• şahsi kanaatimce rezalet olmayan durumdur.

    sırf ödül vermek adına edebi niteliği zayıf kitapların ödüle layık görülmesindense böyle bir kararın alınması ve hatta alınma cesaretinin gösterilmesi bence gayet yerinde bir olay.

    everest gibi, türkiye'nin en büyük yayın gruplarından birisi olan alfa yayın grubuna bağlı bir yayınevinin kâğıt maliyeti nedeniyle ödül vermeyip kitap seçtirmemesini düşünmek bence rezalet.
  • doğru yapmışlar, kim bilir ne sikimsonik eserler geçti ellerine, roman bir türdür ve her öykü roman değildir.
  • doğru olanı yapmışlardır. evet, katılan tüm eserler kötü olabilir; bu gayet mümkündür. türkiye'de yaşıyoruz, herkes kendini şair ve yazar zannediyor. yarışmaya başvuranlar da bu "zanneden" güruhtan küçük bir kesim.

    rezalet mezalet yok ortada; aferin, beğenmedilerse gayet iyi yapmışlar.
  • neden böyle bir karar aldıklarını anlayamadım. gönderilen eserler gerçekten çok mu yetersizdi? hangi eser yüzde yüz hatasız veya mükemmel olabilir? edebi tarafı güçlüdür, teknik anlamda bir eksiği olabilir. teknik muhteşemdir ama okuyucuya bir şey hissettirmez, yaban kalır. zaten halihazırda kişilerin denedikleri ve bin bir hevesle yazdıkları ilk romanlarını yolladıkları bir yarışma. tek bir eserin bile kendi “mükemmel” anlayışlarına uymamasını gerçekçi bulmuyorum. romantik (veya ticari) verilmiş bir karar olarak değerlendiriyorum.
  • "birinci" seçemedik diyerek saçmalamış yarışmanın seçici kurulu. birinci demek belli bir ekip içinde yarışıp, o ekibin içinde en iyi olan demektir. yani birden fazla kişiden oluşan ve yarışan her ekipte illa ki bir "birinci" olur.

    eğer dertleri ödüle layık gösterilebilecek bir eserin yarışmaya katılmaması ise, o zaman "birinci" bulamadık değil, "ödüllendirilmeye layık bir eser bu sene kurulumuza sunulmamıştır" de geç.

    bu haliyle türkçe kullanmayı bilmeyen, beceremeyen bir kurul edebiyat alanında ödül vermeye çalışıyor gibi bir durum oluşuyor.
  • rezalet olamaz. roman yarışmalarında romanlar okunmaz. birinci zaten bellidir. taylan kara'nın bu konuyla ilgili güzel yazıları mevcut. açın okuyun. hiçbir şey yeni değildir, sadece tarih okumuyoruz.
  • "... seçici kurulumuzun, yarışmanın güvenilirliğini teyit eden bu kararını kamuoyuyla paylaşırız."

    yani bu mantıkla her yıl birinciliğe değer eser bulunamadığı yönünde karar açıklanırsa güvenilirliği dört başı mamur bir şekilde teyit edilmiş olacak yarışmada olandır.
  • cemil kavukçu hariç diğerlerini yolda görsem öbür yana dönerim. neyi seçmeye değer bulmamışlar. olsa olsa kendi doğrularına, kendi üsluplarına göre yazan birini bulamamışlardır.
  • 2015'te bu yarışmaya katılmış ancak birinci olamamıştım. bok atacak bir durum yok. gerçekten beğenmeyebilirler. sonuçta basacak kitap arıyor adamlar. maliyetli bir iş. olmayabiliyor yani.
  • birkaç edebiyat dergisinin geçmişte editörlüğünü ve genel yayın yönetmenliğini yapmış biriyim. bazı sayılarda yayımlamaya değer doğru dürüst bir yazı olmadığı oluyordu. tanıdık iyi yazarlardan yazı isteyip filan bir şekilde o sayıya kaliteli yazılar sağlıyorduk. sonuçta dergimize yaraşacak kalitenin altındaki yazıları yayımlayamayız.

    aynı şekilde bir yayınevi de kendisine yaraşmayacak bir kitabı basmak ve ona ödül vermek istemeyebilir. sonuçta bu yazar edebiyat çevrelerinde uzun yıllar bu ödülle tanınacak. bu da çıtanın yüksekliğini gösterir kanımca. yani rezalet demek büyük bir yafta yaratır. cemal süreya şiir ödülü bile lekelenmişken, aksine böyle ödülsüz kapatmak temiz olduğunu göstermektedir bence.

    bu arada ilginçtir, gözlemlediğim kadarıyla kalitesi yerlerde sürünen bazı yazıların sahipleri şaheser yarattıklarını düşünürken kaliteli yazı sahipleri mütevazı oluyor genellikle. dunning-kruger etkisinin bir türevi mi acaba?
hesabın var mı? giriş yap