saman sarısı
-
nazim hikmet'in evet, buyuk sair oldugunu bir daha, bir daha gozume sokan siir. bir arkadasin* da cok guzel belirttigi gibi, buyuk sair sonrasini onceler; nazim hikmet sonraki kırk yılın siirini bir yerlerinde yaratmistir. biz asagidaki dizeleri ikinci yeni'ye benzettik en cok. cansever, uyar, bunlari okumus, okumus da yazmistir diye dusunduk. ayrılıktan bahsetmesi cabası!
vakit hızla ilerliyor gece yarılarına yaklaşıyoruz
ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın arasında
onu oraya sen koydun
bir tas kuyunun dibindeki suydu
bakıyorum eğilip
bir koca kişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
sesleniyorum
seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
ayrılık masanın üstündeydi cigara paketinde
gözlüklü bir garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
sigaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstündeydi dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu fark etmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu tüy gibiydi
diyemem tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu
ama kendisi vardı
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap