• müzeye bakın anlarsınız
  • --- spoiler ---
    misafirler... danimarka'dan...
    iki takım...
    biri kopenag, diğeri nordsjelland...

    ev sahibi... türk takımları...
    iki takım...
    biri galatasaray, diğeri fenerbahçe...

    galatasaray'ın rakibi kophenag maçtan sonra "bok çukuru" benzetmesi ile ayrıldı istanbul'dan...

    fenerbahçe'nin rakibi nordsjelland ise "fenerbahçe'den öğreneceğimiz çok şey var" diyerek...

    işte fenerbahçe farkı...

    tartışmasız
    --- spoiler ---

    elin götü boklu kalecisi bize laf attı diye yine fenerbahçe büyük olmuş. öyle bir büyüklük ki bu her an her yerden fışkırabilir. en alakasız yerden fenerbahçe büyüklüğünü keşfedebilirsin.

    yani ölçütümüz bu ayarda şeyler ise galatasaray'ın fenerbahçe'den önde sayılabileceği 1000 tane konu bulup çıkartır listelerim burada. arkadaş da bunlardan en yakın zamanda yaşanmış olanını seçip kendi kulübünü "farklı" kılmak istemiş.

    işte gerçek bir başarı olmadığında büyük sayılabilmek adına sığındığınız sebepler de bu kadar aciz oluyor.
  • atatürk'ün bile sevilmediği coğrafyada galatasaray'ın sevilmemesi kadar doğal bir şey yok.

    ne acıdır ki dünyada türkiye denilince akla gelen 3 şey vardır;

    atatürk, istanbul ve galatasaray

    üçü de vatan hainlerince sevilmez. hatta nefret edilir.

    edit: hala özel mesajla galatasaray'a fetöcü, pkk'lı, fransız diyorlar.

    tıpkı atatürk'e mason, yahudi, ingiliz ajanı dedikleri gibi.

    edit 2: istanbul sevmeme muhabbeti içinde aldığım mesajlarda dalyarrak ergenlerin "çok kalabalık, deprem tehlikesi, çarpık kentleşme" gibi konular sebebiyle sevmediklerini söylüyorlar ama burada istanbul'un siyasi ve dini yönü sebebiyle vatan hainlerince sevilmemesi üzerine değiniyorum. istanbul'u constantinapolis olarak telafuz edenlerden bahsediyorum.
  • çok değerli bir galatasaraylı'nın dediği gibi "galatasaray van'lının da vaniköy'lünün de takımıdır." işte o yüzden kadıköy- beşiktaş gibi istanbul semtleriyle özdeşleşen kulüp taraftarları pek sevmez. barcelona'da, ve çin'de siz türküm dediğinizde size "aaa türkiye biliyorum" denildikten sonra söylenen ilk üç sözden biri galatasaray'dır. işte ondandır sevmeyenin, çekemeyeninin olması.
  • galatasaray'ın karakteri pek türk takımına benzemez. kulübün tarihsel kökleri tanzimat osmanlısına dayandığından, bu kulübün karakteri farklıdır. batılı ve avrupai bir mantalite ile yönetilir. eğer hayatınızda 1 kez olsun gs lisesinden içeri girmişseniz sanki keçeçizade fuad paşa, âli paşa, çıkacak da bahçeye gelecekmiş gibi hissederseniz. halbuki bizim toplumda tanzimat pek sevilmez. sağcısı da solcusu da pek sevmez ama bunun nedenlerini anlatıp mevzuyu uzatmayayım.

    galatasaray taraftarı, cefakar değildir. pek öyle acıklı türküleri, arabesk hissiyatı sevmez. gs yenerse mutlu olurlar, gs yenilirse veya ligden koparsa, taraftarları umursamayıp geleceğe bakarlar. yani galatasaray'da hep pozitif bir gündem vardır. beşiktaş, trabzon ve fener, vd. takım taraftarı içinse cefakar olmak, taraftarlığın temel bir standardıdır.

    galatasaray başarılıdır. son yıllarda ise çok başarılıdır. herkes ilk rakip olarak gs'yi gördüğünden (bir zamanlar fb böyleydi), galatasaray sevilmez.

