• "ölürsem bu mektubu karıma ver ve onu çok sevdiğimi söyle." geyiğinin olmadığı çok nadir amerikan savaş filmlerden biri.

    izli mermiler sayesinde savaş sahnelerinin inandırıcılığı üst düzeyde. bu tarz filmlere merakınız varsa kaçırmayın.
  • cok güzel goturulen bir film daha sonra nasıl batırılır, canlı kanlı ornegi.

    --- spoiler ---

    "filmde siritan bolum yok"mus, "çok güzel bir film"miş, "filmden çıktığınız anda, filmi şöyle bir düşünürseniz ne kadar etkileyici noktalar olduğunu anlayabilirsiniz"miş.

    yahu siz dalga mı geçiyorsunuz, yoksa biz başka bir filme mi gittik? sabit bir tankın içinde oturarak, 5 kişinin 200-300 kişiyi öldürebiliyor olması sizce mantıklı mı?

    hayır, bu tarz filmlerde o kadar mantık aramam. ama arkadaş o şarkı türkü söyleyerek gelirken ss grubu, daha ilk sahnede ellerinde bir sürü panzerfaust var ve sallaya sallaya yürüyorlar. ama nedense tank ile çatışmaya başladıklarında kullanmıyorlar, hatta uzun bir süre kullanmayıp, daha sonra sandıklardan çıkarıyorlar. hata olur da, bu kadar abartı bir hata olmaz.

    daha sonrasında tankın içine, 3 tane keskin nişancıdan mermi yemesine rağmen yaşayabilen brad pitt'in hemen dibine 2 tane el bombası atılıyor. sonra bakıyoruz ki, brad pitt'in cesedi bile yakışıklı. dibinde patlayan el bombalarına rağmen sadece yüzünde 1-2 çizik oluşmuş.

    neyse ki amerikan askerlerini tam bir melek olarak göstermiyor film, ki az biraz oradan yırtıyor. ama an itibariyle imdb'de aldığı 8.2 puanı bence hiç hak etmiyor.

    --- spoiler ---
  • çok güzel film ama çok kötü sıçtıkları bir nokta var. kesinlikle gidin izleyin, belki başka filmlerde normal karşılanabilir klişe diye fakat bu film o kadar iyi gitti ki yakıştıramadım. tek sorun bu.

    onu yapmasalardı benden bir net 9/10 geliyordu fakat o olay beni çok sinirlendirdi.

    öncelikle iyi yönlerini söyleyeyim filmin:

    - yönetmen çok iyi iş çıkartmış. etraftaki rezillik, cesetler, vücut parçaları vs. kısacası atmosfer inanılmazdı. daha iyisini görmedim bugüne dek. gerçekten savaşı özendirme ihtimali yok. bu duygular çok güzel verilmiş, sahnenin içindesiniz adeta.

    -gerçekçilik müthiş, tanka makinalı tüfekle ateş edildikten sonra tankın boyasının döküldüğünü, ezik olmasa bile zırhtan sekmiş mermilerin izlerini görebiliyorsunuz.

    -izli mermi olayı çok başarılı. neyin nereden geldiği takip edilebiliyor (bilmeyenler için; gerçekte de izli mermi kullanılır tercihe göre. film için yapılmış bir şey değil yani. düşmanın yeri belli olsun diye izli mermi kullanılır, özellikle gece savaşlarında).

    - herkes perişan olmuş, herkesin üstü başı pis, pasaklı herkes. bazı askerlerin önceden kalma yaraları belli oluyor (brad pitt dahil). sıfır kilometre değiller, savaşın verdiği bir boşvermişlik, pasaklılık, umursamama var. fakat komutanın yer yer kendi kendine kaldığında üzülmesi, içerlenmesi gerçekçi.

    bunlara spoiler demedim spoilerlık değil. fakat bundan sonrasını gitmeyenler okumasın, geliyorum bok ettikleri noktaya (aslında film o kadar iyi ki, böyle bir saçmalığa rağmen bok edememişler, yanlış yaptıkları nokta diyelim kırıcı olmayalım);

    --- spoiler ---

    hayır herkesin söylediği duygusallık falan değil. savaşın ne boktan bir şey olduğunu anlatmak bakımından koyulmuş sahneler o duygusallıklar. onları geçtim.

    yahu ne güzel panzer sahnesi çekmişsiniz, gerçekte olmuş olduğu gibi alman panzeri amerikan tanklarını tek tek alıyor, zırhına tank mermisi işlemiyor. o savaş çok güzeldi, gerçekçiydi.

