fakirler ölsün

• yeni politik akim. düşünsel metafor. fiziki gerçek. arınma, ayıklama, ayikma ve ayılma.
  
  yaklaşık 17 gündür bu detay üzerine düşünüyorum. belki ilk sıralarda ölecekler listesindeyim. maksadım kimseyi öldürmek değil, sarsıcı bir tokat atıp, şiddetin o (maalesef) gerekli gücünü kullanmak. aynı her devletin ordusunun olması gerçeği kadar barış dolu bir düşünce.
  
  fakir; gariban değil, ekmeğe muhtaç da değil. hayatında olması gereken ihtiyaçlarından vazgeçmiş insan demek. ödün veren, aza tama eden. misyonu yaşamını tetikte idame etmek, vizyonu kendinden fakir olan insan demektir. aldiği maaş, hatta verdiği maaş ile ilgili bir kıstas değildir.
  
  güncel durum;
  
  fakirlerin (maddi dünyada en çok ezilen, en ufak ekonomik dalgada daha da fakirleşen, maaşa ya da bir başkasına bağlı hayat süren, kapitalizmin kucağında hatta ayaklarının altlarında yaşayan tüm insanlar) fakirlerliklerini unutmaları, bunu kabullenmeleri ve artık daha da fakirlesememeleri.
  
  problem;
  
  daha da fakirlesemeyen fakir artık kaybedecek bir şeyi olmaması hissiyle yok olmanın verdiği mutluluğu yaşaması ve hiç bir şekilde buna ses çıkarmaması.
  
  analiz;
  fakirin sesini çıkaracak ciddi ekonomik hamleler yapmak. sonunda sadece kendi istekleriyle seslerini çıkarmalarını saglamak.
  
  benzin zammı vergi artışı fakiri ilgilendiren bir durum değil. "zaten benim yok" diyerek kabullenise geçiyor.
  tabandaki fakirleri harekete geçirmek için ekmek fiyatlarını dolara endekslemek ilk hamle olabilir. önce fiziki olarak ac bırakmak gerekir. kömür odun yasaklanabilir. vergiler dolaylı olarak değil direkt nakit olarak alınabilir.
  
  not... edit gelecek.
• a101, bim gibi ucuz marketler rekabet kurulunca haksız rekabet yaratıyor gerekçesiyle kapatılmalı. marektlein kendi fabrikalarından ya da anlaşmalı ürün satışına engel olunmalı.
  
  pazar fiyatları cikarilacak çiftçiyi koruma yasası kapsamında güncellenmeli. sebze meyve fiyatları çiftçinin kazanacağı para üzerinden devlet tarafından vergilendirilmeli ve aracılar ve satıcılar sadece bu vergi üzerinden karlarını elde etmeli. pazardaki vergisiz satış acilen sonlandırılması. pazarcıların sgk'li olması ve kazanç beyanlarının gerçeği yansıtması sağlanmalı.
• kira gelirleri ev sahiplerince faturalamamalı ve kazanç beyan edilmeli. kiralara ek kdv ve hatta evine ve mahallesine gore ötv farkı eklenmeli.
  
  elden para alma mevzusu bi an önce sonlanması. emlak vergisi evin piyasa fiyatına güncellenmeli.
  
  ev satışlarında tapu parası gerçeği yansıtmalı.
  
  çıkarılacak depremden korunma kanunu kapsaminda imar barışı, affı yerine mala el koyma. uygunsuz binaları yıkma gibi kesin çözümler uygulanmalı. kentsel dönüşümden elde edilen kâr için vergilendirme yapılmalı. öyle beleşe zenginleşme önlenmeli.
• (bkz: köylüleri niçin öldürmeliyiz)
• (bkz: doğal seleksiyon)
• hayat felsefem.
• fakfakirim.
• (bkz: salgın)
• sen öl
• başlığın ilk entrysi bundan üç yıl önce girilmişti. hani bi ekonomist var, “keşke hakılı çıkmasam, ama haklı çıkacağım” diyen… onun gibi ego tatmini yapmayacağım. çünkü bu bir gerçek. matematiksel bir gerçek. bir varsayım değildi, dont look up’taki kuyruklu yıldız gibi… artık atmosfere o göktaşı girdi … fakirler ölüyor. sadece farkına varmalarına ramak kaldı. sadece kafalarını kaldırmaları yeter.
  
  türkiye’nin en büyük problemi mevcut siyasi aktörler. daha neyin ne olduğunun farkında değiller. hükümet egosunda kaybolmuş, muhalefet nefretinde…
  
  biri ülkede aç yok diyor, diğeri açlık var diyor. ikisi de yanılıyor.
  
  evet, bu ülkede aç da yok açlık da. bu ülkedeki problem yoksulluk değil yoksunluk.
  
  halk yoksun. parası olan olmayan herkes yoksun. şimdi ise durdurulmazsa yoksunluktan gerçek yoksulluğa doğru gidiyor süreç.
  
  sokak röportajlarındaki gençlerin sorunlarına bakın… “cep telefonu alamıyor, yurt dışına çıkamıyor, kafede kahve içemiyormuş”… garibana sorsan “eskiden gazyağı kuyruğu varmış, yol yokmuş, uçak yokmuş, elektrik yokmuş su yokmuş, şekeriydi tüpüydü” şükür duasında gençleri nankörlükle, gençler yaşlıları cahillikle suçluyor.
  
  kimse durumun farkına bir türlü varamadı. ülkenin vizyon yoksulluğu var. herkes vizyon fakiri.
  
  işte bu nedenle fakirler ölsün.
  
  ekmek 5 lira olsun. hatta bundan 3 yıl önce demişim ekmek dolara endekslensin diye… bugün buğday dövize endeksli. yarın iyice bu böyle olacak.
  
  dün yurtdışına gidemiyorum diyen gençler tatilde memleketine gidemeyecek. vaktinde tüp almak için kuyruğunda bekleyen dayılar tüpü (doğalgazı) bile alamayacak.
  
  fakirler ölmeye başladıkça sesleri çıkacak ama fakirlik ölmeyecek, tepelerine binecek.
  
  hükümetinden, muhalefetine önümüzdeki 3 yıl içinde yok olup gitmezlerse fakirler hep yaşayacak. ama 40 yaşlarında biri bu ülkenin yeni düzenini kurarsa, ki öyle olacak, işte o zaman fakirler değil fakirlik ölecek. hayaller doğacak, umutlar yeşerecek ve zenginlik doğacak.
  
  bu düzenin bitmesi için fakirler ölsün, çünkü bu düzeni yaşatanlar onlar.