361 entry daha
  • uzun zamandır bu başlık takibimde. ara sıra olay ışığı yandıkça okuyorum, filmden replik yazan, anektot paylaşan veya öven entryler girilince şukelalıyorum falan ama bazen beğenenlere sataşan densiz tipleri görünce ifrit oluyorum, bu kez dayanamayıp online olup entry girmek farz oldu.

    evvela baştan söyleyeyim; bana göre film (ilk iki film), türk sinemasında kült mertebesine ulaşmış bir filmdir. öyle ergen mergen de değilim, yaşım 35, çoluk çocuk sahibi adamım.

    herhangi bir filmi, şarkıyı hatta resim, heykel, mimarî yapıyı anlamak, sevmek, beğenmek veya kavramak için eserin o kişinin dünyasında bir anlam ifade etmesi ve kültüründe bir karşılığa denk gelmesi lazım.

    mesela tarkovski'nin stalker'ı holivut filminden başka film-sinema kültürü olmayan, hayatta anlam arayışına hiç girmemiş bir insan için yarrak gibi bir filmken öteki için bir şaheserdir. ya da munch'un çığlık tablosunun karşısında saatlerce hayran hayran bakan birinin iç dünyasıyla "bu ne amınagoyyım" diyen adamın iç dünyası, geçmişi, birikimi şüphesiz bir değil. amacım elbette herhangi bir eseri sevemeyen, beğenemeyen veya anlayamayan insanı yermek değil, sadece o kişide herhangi bir müspet duygu uyandırmamış olmasının normal bir şey olduğunu anlatmak istiyorum.

    filme gelirsek, neden beğenildiğine dair başlıkta bolca entry mevcut aslında. kişinin yetiştiği çevre, gittiği okul, takıldığı "semt" veya çocukluk ve ilk gençlik döneminin denk düştüğü seneler bile filme olan bakış açınızı belirliyor.

    esnafla içli dışlı olmamış, 90'ların kenar mahalle kültüründe yetişmemiş, kahvehanede bilardo oynayan tiplerin birbirleriyle yaptıkları belaltı ıstaka şakalarına hiç şahit olamamış, banliyölerdeki mafyavari herifleri tanıyamamış ve daha aklıma gelmeyen birçok detaya şahit olamamış insanlar için filmin anlamsız gelmesi gayet normal. beğenmeyene de kim laf edebilir? peki beğenene bu garez niye amınakoyyım? ergen mergen deniyor bir de asıl ergen nesil filmden bir şey anlayamaz kanımca. z raporunu alamayan adamın derdini anlayacak kaç ergen var lan memlekette?

    semt çocuğu özgür'ün mail adresinden tut galerici şahin'in mahkemede hakime kartvizitini uzatmasına kadar bir çok detayı mükemmel bir gözlem yeteneğiyle filme yediren senaryo ekibinin, beğensek de beğenmesek de bir devrin ve kültürünün jargonunu filmin içinde harika kullanıp unutulup gitmekten kurtarması bile şehir ve kültür tarihi açısından övgüye değer diye düşünüyorum.
403 entry daha
hesabın var mı? giriş yap