• lev nikolayeviç tolstoy'un yarı-otobiyografik nitelikteki üçlemesinin ikinci kitabı. türkiye'de ilk gençlik adıyla yayımlanmıştır.

    kitabı okurken yazarın düşünme şeklinin nasıl geliştiğini daha iyi anlayabiliyorsunuz. her ne kadar yazarın ergenliği okuyucularda kendileriyle özdeşleştirme imkanı doğursa da bu kitabın genelinde pek mümkün olmuyor. çünkü yazarın bu dönemi sadece küçük bir azınlığın tecrübe edebildiği varlıklı bir ortamda geçiyor. yine de kitapta tolstoy'un zenginlik ve fakirlik kavramlarını sorgulamaya çok erkenden başladığını bu kitapta görebiliyoruz. aynı zamanda ölüm, ölümden sonrası ve ölümden öncesini anlamaya çalıştığını öğreniyoruz.

    --- spoiler ---

    kitap annelerinin ölümünden sonra babası ve kardeşleriyle beraber büyükannesinin* moskova'daki görkemli evinde yaşamak için yola koyulan yazarın yol tecrübeleriyle başlıyor ve üniversiteye başlamasından bir süre öncesine kadar devam ediyor.

    yazarın hayalci kişiliği özellikle hoşuma gitti. ceza olsun diye st. jerome tarafından odaya hapsedildiğinde kurduğu hayaller ve tasarıların en azından benzerlerini eminim bu durumda kalan çoğu çocuk kurmuştur.

    ergenliğinin başlangıcında genelde (belki de utangaçlığı yüzünden) insanlarla uyumsuz bir tablo çizen yazar sonlara, yani gençlik dönemine doğru bunun üstesinden geldiğinin veya gelmekte olduğunun sinyallerini veriyor. abisi volodya ile ilişkileri ise abisiyle arasında bir yıl ve birkaç aylık yaş farkı olan beni özellikle ilgilendirdi*. prens nehludov ile başlayan dostlukları ise sanırım üçüncü kitap olan gençlik'te daha ayrıntılı bir şekilde nakledilecek.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap