidir. sen de bu yüzden, allah'ın verdiği malı, ancak allah'ın emrine göre harca.
• harca ki, hadde hesaba sığmaz hazine elde edesin ve bu suretle allah'ın ihsan ettiğini israf ederek, kâfirlere katılmayasın.
• çünkü, mekke kâfirleri, kılıçları peygamber efendimize üstün olsun diye, kendi ma`budlarına develer kurban ederler, mallarını boş yere harcarlardı. hakk'ın emrini, hakk'a ulaşmış bir kâmilden sor, öğren; çünkü her gönül, hakk'ın emrini anlamaz ki.
• yersiz ihsan, âsi bir kölenin, güyâ adalet ediyorum, ihsanda bulunuyorum diye, pâdişahın malını eşkiyaya dağıtmasına benzer.
• kur'ân-ı kerîm'de "onların bütün bağışları hasrettir, iç acısıdır." diye gaflet ehlini korkutan bir âyet vardır.
• şu âsi kulun adaleti, ihsanı, onu pâdişahtan daha çok uzaklaştırır, gözden düşürür, yüzünü karartır.
• işte bunu içindir ki, mü'min yardıma, lûtfa mazhar olamamak korkusundan, dâima namazda; "ya rabbi, sen, bizi doğru yola sevk ve hidâyet eyle." diye dua eder.
• para vermek, mal vermek, cömert kişiye lâyıktır. âşıkarın cömertliği ise can bağışlamaktır.
• sen, allah rızası için ekmek versen, sana ekmek verirler. allah uğruna can verirsen, sana can verirler.
• şu çınarın yaprakları dökülürse, cenâb-ı hak, ona yapraksız da yaşama gücü verir.
• dağıtmaktan, cömertlikten ötürü elinde mal kalmasa, allah'ın inâyeti, seni, hiç ayak altında çiğnetir mi?
• ekin ekenin anbarı boşalır ama, bu işin iyiliği tarlada belli olur.
• fakat, buğday ekilmez, yerinde kullanılmaz da, anbarda saklanırsa, bitlere, küçük kurtlara, fârelere benzeyen hadiseler onu tamamiyle mahveder.
• bu dünya fânîdir, geçicidir. aradığını geçici olmayan sebatlı ve kararlı; olan âlemde ara. senin görünüşün, şeklin sıfırdır, hiçtir; sen, kendi mânânı, sende bulunanı ara.
• şu tuzlu, şu acı hayvanî rûhu kılıç önüne götür de, ona karşılık, tatlı denize benzeyen ilahî rûhu al.”
mesnevi'den...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap