83 entry daha
  • aşkı ve bağlılığı, bir hastalıktan ayırdeden şefkatle birlikte, göğsümüze narince bırakan almódovar filmi.

    gelelim notlara*

    filmin içindeki sessiz film, charles bukowski'nin 15cm adlı kısa öyküsünden ziyadesiyle esinlenilerek yazılmış. tutkularına ve egosuna yenik düşen aşık, sevgilisinin tenini, o uykudayken (izni olmadan) fethetmek istiyor ve bu arzusu onun ölümüne yol açıyor... tıpkı benigno'nun alicia'yı uykusundayken sahiplenmesi gibi.. alegorik olarak, benigno bu kısa filmi 'seyretmeden' önce alicia'nın bedenine sahip olmamıştır. yani en azından bunun uzun zamandır devam ettiğine dair bir belirti yok. bu olaydan sonra, tıpkı kısa filmdeki adam gibi, kendi sonuna doğru bir adım atmış olur. benigno, 'normal' sayılabilecek cinsel dürtülerine yenik düşmüş, 'rızası' olmadan 'bağımlı' olduğu kadının tenine girmiş, -bir şekilde, dolaylı da olsa- ve bu, benigno'nun ölümüne yol açmıştır. aslında benigno'nun davranışlarındaki hastalık, bencillik ve rıza arasında gidip gelmektedir. örneğin, alicia'nın evine gidip rahatlıkla bir eşyasını çalması ve alicia'ya yakalanması... bunlar da bir tecavüzdür. burada rahatsızlık verici bir durum var. benigno'nun, yakalandıktan sonra evden çıkışı da oldukça rahat ve kendine güveni olan bir tavır taşımaktadır. zira komada iken alicia ile konuşması da aynı rahatlığı taşımaktadır. hiçbir 'onaylanma' olmadığı halde,benigno, alicia ile konuşmaya devam etmektedir. bu inat, aşkın güçlendirdiği bir onaylanma güdüsünden kaynaklanır. bengino, alicia'nın onu onaylayacağını `umud` etmektedir.

    bütün bunların yanında marco, aynı şekilde uyuyan lydia ile konuşamaz. çünkü içsel olarak bunun yanlış birşey olduğunu düşünmektedir. yanlıştır, çünkü o ölüdür. yanlıştır, belki de lydia onu dinlemek istemiyordur?! bu sonuncusu üzerine birşey söylemek gerekirse, benigno bu ihtimali hiç düşünmemiştir. ona doğal gelen konuşma, bir rahatsızlık da olabilirdi. yani alicia eğer etrafında olan bitenin farkındaysa, belki de yanında başka birinin olmasını istiyordur? ama benigno, kördür ve yalnızdır. bu körlüğe neden de bilincini tamamiyle kuşatan bir bağımlılık'tan başka birşey değildir.

    zaten, bu yüzden intahar etmiştir benigno.

    bunların dışında benigno karakterinde yanlış birşey var. o da, yetiştirilme tarzına göre benigno'nun çok konuşkan bir çocuk olmaması gerektiği. bu konuda yanılıyor da olabilirim. ancak, girişkenliği ve konuşkan, kolay iletişim kuran benigno karakteri, kendi yalnızlığı ile tezat oluşturuyor. normalde bu kadar rahat konuşabilen bir insanın, bu kadar yalnız olmaması gerekiyor. tabii bunun cevabı da benigno'nun, annesinin ölümüne dek, hayatının tamamını onunla geçirmesi olarak veriliyor. alicia ile tanıştıktan sonra da bütün hayatı onunla şekilleniyor.

    bütün bu düşüncelerin ortaya çıkmasına sebep, normalde kabullenilemeyecek bir hasta ilişkisi olmasından, benigno'yu hasta biri gibi görmemizdir. filmdeki ustalık, bunun bir hastalık 'olmayabileceğini', asıl hasta olanın belki de bu düzeyde bir bağlılığı hastalık olarak gören çevredeki diğer bireylerin olabileceğini, gayet sade bir şekilde anlatabilmesi. sizin duygularınızın ve davranışlarınızın 'doğru' ve 'kabullenilebilir' olduğuna çevrenizde gezinen ve tuvalete bıraktığı anıttan (benigno, alicia'nın evinden çıkarken telefonda konuşan sekreter), falancanın organının büyüklüğünden (lydia ve alicia'nın hastabakıcıları), filancanın ibnelik ihtimalinden bahseden (alicia'nın babası ve başhekim) kişiler mi karar verecek? bu duyarlılık düzeyindeki insanlar mı...

    yine aynı bakış açısıyla belirtmeden geçemeyeceğim: boğa ölünce gelenek, matador ölünce trajedi oluyor... ben bunu anlayamıyorum, anlayamayacağım, üzgünüm. (bu eleştiri filme değildir yanlış anlaşılmasın:)

    son olarak filmin sonunda alicia'nın dans hocasının marco'ya söyledikleri üzerine düşündüm... gerçekten 'karmaşık mıydı?'... karmaşıklıktan kastı neydi? ne demek istedi...
    sanırım kadının, karmaşıklık olarak gördüğü şey nesnelliklerdi. bunca yıl olan olaylar, ilişkiler... curcuna. yahut, dansla bağlantılı olarak, hareketlerin birbirine bağlanması, düzen, uyumluluk, çalışma... acaba o da mı yanılıyor diye düşündüm. evet kadının marco'ya söylediklerini 'doğru diye' belleyemedim. herşey, ancak yalın ve açık bir duyguyla anlaşılabilir. bu duyguyu taşımıyorsa insan, ortada hareketler toplamından başka birşey yoktur zaten... bütün o hareketler, olaylar... evet sana da katılmıyorum sayın bale hocası!

    güzel bir görüntü... filmin son anlarında alicia, marco'ya oyun sırasında arkadan bakarken kamera koridordan her ikisini çekmektedir ve ekranda bir yazı belirir marco et alicia ... aradaki aşkı çok güzel bir şekilde belirtmiş. ayrıca sanırım sinema dili açısından bir başlangıç duygusu veriyor. zaten film bitiyor, aşk başlıyor... harikulade.
141 entry daha
hesabın var mı? giriş yap