• stanley kubrick' in arkadaşlarından ve akrabalarından borç alarak çektiği ilk uzun metrajlı film. filmin yapımcılığını, görüntü yönetmenliğini, yönetmenliğini ve montajını kendisi yapmıştır.
    kubrick bu filmi hiç sevmediği için daha sonra bütün kopyalarını toplatmıştır.
  • bir çok sinema yazari icin varligini bildikleri ama gormedikleri bu film tam anlamiyla ukte olmuştur.
  • savaşın dedvam ettiği ormanlık bir alanda, asker oldukları anlaşılabilecek üniformalı bir kaç insan dar bir alana sıkışmış ve kendi çaplarında savaşı devam ettirmektedirler. düşman generrallerinin küçük bir karargahına gelirler, içeri sızar ve öldürdükleri askerlerin kendi doppelgangerları olduğunu görürler. mesaj açıktır: "düşman sadeece bizim kendimizin bir simetrisi ya da yansısı olduğu için, insanlığın ilkece kardeşliğinin savaşla (da) yok edilmesi imkansızdır"
  • day of the fight ve flying padre isimli iki kısa filmi olan stanley kubrick'in 1952 yapımı orta metraj filmi.

    film, düşman hattında uçakları düşen dört askerin nehir yolundan kendi saflarına geçmeye çalışmalarını anlatıyor.

    bir sinema sohbetinde olsun ya da iyi bir film seyredelim acaba ne izlesek durumunda olsun, hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir kubrick filmidir fear and desire. bu durum film kötü olduğu için mi? hayır, sadece paths of glory ile birlikte tüm dünyanın kubrick'i tanımasıyla kubrick sineması da kendi karakterini oturtmaya başladı.

    yoksa film, savaş'ın insan ruhuna verdiği hasarı, genç asker üzerinden paul mazursky'nin başarılı oyunculuğu ile beraber iyi bir şekilde seyirciye yansıttığını düşünüyorum.

    son olarak filmin başında kubrick keşke aks hatası yapmasaymış dedirten bir sahne vardır. havadaki uçak sol tarafa giderken aşağıda onu seyreden askerler sağ tarafa doğru bakmaktadırlar.
  • itunes'ta (abd) kiralanabiliyor şu sıralar.
  • tarih ve mekan dışı bir savaş hikayesi olmasının yanında, kubrick'in bu kısa ve acemilik dönemi eserinde sonradan gelecek başyapıtlarının izlerini sürmek keyifli. ilk bakışta savaşı kavrayış ve yansıtışında full metal jacket'in; ormanın ve genç kızın sessizliğinde olsun ya da askerlerin içsel gerilimlerinde the shining'inin gelişini hissetmek mümkün.
  • evet, ilerisi adına ilk filmleri bilgi verir. ama kubrick'in ilk filmleri kötüdür bence. fear and desire olsun, killer's kiss olsun. bu filmleri sevdiğimi söyleyemem. fear and desire'dan devam edersem... ilk film olduğu fazlasıyla belli oluyor. mesela kesmeler çok kötü. geniş plan yapmışken tak herifin ağzına kadar giriyor (yakın plan) kubrick kesmeleriyle sebepsiz yere. keza açı-karşı açı tekniğinin kullanımını da sevmedim. özellikle filmin başlarında açı-karşı açıyı öyle bir şekilde kullanıyor ki başım dönmedi desem yalan olur. burada da sıkıntılar var. öte yandan oyunculuklar da iyi değil (killer's kiss'te de iyi değildi). acemice hatalar yapılmış bu filmde. ama mesela senaryosu yönetmenliğinden daha iyi. düşmanın safında mahsur kalan dört askerin yaşadıkları korkuya, korkuyu atlatıp mücadele etmelerine, içlerinden birisinin bir kadına duyduğu arzuya ve deliliğine vs kötü olmayan bir şekilde değinilmiş (iyi de diyemiyorum ama). ayrıca yıllar sonra çekilecek full metal jacket'i hatırlatan sahneler bulmak mümkün. mesela dört amerikan askerinin iki düşmanın yemek yediği bir kulübeye saldırıp askerleri öldürdükten sonra bir askerin bu cesetlere bakışı, sonra da delirmesi vs f.m.jacket'i akla getirir. finali ise belki de filmin tamamından daha iyi.

    spoiler
    öldürülen general ve yardımcısının (amerikalıların düşmanları yani) ile iki amerikalı askerin ikiz oluşu enfes bir ayrıntı olarak zihne kazınıyor.
    spoiler

    neticede film orta metraj olduğundan (bir saat sürüyor sadece) sıkmadan izleniyor.
  • diyalogların fazla şiirsel olmasından kaybeden film. bir ilk film için bu kadar ağır bir senaryo, handikaplar doğurmuştur. stanley kubrick'in kendisi gibi ben de onun en kötü filminin bu olduğunu düşünüyorum. yönetmenin külliyatını hatmetmek için bir kez izlenip bir daha yüzüne bakılmayacak filmlerden bu da.
  • bir stanley kubrick kolay yetişmiyorun ispatı olan film. bunu filme övgü anlamında söylemiyorum; bilakis, kubrick gibi sinema efsanesi bir adamın ilk denemelerinin ne kadar kötü olabileceği ve sonrasında kendini ne kadar yetiştirebileceğinin bir ispatı. sen akrabalarından dostlarından borç alarak 40.000 doları zar zor toparla ve bağımsız bir film yap, ilk uzun metraj filmin olduğu için büyük heveslerle filmin çekimini tamamla ve sonrasında filmi sahiplenmek istemeyerek tüm kopyalarını toplat. day of the fight da çok kötüydü bana kalırsa.

    ben ilk filmlerinden olmasını filmin bu kadar başarısız olmasında bir mazeret olarak kabul edemiyorum açıkçası. madem özel efektlerin altından kalkacak bir bütçesi yoktu, o halde bıçakla adam öldürmeli, kan akıtmalı, silahlı çatışmalı bir senaryo yerine daha ucuza üstesinden geleceğin bir senaryo ile başlayabilirdi. christopher nolan mesela, following ile çok düşük bir bütçe ile ustalıkla kotarılabilecek dahiyane bir film çekerek başlamış sinema kariyerine.
  • efsanevi yönetmen stanley kubrick’in ilk uzun metrajlı filmi. kendisi pek beğenmemiş hatta reddetmiştir bu filmi.
hesabın var mı? giriş yap