• dün şu entry'me 10-15 mesaj geldi. "nasıl savunursun son sezonu?" diye ahahaha.

    dizi finalinden beri gerek burası olsun gerek hem yerli hem yabancı kaynaklar olsun bir ton şey okudum. o kadar aptal eleştiriler var ki çoğu da jon snow kökenli. insanı zorla bu aceleye gelmiş senaryoyu savunduracaksınız ama yine yazmadan duramayacağım.

    öncelikle şu "popüler kültür" ve "linç kültürü" denen şeyler, gerçekten iğrenç şeyler. got da dünyanın en çok izlenen dizisi olduğu için final ile ilgili en içi boş eleştiri; "jon snow neden kral olmadı?" şu (desteksizce) eleştirenlerin eline ver kağıt-kalem yazacakları tek şey; en sonra tahta jon oturuyor. ghost da kucağında tabi, o olmadan olur mı? çıldırırlar. diğer yanında dany var. tüm gün sarayın camlarını silmekten bitap düşmüş. sarayın bahçesinde de dragon, çocuklara ateş şovu yapıp onları eğlendiriyor. herkes mutlu yani.

    amaaaa game of thrones ya bu dizinin adı hani. jon'nun tahta oturduğu bir final çok fazla klişe olmaz mıydı gerçekten? zaten ilk sezondan beri çoğunluğun favorisi olan stark hanesi mutlak bir şekilde taht oyunlarının kazananı olarak klişenin dibine vuruldu. "neden jon değil?" diye ağlayanlar farkında değil ama ned stark'ın bir kızı sürekli geleceği bahsedilen kışı bitirdi, diğer kızı tam bağımsız (kral şehrinde oturan kral/kraliçe'ye biat etmiş değil, tam) kuzey'in kraliçesi oldu. oğlu da 6 krallığın başında. yer gök stark oldu yani. ilk sezonun sonunda finali starklar kazanıyor deselerdi herkes mutlu olurdu. hatta finali catelyn stark karakteri yazsa ancak bu şekilde bir final isterdi. oğlu ve kızları bir şeyler başarmış. hiç sevemediği jon snow da sürgün edilmiş ahahahahaha. şimdi "neden jon değil?" diye ağlamak popüler ya. aslında popülizmin kralının yapıldığının farkında değiller. şahsen memnun oldum gerçi orası ayrı. starklar favori hanemdi. (bkz: the north remembers)

    (büyük harfle) `son sezonun başına kadarki senaryoya göre neden jon tahta oturmadı` (büyük harfle)

    öncelikle "mutlu son" bekleyenleri dizideki en başarılı yazılmış karakterlerden biri olan ramsey'in şu sahnesi ile baş başa bırakıyorum. ne diyor? "mutlu son isteyen cennet mahallesi" izlesin diyor.

    ayrıca biz got'u yaptığı ters köşeleri için sevmemiş miydik? tam da "kesin kral olur bu." dediğimiz karakterlerin 5 dakika sonra ölüm sahnelerine şaşırmamış mıydık senelerce?

    dediğim gibi son sezona kadar yazılmış senaryoya göre jon'un tahta oturması çelişki olacaktı. çelişki demeyeyim de bran karakterini bu kadar yücelttikten sonra tahta jon'u geçirmek saçma olacaktı.

    neden jon değil?" kendimce madde madde açıklayayım.

    ** jon snow ilk sezondan beri herkesin duygusal bir yakınlık kurduğu bir karakter. piçti, iyi kalpliydi, hep insanların iyiliğini istedi. gece kralı'nı herkesten çok dert edindi. gittiği her yerde yükseldi, insanlık için çalıştı. binlerce yabaninin hayatını kurtardı. (kendi canına rağmen) tahtın gerçek varisi olduğunu öğrendi. yine insanlığın hatrına tahtı istemedi. bu yüzden tahtı en çok hak eden kişi olmalıydı değil mi? dizinin ismi game of thrones işte... bu arkadaşımız maalesef taht oyunlarından zerre anlamıyordu. rütbede gözü yoktu. zaten her aldığı rütbe, kendi isteği dışında gelişti. "you know nothing jon snow" bir slogan gibi yapıştı kendisine. ilk sezondan beri en çok üzerinde durulan bu karaktere finalde mutlu son değil de dramatik bir son yazılması bence tutarlıdır. finalde üzülecek bir şey olmalıydı. dany'nin ölümü üzmedi mesela beni, zaten öyle olacaktı. tüm şehri yakmış hala daha zafer konuşmasında "orayı burayı yakacağız." diyordu. winterfell da yakılacaklar arasındaydı tabi. "jon neden dany'i öldürdü ki yeaaa" boş eleştiricileri için yeterli bir açıklama olur mu bilmiyorum ama sansa ve kuzey asla boyun eğmeyecekti. yani tekrar savaş. jon yine kendisi için değil, halk için dany'i öldürdü.

    ** en güldüğüm, içi en boş eleştiri de; "lekesizler zaten ayrılacaktı, jon'u neden gönderdiler?" diziyi son sezonundan itibaren "sırf popüler diye" izleyenler ve diyalog sahnesi görünce ileriye sarıp savaş sahnesi arayanların bunu sorması doğal. jon sürgün edildi. evet, bildiğin kral bran tarafından sürgün edildi. tıpkı kral robert'ın şehri aldıktan sonra targaryen çocuklarını öldürtmek istemesi ve sağ kalan targaryenlerin şehirden bir şekilde kaçırılması gibi.

    ** "bran neden jon'u sürgün etti?" niye etmesin? westeros'a yeni bir düzen getirilmiş. geçmişi, geleceği görebilmesi özelliği ile tahtın kendisine tıpış tıpış geleceğini bilen bran, jon'a neden acısın? binlerce masumun ölmesine sırf tahta oturmak için ses çıkartmayan bran, pek tabi ki eski sistemdeki en meşru kral olan jon'u kovacaktı. yine savaş sahnesi aradığınız için atladığınız jon ve tyrion'ın konuştuğu sahnede her şey açıklanıyor. tyrion o sahnede jon'a "kara kule'ye gideceksin, eşin ve toprağın olmayacak..." diye devam eden gözcü yeminini neden hatırlatıyor? kara kule'nin eski lord kumandanı bu yemini unuttuğu için değildir herhalde değil mi? adam tahta tehlike. en büyük tehlike. ayrıca ne demişlerdi? "yalnız kalan bir targaryen'den daha tehlikeli bir şey yoktur." derin içerikli sohbetlerin yapıldığı bir sahnede geçiyordu bu söz. tabi "ghost nerede yaaaaaa, abi izlemiyorum artık yeaaaa" diye ağladığınız için bunu da kaçırmışsınız. jon'a maalesef kibarca "şimdiye kadar yaptıkların için teşekkürler ama senin kanın bozuk, belli olmaz ne yapacağın. git kara kule'ye, ünvanından vazgeç ve üreme sakın." dendi. jon kardeşimiz de o kadar alçak gönüllü (ya da mal) olduğu için bu durumu anladı ve kabullendi. kuzey'in kralı olarak gayet bir şey yapabilirdi ama şimdiye kadar çizilen jon snow karakterine yakışmazdı bu.

    ** yine o sahnede jon'un sürgününe arya ve sansa'nın karşı çıktığı ama yeni kral bran'ın bir barış yapmak zorunda olduğu için mecbur kaldığını anlatıyor tyrion. sansa da sinsi sinsi kuzey'in kendisine kalacağı için bu karara aşırı tepki göstermemiş olmalı. diziyi oturma organı ile değil, görme organınız ile izlediyseniz sansa'nın, jon'un kuzey'in kralı olmasından o kadar memnun olmadığını bilirdiniz. arya da her ne kadar kendi halinde takılan bir karakter olsa da aile meselerinde hep sansa'nın yanındaydı. tüh bak, bu da diyalog sahnesiydi, ghost'u ararken burayı da kaçırmışsınız.

    ** peki yeni kral bran'ın yapmak zorunda olduğu barış ne? jon'un dany'i öldürmesi sonrası oluşan kaos. işte bu sezon 6 değil de 10 bölüm olsa. dany'nin öldürülmesi sonrası süreç, lekesizlerin şehrin kontrolünü ele geçirmesi, tyrion ve jon'un hapse atılması, kuzey ordularının king's landing'e gelmesi (çoğu oradaydı gerçi) ve westeros konseyinin toplanması kararı gibi olayları en azından bir bölüm izlesek böyle havada kalmayacaktı.