    e be arkadaş, madem bu kadar gerçekçi yapıyorsun; neden en son sahnede yürüyemeyen bir tankla 5 adamın 300 kişilik "tecrübeli" ve "en eğitimli" askerler olan ss bölüğünü perişan etmesini de yapıyorsun?

    gene eski dünya savaşları filmlerinde olduğu gibi alman kardeşlerimiz kendilerini ölümsüz zannedip makinalı tüfek ateşinin önünde dımdızlak koşuyorlar. yahu bu almanlar geri zekalı mı arkadaş? kim makinalı tüfeğin önünde pıtır pıtır koşar? böyle saçma bir şey olabilir mi? 300 askerin 100 tanesi başka yöne tıngır mıngır koşarken makinalı tüfeğin önünde can verdi, keklik avlar gibi avladılar.

    hadi herifler geri zekalı "ben vurulmam başkası vurulur" cesaretiyle koştu diyelim, o da saçma da neyse; ulan adam tankın üstüne çıkmış ateş ediyor, 2 sıkımlık canı var. adamların neredeyse 10 katısın, birisi uzaktan tankın üstündeki adamı "tık" diye yani tek mermiyle indirmiyor. kaç kişi var ya orda yuh be arkadaş. bir tanesi mi tankın üstündeki adama ateş etmiyor? en azından 1 kişi tankın üstünü tarasa herif ölecek zaten. tamam en nihayetinde ölüyorlar da saatlerce çatışıp ölüyorlar. bunları yapmayın artık. çok banel.

    tanksavar (roketatar) konusuna hiç girmiyorum. düşmanın ilk gözüktüğü sahnede bir sürü tanksavar vardı. normalde 2 tanesi bir tankı haşat eder. fakat onu da beceremediler. dikkatinizi çekerim "ss birliği" bu herifler, savaşın sonu gelmiş, hem tecrübeli hem eğitimliler. ama duran tankı vuramıyorlar.

    neyse öyle ya da böyle sevdim ben. sonu için de, sonu böyle olmasa film olmazdı, olağanüstü şeyler film olur deyip kendimi avutup güzel filmdi deyip bitiriyorum.

    - ve filmin sonunda tankın altında saklanan kardeşimizi görüp "hadi neyse" diye geçip giden alman "ss" askeri esaslı çocukmuş. merhametli piç, hiç boşu boşuna olay çıkartmadı devam etti yoluna.

    --- spoiler ---

    çok başarılı. az kalsın nazarımda bir enemy at the gates oluyordu fakat yukarıda açıkladığım bazı sebeplerden olmadı. gene de dünya savaşı filmlerinde en iyilerinden biri olmuş, unsere mütter unsere vater, enemy at the gates, band of brothers, saving private ryan yapımları ile birlikte çekilmiş en iyi 2.dünya savaşı konulu filmlerinden biri olmuş. 8/10
  • 00.00 seansından çıkıp olduğu gibi düşündüklerimi söyleyeyim.

    filmde olanlarla ilgili notlar aktaracağım için şimdiden:

    --- spoiler ---

    şiddet ve ölüm sahneleri bana doğrudan steinbeck'in romanlarındaki natüralizmi hatırlattı. bu filmde yerlerdeki ölülerden, öldürülenlerden john steinbeck'in bitmeyen kavga'sında anlatılan doğum sahnesine ve ölüm şekillerine çok benziyor.
    tankın çamurların içinde üzerinde geçtiği cesetlerin iç karartıcı biçimde kayboluşu, yanan askerin silahını çekip kafasına sıkması, çavuşun askerine zorla esir bir alman askerini vurdurması cidden etkileyiciydi.
    eleştirilmiş fakat norman ve çavuşun kaçamak gibi duran ev sahnesi, diğer askerlerin olaya dahil oluşu oldukça insanı geren bir atmosferdi ve onu da gayet iyi verdiklerini düşünüyorum.
    amerikan standartları ölçüsünde gayet hamasetten uzak olduğunu dahi söyleyebilirim. misal filmin sonunda norman'ın hayatını kurtaran onu görmezden gelen bir alman aslında. karakterlerin "tanrıya şükür ki amerika var" gibi bir düsturu yok. hatta kahramanlarımızın ordudan kopuk bir stilinin ve yaklaşımının olduğunu söylemek dahi mümkün. disiplinden uzak, ordu içinde hayatta kalmayı amaç edinmiş, birbirini seven bir tank ekibi sadece. daha ötesi anlam yüklemiyorlar. hayatta kalmak için öldürmemiz lazım. tüm mottoları bu.
    film kalitesi, savaş sahnelerindeki gerçeklik (izli top mermileri) vs. dahilinde baktığımda nazarımda er ryan'ı kurtarmak'la çok rahat kafa kafaya gelecek film olmuş bence.
    mitleştirilen kahramanları yok bu filmin ve bu yüzden er ryan'dan daha sönük gelmiş olabilir izleyenlere. fakat brad pitt'in oyunculuğu her haliyle kahraman olmayı hak ediyor.
    pek beğenmediğim ingloruios bastards filminden sonra böyle bir işe imza atması dönem filmlerindeki başarısı konusunda beni ikna etmiş durumda.
    bok atılanın aksine hollywood'daki eli yüzü düzgün aktörlerin oyunculukları kesinlikle overratedların üzerinde. bunun bir diğer örneği de leonardo di caprio. bu adamlar bu işin hakkını veriyor kardeşim.
    ben er ryan'dan daha çok beğendim ve bunun sebebi benim için filmin yansıttığı savaş psikolojisinin er ryan'a göre daha gerçekçi ve savaşa uygun olması.
    bir de tabi ki teknolojik gelişmelerle savaş sahnelerinin neredeyse gerçeğe yakın hale gelmiş olması bu sebebe bonus oluyor. bence izleyin. call of duty tarzı oyunlar oynamışlar muhakkak izlesin.
    benim puanım 9.5

    --- spoiler ---
  • sırf jon bernthal için gidip izleyeceğim film. henüz hakkında pek bir bilgim olmadığından ve spoiler'ları okumaktan kaçındığımdan kendisinin rolünün büyüklüğü hakkında bir bölüm yok ama umarım the wolf of wall street'deki gibi az arada görünür değildir diye umuyorum.
  • er ryan*'ın tanklısı. bu yönüyle das boot'la da akraba. ne yazık ki kült film olmak konusunda bu filmlere yaklaşamıyor. bütün film mottomuz gerçekçilik ve savaşı bütün çirkinliğiyle göstermek diye gidip, black hawk down benzeri finalle bağlamak olmamış. hatta neredeyse ölümsüz kahramanlı 50 yıl öncesinin western filmlerinin ruhu var final bölümde. 7/10
  • 2. dünya savaşına dair izlemediği şey kalmayanlar için olağanüstü bir seyirlik. izli mermiler, tank savaşı, önlü arkalı seyreden tanklar vs derken keyiften çiçek açtım. savaşın o rezil yüzünü en acımasız haliyle gösteriyor.

    4 tankın arkasına piyadeleri alıp düşman mevzilerine ilerlediği sahnelerde nefes almadım sanırım. yok böyle birşey.

    8.5/10

    izlemeyen vardır hala belki, 2. dünya savaşı dönemine ait yapılmış en güzel iş: unsere mütter unsere vater 10/10
  • spoiler içerebilir...

    çatışma sekansları hollywood'tan beklenecek düzeyde; yani kaliteli ve heyecanlandırıcı. keza tankın ormanlık alanlarda olsun, açık alanlarda olsun ilerlediği sekanslarda gerilmek de mümkün. bütün vücudu yanan askerin intihar ettiği sekans gibi çarpıcı sekanslar da mevcut. bu çarpıcı sekanslardan diğeriyse 4 amerikan tankının alman tankıyla çatıştıkları o sekans. çok iyi çekilmiş o sekans. ama iyi çekilememiş sekanslar da var (yemek sekansı). gene de bu açıdan yönetmen david ayer iyi bir performans ortaya koymuş. gerilimli, heyecanlandırıcı sekanslar çekmeyi başarmış.

