26110 entry daha
  • çok uzun bir yazı olacak. durumu olup da okuyan olur mu bilmiyorum. ne zamandır yazmak istediğim bir konuya değinmek istiyorum. behzat ç. tekrardan ekranlarda olması ile tarifi olmayan mutluluk kazandırdı sevenlerine. beklediğimiz bir şeyin gerçekleşmesi zaten ayrı bir sevinç kaynağı. ilk üç sezonluk seriyi defalarca baştan sona bitirmiş biri olarak yeni sezonda olumsuz eleştirilerim olacak.

    öncelikle bir diziye tekrardan başlanacak ise doğru zamanı beklemeli. peki nedir bu doğru zaman? eksik olmayan tam kadronun kurulması ve sürdürülebilir bir hikayenin oluşması ile artık zamanıdır diyebiliriz. behzat ç. sahip olduğu karakterler ile ön plana çıkmıştır. çünkü hepsinin kendine özgü hikayesi vardı. bunları biliyorduk. o yüzden dört kişilik ekipten aktif olanın eksilmesi dizide zayıflık gösterdi.

    asıl sıkıntı ise kurgu ve hikaye kısmı. amirimi tekrar göreve çekme ve hikayenin devamı konuları iyi düşünülmemiş. ben şöyle bir senaryo yazardım; seri cinayetler.

    amirim inzivaya çekilmiş. aynı şekilde bira, rakı yapım işleri. biraz boşlukta kalma düşüncesine sahip. belki de içten içe tekrardan bişeylerin içinde olma. bi yerlere ait olma. bir işin peşinde koşma. bunun gibi hislere kapılmış. lakin amirimin sahip olduğu boş vakite cinayet büro sahip değil. yeni yetme biri var başta. ekip dağılmış. emniyet sıkıntıda, eskinin adamları çoğu görevden uzaklaştırılmış. ilk sezonda müdürün amirime dediği gibi artık iyi cinayetçi yetişmiyor. dedik ya cinayet büro bir girdapta. ankara'da karanlık günler var. seri cinayetler. altı cinayet var. şüpheli yok. herhangi bir ipucu yok. iç işleri kaynıyor. yer yerinden oynamış. altı tane vahşice öldürülmüş ceset var. her zaman olduğu gibi sosyal medya yargılama yapıyor. gazeteler, televizyonlar haber yapıyor. dış basında da yer almış. karar verilmiş. özel yetkili savcı atanıyor. sil baştan başlanıyor. tahsin müdür devrede. bizde bir cinayetçi var, çakal diyor. bu katilden o anlar diyor. sadece o değil, herkes amirimi işaret ediyor.

    öğleden sonra. amirim sallanan sandalyesinde oturmuş, birasını içiyor. daha önce verilen plaket üzerinde de tuzlu fıstığı var. bahçesine sırayla çakarlı makam araçları giriyor. emniyetten adamlar, özel yetkili savcı ve tahsin müdür. amirim ile konuşmaya başlıyorlar. niyetleri amirimin düşüncesini öğrenmek, biraz da tartmak. amirim kapıları kapatmış lakin biraz da içeriği merak ediyor. o da hafif hafif yokluyor. yine de taviz vermeyip yalnız kalmayı tercih ediyor. her zamanki gibi behzat başkomiser ve tahsin müdürün sesli kavgasına savcı müdahale ediyor. ikisini de susturuyor. amirime dönüp işin içinde seni istiyorum. devlet görev verdi sana. kendi adamlarını al. bu aynı zamanda ankara halkına karşı sorumluluğun senin. emniyet yeni bir yapılandırma içinde. suça bulaşmamış temiz görev adamları lazım bize. savcı başkomisere süre verip döndü arkasını gitti. behzat ç. sinirli. yine aynı şeyleri yaşama düşüncesine kızgın. yine de topyekün karşı çıkamıyor geri dönme fikrine. bir yandan harun'un sürekli dön baskısı, hayalet'i khk kıskacından çıkarma fırsatı, akbaba'nın yalnızlığına destek olma isteği, tahsin müdür'ün çaresizliği ve şevket'in durdurulamaz ısrarı. bunların hepsi amirimi zorluyor lakin o son damlayı bekliyordu sessiz ve sakince. o son damlanın ise bu kadar ağır ve kanlı olacağını tahmin edemiyordu.

    geceye doğru. amirim sallanan sandalyesinde bu sefer rakısını içiyor, yanındaki sehpasında ise bir tabak meze ve bir çatal duruyor. bütün kanallarda bir son dakika haberi. yedinci cinayet işlendi ankara sokaklarında. bir kız çocuğu. o çocuğun fotoğrafını gösterdiler ekranlarda. bi müddet sabit kaldı fotoğraf. aynı berna'nın küçüklüğü. fotoğraf durdu, amirim de durdu. biraz gözleri doldu, sandalyesinden ileriye doğruldu. vay amına koyum dedi. biraz öyle kaldı.

    sabah olmuş, tahsin müdür odasında. çat kapı behzat başkomiser. elinde bir dosya. bunları ekibimde istiyorum diyor ve çekip gidiyor. eski cinayet büro ekibi ve ek olarak iki kişi var listede. birisi diyarbakır sokaklarında pişmiş, oranın insanı, istediğini koparan, konuşkan, olay yeri analizi çok iyi olan genç bir delikanlı. amirim kendisini boş boş gezdiği yıllarda tanımış birkaç işi çözüşüne tanık olmuş ve tespitlerini çok beğenmiş. hep de zamanında böyle bir adamım olsaymış diye de dert yanmış. diğeri yurt dışında eğitim görmüş, olaylara katilin gözünden bakmayı becerebilen, zeki ve geleceği parlak bir kadın. amirim onun namını da eski cinayetçilerden duymuş. birini gönderdik eğitimini aldı, iyi yetişti diye bol övgüleri ve çözdüğü akılalmaz cinayetler amirimin kulağına çoktan gelmişti.

    amirim vosvosu ile sakarya caddesine girer. o mahur bakışı ile teras bara çıkar. gecenin karanlığında biraz ağlar. biraz berna'nın ismin tekrar eder. aslında biraz rahatlar. içini dökmüştür tekrardan. orası bir anma yeri, bir mezar başı olmuştur artık amirim için. tekrar kırmızı vosvosa binip hüseyin abinin mekanına gider. mekanda eski cinayet büro ekibi, tahsin müdür ve şevket abi vardır. bir haber verileceği tahmin edilmektedir. harun ara ara tahsin müdür'ü niye burdayız diye darlar. eda sık sık harun'u uyarır susması için. hayalet'in kıtlıktan çıkmış gibi içtiğini gören akbaba hayalet'i uyarır. buna karşılık da hayaletten sen de antep fıstığının amına koydun cevabını alır. o sıra amirim içeri girer. bütün ekibin gözü parlar, ayağa kalkıp amirime yer verirler. amirim de ne yapıyonuz la deyip kendi yerine oturur. etrafındakilere bakar. aslında doğru bir karar verdiğini o an anlar ve mutlu olur. cevdet'e bakıp rakı koy la der.

    ilk bölüm sonu. bundan sonra hikayenin nasıl devam edileceği az çok tahmin edilebilir (aslında ben baya bi yazdım bile). seri cinayetler, akılalmaz ve sıradışı bölümlük cinayetler, ercüment çözer ile memduh başgan kıskacı.

    ercüment çözer'in isteği ile gelişi ve devleti kurtarma işinden daha gerçekçi olurdu diye düşünüyorum. herkese saygılar, seviyorum merkez.
5931 entry daha
hesabın var mı? giriş yap