    ** "lekesizler, tyrion'u neden öldürmedi?" buraya diyecek bir şeyim yok. öldürebilirlerdi ama daha sonradan hapse atılan jon'un akıbeti daha önemli olduğu için bekletildi belki ama "lekesizler jon'u neden öldürmedi?" derseniz gülme organım ile değil, oturma organım ile gülerim. zira kuzey orduları oradayken kuzey'in kralı'nı öldürmek takdir edersiniz ki sıkar biraz. lekesizler buna cesaret edememiş olmalı. aynı şekilde o kaosta kuzeyliler, jon'u kurtaramamış çünkü şehirdeki silahlı ve en güçlü unsur lekesizlerin elinden jon'u almak aynı şekilde sıkardı biraz. bu yüzden westers konseyi toplanmadı mı zaten? yine atlayarak izlediğiniz sahnede tyrion, jon'a "gri solucan kelleni istiyordu, seni onlara vermek savaş çıkartırdı, serbest bırakmak da..." diyor. şehir zaten yıkılmış. lekesizler ve kuzey orduları bir savaşı daha göze alamamış. işte bran'ın yapması gereken barış da buydu. keşke son sezon 10 bölüm olsaydı da son savaştan sonra en azından 2-3 bölüm asıl "taht oyunları"nı izleseydik. zira mesela tahtı almak değil, oturabilmek.

    ** bran denen sinsi kardeşimiz de barış ayağına, jon'u olabilecek en uzak yere, sokulabilecek en güçsüz şekle (eşin olmayacak, toprağın olmayacak) sokmak için kule'ye sürgün ediyor. tüm mesele bu. zira bu targaryenleri hiç kimse sevmiyor. sadece güçledikleri vakit yanlarında yancılık yapıyor herkes. mesela buna en güzel örnek tyrion. kraliçe eli sözde ama jon'u kraliçesini öldürmesi için gazladı. kraliçesine ihanet ederek ailesine yardım etti. çünkü targaryenler gücü eline alınca her yeri yakıyorlar. jamie de mad king'i öldürmedi mi onun koruması olmasına rağmen? her ne kadar dany'i korurken ölse de jorah en başta kral robert'ın ajanı değil miydi? neden? çünkü targaryenler tehlikeli çünkü targaryenler güçsüzlükten güce ulaşana kadar cazip. ondan sonrası herkes için zarar. bu daha önceden deneyim edilmişti ona rağmen yine aynı şeyler yaşandı.

    en başta da yazdığım gibi. son sezona kadar hatta 7. sezona kadar yazılan senaryoya göre final senaryosu tutarsız değil. dizinin önceki sezonlarından berigelen diyaloglara, olaylara vakıf olmadan, derinlikli düşünmeden, dikkatle izlemeden "cersei ile jamie niye sağa sola kaçmadılar da kafalarına taş düştü yeaaaa" diye saçma sapan eleştirmeden izlerseniz anlayabilirsiniz. yoksa kimsenin final senaryosundan memnun olduğunu sanmıyorum. daha farklı senaryo yazılabilirdi ama "tahta jon geçmeliydi." popülizmi de komik. bir de her ne kadar "dünyanın en iyi" yapımı desek de kaç kere senaryo sızdırıldı, yetmedi koca sezon sızdırıldı. erkenden izlemiştik. belki de son sezon senaryosu bu değildi. 1.5 sene önce final senaryosu sızdırılmıştı. hani şu tahta en son dany ve jon'un çocuğunun geçtiği senaryo. senaryo sızdı diye finali tekrar yazmış olabilirler.

    nihayetinde ismi "taht oyunları" olan bir dizinin sonunda tahta, taht oyunlarını en iyi oynayan geçecekti. en güçlü ve en iyi karakter değil. oyunu en iyi oynayan... senaristler çok eleştiriliyor ama bence sırf genel memnuniyet için "tahta jon geçmeli" popülizmine pabuç bırakmadıkları için bir takdiri hak ediyorlar. tarihte her hükümdar kesinlikle hak ettiği için mi hüküm sürmüştür? bu tür dizilerin, filmlerin referansı gerçek tarih değil midir?

    kendisinde bulunan özellikleri kullanan bran da her şeye vakıf olup tahta oturmak için kendisince gerekli ayarlamaları yaptı ve tahta oturdu. evet, jon'u seviyorduk ama birinci sezondan beri hiçbir rütbe istemezsen, sana herkes tahtın gerçek varisi olduğunu söyleyip bir şeyler yapman için çabalar ve yine de bir şey yapmazsan kusura bakma da taht oyunlarının kralını oynamış bran seni sürgün eder. sen de ardına baka baka kuzey'e, ot biçmeye gidersin. finale bir dram gerekliydi ve bence jon'un, kuzey'e gidiş sahnesi, o dram eksikliğini giderdi. ben jon'a yazılmış akıbeti beğendim.