    lakin aynı övgüyü senarist ayer'a yapamam. yönetmenlikteki performansı ne kadar iyiyse senaristlikte o kadar kötü. her sene onlarca filmde gördüğümüz "kahramanlık" temasını her sene onlarca senaristin yaptığı gibi klişe bir şekilde işlemiş (zaten artık kahramanlık öyküsü anlatırken özgün davranmak da imkansız hale geldi. yani kahramanlık öyküsü=bolca klişe). mantık aramamak gerek filmde belki, ama mantıksızlık da çok (brad pitt'in etrafının 300 kişiyle çevrili olmasına rağmen bi türlü ölmemesi, yanında 2 bomba patlayınca bile cesedinin yakışıklı kalması, almanların tankı kurşunlarla ele geçirmeye çalışmaları vs). hepi topu 5 karakter var ama bu karakterleri derinleştirmekten uzak bir film. ayer almış karakterlerini, savaşın ortasına koymuş, geçmişleri ve kimlikleriyle pek ilgilenmemiş, bunun yerine çatışmalardaki arkadaşlıklarına odaklanmış. sonuçta ortaya da tek boyutlu karakterler çıkmış. performanslarda da bu yüzden oscarlık bir performans yok ne yazık ki. ben en çok logan lerman'ı beğendim. onu da "machine" lakabını alana kadar beğendim. sonra o da ekipteki vahşi insana dönüştü. arka pencere'de irdelenmiş. lerman, normal human'ın karışımı olan norman'ı canlandırıyor. normal, masum insan yani. orada olmaması gereken binlerce kişiden birisi. hakkını da veriyor karakterin. ama yukarıda dendiği gibi insani tepkilerini ayer ergence tepkiler sanmış. bu tepkileri gösteriş şeklinden bunu anlıyoruz. neyse ki (!) norman bir süre sonra ortama ayak uydurup, vahşi olup "adam"a evriliyor. "machine" lakabını da hak ediyor. özetle "şu mektubu anneme ilet ölürsem", "buradan kurtulursam ilk işim 6'lık bira alıp red sox maçlarını izlemek" gibi klişe replikler atılmışsa da gene de duygu sömürüsünden vazgeçilmemiş. salakça bir şekilde 300 kişiyle mücadeleye yeltenen askerler için üzülmemizi bekliyor (aslında bizden değil, amerikalılardan bekliyor. zira bu film amerikalılar için çekildi). o 300 kişiyle neden savaşıldığının da altı doldurulamıyor. "tank benim evim," yeterli değil.

    neyse. sonuçta daha önce defalarca kez izlediğimiz, karakter derinliği sıfır olan, bence çatışma sekanslarının kurtaramadığı, senenin gereksiz filmlerinden olmuş. aslında savaşı sorgulayan, insanın vahşiliğine odaklanan ve bunu eleştiren bir film yapabilirdi ayer. ama ne don-norman çatışmasını, ne de diğer yan öyküleri umursuyor..tek umursadığı kahramanlık. halbuki filmin tek çarpıcı karakteri olan norman'a ve insani değerlerine odaklansaydı iyi bir film olabilirdi. filmde norman'la alman kız arasında 2 dakikada gerçekleşen aşksa hiç inandırıcı değil. norman, kızı görüyor; sonra çavuşun emriyle kızla sevişiyor, kız da dünden razı zaten, sonra aşık oluyor kıza. kızın ölümüne tanık olunca da makineye dönüşüyor. ne saçma. kızın amerikalıyla sevişmesi de bir beni rahatsız etti sanırım. ırak'ta tecavüze uğramış kızları düşünüp durdum istemeden. ama tabii, bu durum bu tür filmlerin klişelerinden. james bond da her milletten kızla yatmış; bu kızları kendisine âşık etmiş bir karakter mesela.

    brad pitt'i bi daha bu tür filmlerde ve rollerde görmemek dileğiyle...
  • --- spoiler ---

    yine almanların aptal, amerikalıların kahraman olduğunu gösteren klasik bir 2. dünya savaşı filmi olmuş. sniperdan 3 mermi yiyip ölmeyen bir brad pitt var karşımızda, hatta dibinde 2 el bombası patlıyor ama adamın ceseti bile hala yakışıklı. emma kevaşesinin amerikan askerinin elinden tutup sevişmeye götürmesi de saçma sapan bir sahne olmuş. korkudan yatağın altına saklanan kız 2 dakika sonra aynı yatakta amerikan askeriyle sevişiyor hem de kendi isteğiyle. yok böyle bir şey.
    hareket etmeyen bir tankın içinde 5 amerikan askeri ve karşılarında 250-300 kişilik waffen-ss askerleri ama ne hikmetse hiç bir alman (!) oldukları halde panzerfaust sıkmayı akıl etmiyor. sanırım brad tüm panzerfaust kullanan askerleri indirmiş. filmin sonu da black hawk down gibi olmuş.

    ses efektleri ve askerlerin ölü halleri güzel olmuş, patlama sahnelerinde de bildiğiniz mısır çarşısı havai fişekleri kullanmış adamlar, efektler daha güzel olabilirdi. olmamış. 5/10
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap