• bu ilçe ve beldelerinde ilginç bir motor merakı var. bildiğiniz tekerlekli, hız motorlarından bahsediyorum. yollarında giderken dikkat edin, yerlileri apaçi.
  • portakalıyla meşhur bir ilçemizdir.
    ayrıca finike-kumluca arasındaki sahil caretta carettaların yumurtlama bölgesidir. bundan 5-6 sene kadar önce finike'deydim. bir yaz akşamı sahilde ilk kez bu kaplumbağanın yavrularını görme fırsatım olmuştu. yumurtadan henüz çıkmış yavru caretta carettalar sahile varmak yerine sahil yolunun ve civardaki pansiyonların ışıltısına kapılıp ters istikamete yöneldiklerinden bir çoğu yola çıkıp telef oluyordu. hemen yanımdakilerle beraber toplayabildiğimiz kadar yavruyu denize ulaştırmıştık.
    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
  • antalya yönüne giderken ve antalya'dan ilçeye gelirken anayolda "kaplumbağa çıkabilir" sembolü olan trafik levhalarını görebileceğiniz türkiye'deki tek ilçe. kumsaldan zaman zaman karaya çıkan deniz kaplumbağaları anayola kadar geliyorlarmış. ayrıca elmalı'ya giderken dağ yolunda da kara kaplumbağalarına rastlamak mümkündür. kendi halindedir ve çok bozulmamıştır. marina'nın üstündeki dağın eteğindeki 3 yıldızlı finike 2000 ve kumluca yolundaki amelas gold otel uygun fiyat ve temiz odalarla konaklamak için uygun yerlerdir. finike 2000 otel'in terasindan marinaya ve akdeniz'e karşı yapılan sabah kahvaltısı yada akşam yemeği anlatılamaz yaşanması gerekir. bu kadar güzel manzara türkiye'de sayılıdır. halkının yarısından fazlasının ottan boktan sebeplerden dolayı mahkemelerle işi çok olur. orta yaş ve üstü insanlar için yaz-kış yaşanılacak yerdir.
  • doğal olarak herkes portakal demiş ama bebekliğimde yedirilen ezme şeftaliler de dahil, hayatımda yediğim en lezzetli şeftaliyi, bir mola sırasında finike'de yedim. artık her finike denildiğinde, aklıma kasalar içerisinde doldurulmuş şeftaliler ve bu şeftalileri büyük bir kibarlıkla sunan şeftalici amca gelecek.
  • tatil için gidilebilir olup olmadığını yaşayarak öğrendiğim antalya'nın batı ilçelerinden biri.

    şimdi burası alışılageldik tatil beldelerinden farklı, daha sessiz daha sakin bir yer. misal bir fethiye'dir, bir alanya'dır buralara nazaran çok küçük bir yer.

    eğlence noktasında zayıf geldi bana. kabotaj bayramından ötürü festival falan vardı, seyyar lunapark falan kurulmuş, bugünlerde de konserler yapılıyor ama bunlar geçici olduğu için değerlendirmeye almamakta yarar var.

    plajı yüzme bilmeyenler için çok ama çok iyi, 100 metre açıl gene omzu dahi geçmiyor su ve plaj tamamen kum. su denize karışan bir çaydan ötürü biraz kirli gibi geldi bana ama kir değil diyorlardı, yani yosuna bakışınıza göre değişir bu. bu çayda deniz kaplumbağalarını görmek de mümkün.

    plajda finike belediyesinin tesisi var, tuvalet 50 tl değil mesela*, fiyatlar fahiş değil, insanlar da akşam bayağı burada takılıyordu.

    demre'ye doğru çok güzel koylar var, arabasız dahi 30 dk yürüme ile varılabiliyor bu koylara. gökliman plajının suyu bayağı temiz ama zemin taş olduğu için bayağı acıtıyor ayağı, derinliği de fazla, yüzme bilmeyen ancak birkaç metre açılabilir, aynı şekilde burada da belediyenin tesisi var. bayramdan mı kaynaklıydı yoksa hep mi öyledir bilmiyorum ama plaj bayağı kalabalıktı, gelenler geri çevriliyordu yer yok diye.

    finike demre yolu muazzam, o kadar güzel manzaralar var ki insan büyüleniyor.

    akşam sahilde millet mangal, çay çekirdek falan yapıyordu, bilmiyorum ya ben buna pek ısınamıyorum. çok sığ geliyor nedense ama bilemiyorum yine de misal oturup bira içseler bir farkı var mıdır tartışılabilir.

    burada en merak ettiğim husus şu, akşam insanlar nereye kayboluyor? misal akşama kadar insanlarla dolu plajlar, akşam olunca doğal olarak plajlar terk ediliyor ve ama bu insanlar nereye gidiyor bunu çözemedim, ya herkes yörenin insanı akşam evine geçiyor ya da bilmiyorum.

    finike'de de ruslar da vardı azımsanmayacak kadar, turist olanları neyse de bayağı evi falan olan da çok, abi siktirin gidin kendi memleketinize, anlamıyorum nasıl bu kadar kolay olabiliyor başka bir devletin toprağın satın almak?

    son olarak da tarif edemediğim bir noktaya temas etmek istiyorum, sahil bölgelerine tatile gittiğim vakitler çok garip hisler yaşıyorum, iç anadolu'da büyümek ve yaşamak ile oralarda büyüyüp yaşamak çok farklı sanki. insan acaba ben buralarda büyüseydim nasıl birisi olurdum diye düşünmeden edemiyor.

    velhasıl tatile ayıracak çok bütçeniz yok ise, fazla şekilci değil iseniz buraya gönül rahatlığı ile gidebilirsiniz. ben yalnız gittim, yalnız gitmek de iyi olsa da eşlik edecek birisi veya birileri finike'nin dezavantajlı noktalarını da dolduracaktır.
  • kumluca-finike ve turuncova birlesmis tek bir kasaba-ilce olusturmustur,orada yasayan insanların isyeri birinde ise portakal bahcesi birinde evi bir digerindedir,yegane gelir kaynakları bu kasabaların narenciye ve turfanda sebzedir,seracılık yani.tanrıya sukur ki yore insanları hala topraklarını isleyerek gelir saglamayı tercih ettiklerinden betonlasmaya tam bulasmamıs bir akdeniz yoresidir,yavas yavas kırıkkaleli,ankaralı ve istanbullu emeklilerin ev alıp,betonlastırıp icine sıcmaya basladıkları bu kasaba hem sıg ve kumlu,hemde cakıllı ve derin denizlere sahiptir,yakın tarih icinde limana ek olarak yapılan marina ile deniz turizminde kemere yakın bir yer edinme cabasındadır.yerli halkı arasında hala garip bir birbirini ve sulalerini tanıma hafızası mevcuttur ki umarım gelecek on yıllar icinde goclerle bu tanısıklık ve memleket havası bozulmaz.yesil,mavi ve turuncu bir hayattır finike.
  • merkezinde; ağzından su püsküren yunus, inatlaşan keçiler, avuçlanan portakal gibi bir ton gereksiz heykel bulunan ilçe.
  • güzel bir ilçemiz. motosikletle keyif veren demre yönündeki virajlı yolları da nefis. ayrıca küçük ama samimi otogarı kumluca'nın otogarına 5 basar.
  • nüfus cüzdanımın sol alt köşesinde; uzak, çok uzak çocukluğumdan bir anı olarak duran ve bir şehre gidememek ile bu şehir arkandan gelecektir arasında duygular yaşatan yer.
  • türkiye'de yaşlanınca yaşanılacak, antalya'nın ilçesi.
hesabın var mı? giriş yap