    bir parantez de her devrin adamı tyrion'a açmak lazım. bu arkadaşımız da kıvrak zekası ile 3. kral/kraliçe'ye ellik yapmanın keyfini sürecek. mesela konseyde bran yerine jon'u önerseydi, jon bunu eli yapar mıydı? tabi ki hayır. ama bran yapardı. tyrion bunu biliyordu çünkü taht oyunlarını oynamasını en iyi bilenlerden birisiydi. sunduğu yeni westeros yönetim şekline en uygun aday da bran'dı. çocuğu olmayacaktı. bu yüzden yeni sisteme geçişte"artık hükümdar doğmayacak" kuralını uygulatabilecekti. orada oturan diğer lordlardan daha az koltuk sevdalıyısdı. yani aslında en büyük koltukçu kendisiymiş tabi ama her şeyi gizliden yaptığı için çaktırmadı. bu yüzden tyrion'un bran'ın zaten her şeyi planladığını anladığı için mi yoksa gerçekten öyle düşündüğü için midir bilinmez tahta bran'ı önermesine diğer lordlar onay verdi. yukarıda linki bulunan, dünkü yazdığım entryde bahsetmiştim buraya da yazayım. "uzun gece" bölümünde bran ve tyrion ateş başında bir sohbete başlayacaklardı. keşke o sahneyi biraz daha uzatsaydılar ya da daha sonradan o sahneye referans gösterseydiler. belki de bran orada, tyrion ile birlikte geleceği planlamıştı. bir konsey kuruluyor. birbirlerini kral ve kral eli ilan ediyorlar. tesadüf mü? ben senarist olsam en azından 5 dakika da olsa o ateş başındaki sahneye, finalde bir gönderme yapardım.

    8 sene boyunca nice koç yiğitlerin bozuk para gibi harcandığı, nice kahramanlık destanlarının yazıldığı, nice savaşların olduğu dizinin sonunda eline kılıç almamış bran ve yine savaşmaktan anlamayan (yönetim olarak değil) tyrion'un en güçlü 2 karakter olması acaba ismi "taht oyunları" olan bir diziye yakıştı mı? tabi ki. mesela kılıç sallamakta değil, o oyunu oynayabilmekte...

    8 senenin ardından bu diziye veda etmek zor olacak. sıkı bir izleyicisiydim. her hafta gelişini hasretle beklerdim. bu dizi için yazdığım son kapsamlı entrynin bu olacak olması beni biraz üzüyor. dışarıdan bakılınca "nihayetinde bu bir dizi, bu kadar kafaya takmaya gerek var mı?" diye düşünmüyor değilim ama o kadar saçma eleştiriler vardı ki dayanamadım. benim için yıllardır izlemesi de yorumlaması da hakkında konuşması da büyük bir zevkti. ayrıca biz buraya bir şeyler yazmazsak "ekşi sözlük" diye bir yer olur muydu?

    game of thrones keyfini katlayacak birkaç youtube hesabı bırakayım buraya.

    "wtf edition” başlığı altında oradan buradan kesilip biçilmiş komik düzenlemeler

    özellikle sezonlar boyunca diziye derinlik katmış şu an unuttuğumuz bir çok karakteri de barındıran derleme videolar

    “supercut” başlığı altında yukarıdaki kanala benzer belli karakterleri içeren videolar

    şu kanallardan birkaç video izleyince zaten youtube sağ taraftan bunun benzeri hoş videolar öneriyor.

    giriş müziğini bile özleyeceğim. teşekkürler hbo, teşekkürler tüm karakterleri, mekanları ve tasvirleriyle bu büyülü dünyanın yaratıcısı george rr martin üstat, teşekkürler 8 senedir bu harika yapımda oynayan tüm oyuncular ve kamera ekibi size de biraz teşekkürler d. b. weiss, david benioff çok az ama.
  • sonunu, açlık oyunları orijinal adıyla the hunger games’e benzetenlere +1 olarak katıldığım dizi.

