25 entry daha
  • denizcilerle, sürekli gülen aptal amerikan kızlarının popeye havasını anımsatan dans sahnesi de ayrı bir enteresandır bu filmde. film boyunca bir koaladan bile daha az hareket eden barton bu sahnede dansıyla döktürür, film boyunca yaptığı toplam figürün üç katını bir dakikalık bu dansla yapar. sonlara doğru iyice ekspresyonizm cümbüşüne dönen bu filmde barton'ın o kasvetli otel odasında geçirdiği zihinsel sancılarından kurtulması ve rahatlaması motör bir sembolizmle çok güzel gösterilir bu dans sahnesinde. gerçi dans ettiği kızı isteyen (o dönemin amerikası gerçekten acaip..) denizciye "ben bir yazarım. eserimi bitirdim ve şimdi onu kutluyorum" diyerek karşı koyması ve ardından bu kör cahil denizciden yediği yumruk (tıpkı yine kör cahil olan hollywood yapımcısından finalde yediği ayar gibi) olayı özetliyor sanki. "art for art's sake" düşüncesine gönülden bağlı olarak sanat icre eden barton fink iş sıradan bir insanın sevebileceği daha hafif ve anlaşılır şeyler üretmeye gelince sıçıp batırıyor. her ne kadar o bunu çok geç idrak etse de.
119 entry daha
hesabın var mı? giriş yap