equity

• ing. şirket hisselerine sahip olmak, ortak olmak
• (bkz: owner's equity)
• (bkz: ozsermaye)
• ing. ozsermaye, ozvarlik.
  
  bilançonun pasifinde liabilities^* ile birlikte yer alan, şirketin aktifindeki varlıklarının ne kadarlık bölümünü borçlanmanın dışında kendi kaynakları ile finanse ettiğini gösteren bilanço ana hesabı.
• ingiltere'de court of chancery'lerin kararlarından doğan hukuk bölümüdür.
• politik felsefedeki anlamıyla hakkaniyet diye çevrilmesi gerektiğini düşünüyorum. "denklik," en azından bu bağlamda, tutmuyor (başka bir bağlamda tutuyor mu bilmiyorum açıkçası ama adams'ın equity teorisi denklik teorisi diye çevrilmiş). "hakçalık" ise hakkaniyet gibi güzel bi kelime varken süs bitkisi gibi duruyor. hakkaniyet, her şeyiyle gayet güzel karşılıyor.
• http://goo.gl/sjwrpj
• 2016 yapımı amerika birleşik devletleri yapımı film.
  
  imdb
  
  sırf anna gunn oynuyor diye indirmekten vazgeçtim (bkz: orospu skylar). izleyip öneren yazarlar olursa yeşillendirsin.
• hukuki pozitivizmle dogal hukuk arayisi arasinda, kendine has bir anlami ve yeri olan, hukuka dair acik ara en sevdigim kavramdir, equity. hukukculari zeka yoksunu pozitivistlere veya gerceklik algisi tarumar olmus idealistlere donusmekten -ayni anda- koruya(bile)n -benim gordugum- tek konsept budur. mahkemelerin hukuk ve adaleti hic umursamayip kanunu koru korune uygulayan kurumlar olmasinin onune gectigi gibi, adalet dagitmakla yetinmeyip onur dagitmaya da calismaktan alikoyar.
  
  dolayisiyla ingiliz hukuk duzeni ve common law anlayisi, equity kavramini insanliga sundugu icin ne kadar onur duysa azdir.
• 1873 tarihli “yargılama işlevlerine ilişkin kanun” aynı konuda farklı kuralların olması halinde hakkaniyet hukuku ilkelerine uyulması gerektiğini hükme bağlamıştır.
  günümüzde de bir ölçüde geçerliliğini koruyan bu kurallar yazılı hukuk ve ortak hukuk ile birlikte modern hukukun ve ingiliz hukuk sisteminin üç temel taşından birisini oluşturmaktadır. tanınmış bir ingiliz hukukçusunun ortak hukuk ve hakkaniyet hukukunu “aynı kanalda yan yana koşan ancak suları hiçbir zaman birbirine karışmayan iki ayrı fakat ortak akıntı”ya benzetmesinde büyük bir gerçek bulunduğu açıktır.