    --- spoiler ---

    katniss everdeen = jon snow

    başkan alma coin = daenerys targaryen: aslında bütün fedakarlıkları insanlık için yapıyor gözüken, en başta kurtarıcı konumundaki platin saçlı ve güzel kadın mutlak gücü ele geçirmek için güç zehirlenmesi yaşayarak masumları dahi öldürmeyi önemsemez. tam zafer sarhoşluğu yaşadığı esnada baştan omuz omuza mücadele ettiği erdemli kahraman tarafından gözünü iktidar hırsı bürüdüğü anlaşılır ve güvendiği bu kişiden yediği bir ok/hançerle öldürülür.

    olaylardan sonra katniss ve jon büyük bir halk kahramanlığı yaptıkları halde cezalandırılır ve affa uğrar. katniss köyüne döner, jon kendini ait hissettiği yabanılların arasına.

    the end.

    --- spoiler ---
  • bizi bitirdiniz be. ben yapımcı olacağım üç saatlik final yapardım şu diziye. ayıp şu son sezon bize yapılanlar.
  • çok lafı geçti, bir bakayım dedim. çaycı hüseyin oynuyormuş.

    çocuklar duymasın'ın devamı niteliğindeki bitişiyle akıllarda yer eden dizi.
  • finaline herkes o kadar çok sövdü ki hiç izlemediğime şükrettim. düşünsene senelerce yeni sezon beklemiş ve hevesle her bölümünü izlemiş olsam ve üfürükten finalle çıkıverse hayatımdan... ihtimali bile çok üzücü
  • --- s08e06 spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---
    --- spoiler ---

    bran gotunde tahtla geziyor ya. daha kral hareket gormedim

    --- spoiler ---
  • şu kadarını söyleyeyim bu kadar sezon dizide oynayan oyunculara 'son iki sezonu spontan çekicez doğaçlama oynayın' deselerdi sezon finali daha iyi bitecek olan dizidir. hayallerimizin üzerinde tepindiniz tebrik ediyorum. alkışlıyorum
  • adamlar dizinin finalinde sıçmasalar kitaplar gölgede kalacaktı ve 10 kitaptan 7'si satın alınacaktı. sıçtılar ki diziyi izleyip de kitabın yüzüne bakmayan ben gibiler kitapları okusun da 10 kitaptan 8'ini satabilsinler. olay tamamen duygusal bence yani.

    ilaveten bir de martin efendi bu hikayede sam'in kendisi olduğunu söylemiş sanırım bir röportajda ama bence kendisini temsil eden ikinci bir karakter daha var: bronn...

    paragöz kodumun ibnesi, onu da söylesene yavşak. oberyn reis'in ölümünden beri kılım sana martin!
  • şimdi bırakın pet şişeyi, starbucks bardağını, burada daha büyük bir hata var; buyurun*
  • --- 8x06 the iron throne spoiler ---

    bu başlığa 100bin kelimenin üzerinde entry girdikten sonra dizinin son bölümünün incelemesi için 20 kelime bile yazasım yok. diziye kızgın olduğum için filan değil aslında, diziye 4 senedir kızgınım ve bu kızgınlık genelde beni motive eden şey oluyordu. bugün hissettiğim kızgınlıktan çok, üçüncü sınıf hollywood senaryosunu ciddi ciddi eleştiriyormuşum gibi hissetmem. bu adamların yazdığı şeyin ne benim yazarken, ne de sizin okurken harcadığınız vakte değecek bir yanı yok. ben seriyi tamamlamak ve bana mesaj atanları kırmamak adına bir şeyler yazayım, siz de son bir kez daha harcayın bir 15 dakikanızı.

    dizi, geçen hafta dany'i adolf hitler olarak işleme kararı alınca, bu karakterin gidebileceği hiç bir açık kapı bırakmadı. yüzbinlerce masum insanı öldüren bir kraliçe yaratırsanız, o karakteri öldürmekten başka bir çareniz kalmaz. dany'nin westeros'u bir korku imparatorluğuna dönüştürdüğü bir son, dizinin yazdığı saçmalıktan çok daha iyi olurdu aslında ama hbo'nun focus grupları için böyle bir senaryo fazla karanlık kaçardı. zaten, george r.r. martin'in dizi yapımcılarına verdiği notlarda dany'nin öleceği büyük ihtimal var. kitapta farklı olacağına inandığım nokta, dany'e bırakılacak açık kapı meselesi.

