• murathan mungan ın metis yayınlarından çıkan, hepsi farklı ve bir o kadar da sağlam yazarların öykülerinden derlediği kitap...henry miller, ernest hemingway, charles bukowski bu yazarlardan bir kaçıdır. hepsi de içe işleyen çok şık öyküler.
  • bu kitapta yer alan hemingway hikayesi olan "aydınlık temiz bir yer" yalnızlık ya da ziyadesiyle erkek yalnızlığı üzerine şu alemde okunabilecek birkaç iyi hikayeden biridir; insanı allak bullak eder, hallaç pamuğu gibi bir kenara atar.
    bu kitapta hikayeleri yer alan diğer yazarlar ise şunlardır:
    cesare pavese - henry miller - vladimir nabokov - bernard malamud - john cheever - raymond carver - alberto moravia - hanif kureishi - truman capote - charles bukowski - paul bowles - j. l. borges - milan kundera - bernhard schlink - kazuo ishiguro - ernest hemingway
  • aşk kaçaklarını inceleyen uzun soluklu bir deneme olarak da okunabilecek bir kitap. ünlü aşk kaçakları tarafından kaleme alınmış itiraflar.
    (bkz: aşk kaçağı)
  • seçkiye farklı bir gözle bakmak için
    http://www.radikal.com.tr/….php?ek=ktp&haberno=3192
  • kadın ve erkeğin bakış açısının nekadar farklı olduğunu;iki ayrı cins değilde iki ayrı tür olduğunu kanıtlayacak nitelikte bir kitap.erkek yazarlar ve tabiiki onların hikayeleri.kadınlar için yorumsuz kalan bazı hareketlerin anlamını ortaya koyuyor.kadının yolda giderken sığınma ve sahiplenilme güdüsüyle koluna girdiği erkeğin bunu kendisini bağlayan bir halka gibi görmesi iyi bir örnek gösterilebilir.
  • "erkeklerin bağımsızlık merakları, serüven tutkuları, sevgi gereksinimleri, sahiplenme istekleri, bağlanma korkuları, toplumsal rolleri ve birlikteliğin tuzaklarından kalkarak çoğaltılabilecek nice durumun yarattığı iki cins arasındaki ezeli sorunlar içinde sıkışıp kalmış hikayeler...

    'bu da erkeklerin hikayeleri,' diye okunabilir bu kitap. ya da erkeklerin nasıl gördüğü, nasıl hissettiği, nasıl yaşadığı ve nasıl anlattığı üzerine olan bu hikayeler için "bir de erkeklerden dinleyelim bakalım," denebilir. yazarların yalnızca erkeklerden seçildiğine bakılırsa, 'erkek yazarların hikayeleri' diye de yorumlanabilir."

    kitabın önsözünde ve arka kapağında murathan mungan'ın bu sözleri yer alıyor. john cheever'in "merhem" ve ernest hemingway'in "aydınlık ve temiz bir yer" isimli öyküleri kitapta en çok ilgimi çeken hikayeler oldu.
  • --- spoiler ---
    erkeklerin kıskançlıkları, aşifte diye küçümsediği kadınlara sahip olma arzuları, sevmedikleri halde ilişki sürdürdükleri kadınlar, daha önce beraber olduğu adamları düşündükçe kadından iğrenme eşiğine gelmeleri, sıkıldığı halde devam ettirdiği ilişkiler, yeni maceralara yelken açma arzuları, kadınları tarafından yönetilmeleri veya tam tersi yönetmeleri, arkadaşının kadınına göz koymaları, kardeşler olarak aynı kadına aşık olmaları ve kadını paylaşmaları gibi farklı hikayeleri içeren bir kitap.
    --- spoiler ---

    her yiğidin harcı bir kitap değil çünkü sürükleyici değil. söylemesi ayıp 1 yılda bitirdim hem de 200 sayfa eder ancak. neyse erkeklerin zaten bildiğimiz özelliklerini bir de farklı yazarlardan okumuş olduk..
  • murathan mungan’ın seçkisiyle 16 nadide yazarın öykülerinden oluşan, 2004’te metis’ten çıkan kitap.

    uzun zamandır elimdeydi, bugün okuma fırsatı buldum. bazı hikayeler çok kötü. aksiyon yok, fikir yok, olay örgüsü yok, gerilim yok bir bok yok kısacası. bazılarıysa iyi, mesela:

    bernard malamud’un öyküsü “meslek seçimi”, fena değil, okutuyor kendini. flört hikayesi.

    john cheever’ın “merhem” öyküsü gayet iyi, ayrılık sonrası sıçan bir adamın öyküsü.

    alberto moravia’nın kara mizah öyküsü “fazla karıştırma” çok iyi. neden terk edildiğini anlayamayan sıkıcı bir adamın hikayesi.

    bernard schlink’in “benzin istasyonundaki kadın” öyküsü en iyilerden biriydi. 60’larında bir adamın hayatını, evliliğini sorgulaması ve eşiyle çıktıkları yolculuk.

    kazuo ishigoro’nun “bir aile yemeği” abd’den japonya’ya dönen genç bir adamın babası ve kız kardeşiyle yüzleşmesinin hikayesi, bu da iyi.

    ernest hemingway’in ki normalde sevmem, “aydınlık ve temiz bir yer” hikayesi kitaptaki en kısa ve sanırım en iyi hikaye. çok yaşlı, bar gibi bir kahvede geç saatlere kadar oturmak isteyen bir adamla onu anlayan yaşlı ve yalnız, anlamayan genç ve evli iki garsonun hikayesi. adamın ağzının ortasına yumruğu çakıyor.
  • bir murathan mungan seçkisi. metis yayınlarından çıkan bu eser murathan bey’in özenle seçerek bir araya topladığı öykülerden oluşur. en sevdiğim öykü diyemediğim, çünkü birden fazla sevdiğim öyküleri barındıran kitap, yormadan, zevkle okunacak erkek hikayeleri barındırır. kadınlar okuyamaz mı peki? bilhassa kadınlar okumalıdır bu kitabı. neden mi? çünkü dünyamız erkekleri anlayamayan kadınlar ve kadınları bilmeyen erkeklerle doludur. bu tür öyküler bizlere belki birbirimizi anlamak ve bilmek için yardım edebilir. kazuo ishiguro’nun bir aile yemeği isimli öyküsü çok çarpıcıdır. diğer yandan ernest hemingway’in öyküsünü okuduğunuzda bir duvara salakça odaklanıp dakikalarca tepkisiz kalınabilir. paul bowles ile bu kitapta tanıştım ve fas’ı onun gözüyle gezdim, anlattığı olaylara şahit oldum. fevkalade bir seçki eser ile bir an önce tanışın. onu seveceksiniz...
hesabın var mı? giriş yap