aynı isimde "freud" başlığı da var
  • freud anlatılıyor diye izlendiğinde kötü bir diziyken dönem ve gerilim dizisi kategorisinde izlendiğinde güzel.
  • zaten 2.bolumde anlamistim biyografi falan olmadigini. gerilim polisiye hafif psikolojik terimler serpistirilmis bir dizi olmus. dizinin ismi freud olunca ister istemez adamin hayatini anlatacaklarini bekliyorsunuz ama uzaktan yakindan alakasi yok adamin sadece kendisi ve ailesi gercek heralde diger olaylar bambaska bir soluk vermis diziye madem adamin hayatini yapmadiniz ne diye freud koydunuz diye diye bitireceginiz bir dizi. ama yine de izlenir.
  • (bkz: freud sürçmesi) ni freud un bizzat kendinin gerçekleştirmesi hos bir detaydı. bunun dışında pek coklari gibi (bkz: robert finster) yakışıklılığıyla ismini aratmistir.
  • ben bir evim
    içim karanlık
    bilincim yalnız bir ışık
    rüzgardaki bir mum
    tireşen bir alev
    bazen burada bazen orada
    geri kalan her şey gölgede
    geri kalan her şey biliçdışında
    ama onlar orada
    diğer odalar, girintiler, koridorlar, merdivenler ve kapılar
    her an
    ve içinizde yaşayan
    dolaşan her şey orada
    çalışıyor
    ve yaşıyor
    evin içinde
    o ev de benim.
  • freud ismini taşıdığı için kurgu da olsa freud ve psikanaliz ile bağlantılı olacağı düşünülen ancak yanından dahi geçmeyen yarrak gibi dizidir.

    şimdi millet bir de bunu gerçek sanıp psikologlardan ve psikiyatristlerden saçma sapan şeyler bekleyecek.

    2/10
  • diziyi izledikten sonra etrafımda histerik kimse var mı diye sorgulamaya başladım.
    dizide herkes histerik.
    ayrıca herkesin derinlerde karanlık bir arzusunun olduğunu gösteren dizi.
    yine diziyi izledikten sonra benim karanlık arzum ne diye sorguladım kendimi bir sonuca varamadım.
    ayine ihtiyacım var derhal 12 kişilik bir ayin ekibine ihtiyacım var bir de ayini yönetecek medyum lazım tabi.
  • bir freudsever olarak başlamayı düşünüp yorumları görünce vazgeçtiğim dizi.

    not: nietzsche ağladığında okumak freudsever olmak için yeterli değildir.
  • adamcağızın mezarda kemikleri sızlıyordur kesin. popülarite kurbanı olmak da kötü.
    edit: son bölümde canım fıroydcuğumun karizması biraz yerine geldi.
  • affınıza sığınarak başlayacağım bu entrye şimdiden kusura bakmayın.

    be amına kodumun netflixi dizinin adı freud, zannediyosun ki yarı biyografik bir dizi olur, hani bak tam biyografik de olmasın sonuçta biyografi izlemek istesek açar belgesel izleriz, istiyoruz ki birazcık kurgu da olsun ama bu ne aq??

    freud ve 3 büyücüler koysaydınız ismini amına koyim. dizinin adı freud arada freud'a ayıp olmasın diye birkaç sahnede göstermişler freud'u.onda da koko çekiyo freud abimiz zaten. dönemin bilimsel havasını yansıtan hiçbir şey yok varsa yoksa büyü, kan, taltoş. hay ebeni taltoş gıdıklasın netflix bu ne aq ya??

    bi de hipnoz olayı var evlere şenlik.işin eğitimini alan hocam bizlere, eğer kişi hipnoza girmek istemiyorsa onu zaten hipnoza sokamazsın diyordu.ama başbüyücü zebellah karı sanki bana süperkahraman aq dokunduğu anda herkesi hipnoza sokuyor, ne diyosa kişi mala dönüyo. tamam kurgu yapın da bu ne abicim ya, yok fleur'ün taltoş olunca değişen sesi falan hadi abi ya...

    başladık bitirelim diye izliyorum ama yapacağın dizinin aq netflix
  • 3. bölümdeyim. diziyi genel olarak beğenmiş olmama rağmen “medyum” gibi bilimle ilgisi olmayan hususların işin içine girmesi hafif rahatsız etmedi değil.
    sezon tamamlandığında doğru dürüst -doğaüstü olmayan- bir sebebe bağlanmasını bekliyorum konunun.

    ayrıca alfred kiss karakterinin (georg friedrich) glenn close’un albert nobbs filmindeki halini andırdığını tek düşünen ben değilimdir herhalde diye umuyorum.

    öyle ki ekrana bakarken bazen makyajı silip altından glenn close’u çıkarabileceğimi düşünüyorum.

    bkz.
    glenn close/albert nobbs
hesabın var mı? giriş yap