    galatasaray'da kişi yok, kurum vardır. kurumsal yapıyı çökertmek çok zor olduğundan, sürekli başarıya programlı bir kulüptür. kişi bazlı çökertilemediği için, rakipleri için son derece uyuz bir rakiptir. çünkü gs'ye rakipseniz, "bunların başındaki adam bu işten anlamıyor, o kaldığı sürece rahatız" diyemezsiniz. galatasaray anında o beceriksiz kimseyi gönderir.

    galatasaray gaza gelmez. ingilizler gibi hesapçı kitapçıdır. sene başından şampiyonuz diye yola çıkıp, hüsrana uğramak yoktur. aksine temkinli ve hesaplı hareket vardır. bizim milletimizin geneli hesabı kitabı sevmez. hesaplı kitaplı, sessiz ve derinden gidenleri hiç sevmez.

    galatasaray taraftarı ile kongre üyeleri arasında büyük fark vardır. istediğiniz kadar koyu galatasaraylı olun, gs liseli, sporcu veya zengin bir iş adamı değilseniz veya ailenizde kongre üyesi biri yoksa kulübe üye olmanız, atomu parçalamaktan daha zordur. dolaysıyla gs kongresi, yönetim ve divan kurulları son derece elit ve sokaktaki adamın gözünde snop ve kibirli tiplerdir. kulüp yönetim mekanizmaları ile taraftar arasında geçişlilik çok azdır. bjk ve fener daha halkçı ve daha ulaşılabilir ve daha taraftardan gelen kişilerden oluşur dolayısıyla tarafsız bakanlar için daha sempatiktir.

    not: galatasaraylıyım.
  • bir galatasaraylı olarak uefa kupası ile ilgili olanlarına sonuna kadar katıldığım nedenler.

    biz o kupayı aldığımızda bağdat caddesi'nde yer yerinden oynamıştı, çok net hatırlıyorum. fakat biz bu başarıyı milletçe kutlayacağımız yerde fenerbahçelilere karşı bir üstünlük statüsü olarak kullanmaya başladık. bu yüzden fenerbahçe'nin benfica'yı elemesini ve finale çıkıp kazanmasını inanılmaz istemiştim. olmadı, kısmet değilmiş. fakat fenerbahçelilerdeki bu galatasaray düşmanlığını bizim şişkin egomuz yarattı, eğri oturalım düz konuşalım.
  • niye sevilmesin. ülkenin en kalabalık taraftar grubuna sahip futbol takımı

    not: bunu nerden çıkardın diyenlere; bütün sosyal medyalardaki takip vb. sayısı diğer takımlardan daha yüksek.
  • arkadaşlar her şeyi söyleyebilirsiniz ama lütfen yalanlar üzerine kurulmuş bir nefreti bünyenizde barındırmayın. kimse için.

    bakın uefa kupasının alındığı dönem bütün maçlarının ertelendiğinden ve boş bir sezon geçirdiğinden söz edilmiş.

    şu maçlara bakabiliriz:

    (bkz: 15 eylül 1999 galatasaray hertha berlin maçı)
    (bkz: 17 eylül 1999 adanaspor galatasaray maçı)

    (bkz: 20 ekim 1999 galatasaray chelsea maçı)
    (bkz: 22 ekim 1999 bursaspor galatasaray maçı)

    kaç gün arayla oynanmış arkadaşlar?
  • başarılarla, kupalarla, rekorlarla ve şampiyonluklarla dolu şanlı tarihi..
  • elbette ki galatasaray yönetiminin aşırı elit ve "hey dostum bizde gsl ruhu var" havalarındaki tavrıdır. bunlar öyle ruhludurlar ki o kadar olur. diğer takımlar bu güruha göre çok ezik, manasız ve boşturlar. kendi takımlarını yüceltmenin diğerlerini hor görmekten geçtiği gibi bir saplantıya kapılır bu işi ilerletenler. taraftarların çoğu içten tiplerdir ve çoğu da kendi yöneticilerinin bu duruşundan rahatsız olurlar zaten, onlarla bir derdimiz yoktur.

    ayrıca, yöneticilerinin her daim son derece sinir bozucu bir jantilikle ortalıkta gezmeleri de sinir bozucudur.
hesabın var mı? giriş yap