    dizi farklı işlemiş olsa da, ben hala kitapta dany'nin king's landing'i, wildfire stoklarını havaya uçurarak kazayla yakacağına inanıyorum. dany'nin karakter dönüşümü daha iyi işlenecek olsa da, bu karakterin hiç gözünü kırpmadan sivil halka saldıracak kadar yoldan çıkıp çıkmayacağına emin değilim. dany, king's landing'i kazayla yakacak ve bu işlediği insanlık suçunu daha hafif bir hale getirmeyecek. dizideki, 1 milyon kişi yaktıktan sonra dünyayı ele geçirme planları yapan dany yerine, kitapta işlediği suçtan pişman olan bir dany göreceğiz. olayın kazayla olmuş olması ve dany'nin de bundan pişman olmuş olması, jon'un dany'i öldürme kararını aşırı zorlaştırıp ortaya daha etkili bir son çıkarabilirdi. dizi, jon'un hala bu kararı almakta zorlandığını işledi ancak daha 10 dakika önce wehrmacht'a "dünyayı ele geçireceğiz" konuşması yapan bir diktatörü öldürme kararı almak neden zor oldu bilmiyorum.

    diziyi bu sezon yerden yere vurmuş olsam da, jon, dany'i öldürdüğü anda "the end" yazısı çıksaydı, çok fazla şikayet etmezdim. sonuçta dizi, 3 sezondur bütün yan hikayeleri bir kenara koyup, tamamen dany'e odaklanmıştı ve onun öldüğü noktada da bitseydi, belki daha anlamlı olurdu. ice and fire'ın vücüda burünmüş hali olan jon bile, battle of the bastards'tan beri tamamen figüran olarak dolaşıyordu. eğer dizi, dany'nin öldüğü yerde bitseydi, "jon, targaryen kimliği sayesinde kral oldu ve gondor ondan sonra hep mutlu mesut yaşadı" diye bir son yazardım kafamda ve gerçek son için kitabı beklerdim. ama maalesef dizi, dany'nin öldüğü yerden sonra tam anlamıyla akıl almaz işlere imza atarak, hepimizin ağzında leş gibi bir tad bırakmayı başardı.

    dany ölür ölmez yaşanan ilk saçmalık, drogon'un ortama gelmesiyle yaşandı. bu noktada, dizinin tamamen unuttuğu, jon'un bir targaryen olduğu gerçeğinin devreye gireceğini ve jon'un bir şekilde drogon'un kontrolünü alacağını filan düşündüm ama tabi ki senaristler tamamen anlamsız bir sahne yazmayı tercih etmişler. drogon, ya inanılmaz felsefik bir mesaj vererek, "jon, dany'i sen değil bu çürük sistem öldürdü. sistem eleştirimi de bu tahtı yakarak yapacağım" dedi ya da "dany'i öldüren kılıç, bu tahtta da bir sürü kılıç var, o zaman dany'i de bu taht öldürmüş olmalı" diyerek mükemmel bir dedektiflik başarısına imza attı. hangisinin gerçekleştiğini sizin yorumunuza bırakıyorum.

    bu sahneden sonra senaryo iyice yokuş aşağı gitmeye başladı ve tyrion'un yargıç grey worm tarafından yargılandığı sahneye geldik. westeros'un 7 krallığının lordları ortama gelmiş ama yargıçlık yapma yetkisi hale grey worm denilen ne idüğü belirsiz adamda öyle mi? 2 sezondur girdiği 15 tane savaşta bir türlü azalmayan ordusuyla mı elinde tutuyor bu yetkiyi grey worm? öyleyse bile 7 krallığın birleşen orduları geri alamıyor mu king's landing'i bu elemanlardan? grey worm, neden teslim olan askerleri kasap gibi öldürürken, kraliçesini öldüren kişiyi ve onun azmettiricisini yargı önüne çıkarmayı tercih ediyor? eğer, tyrion, grey worm'ün tutsağıysa, nasıl oluyor da kral seçmesine izin veriliyor? grey worm, binlerce kişinin ölümünden sorumlu olmasına rağmen, gemilerini de alıp tatile gidebiliyor öyle mi? "grey worm, kraliçen öldü ve teslim olan askerleri öldürme suçundan yargılanacaksın" diyen bir tane bile lord yok mu?

    edmure tully'i bilmem kaç bölüm unuttuktan sonra rezil etmek için neden geri getirdiniz? dany ile birlikte 1 milyon kişinin de öldüğü, westeros'un başkentinin dümdüz olduğu bir olaydan sonra nasıl oluyor da komiklik yapma derdinde olabiliyorsunuz? son 3 bölümde çok üzüldük e biraz da gülelim diye mi yazdınız bu comic relief sahneleri? dizinin "bittersweet" olması gereken tonunun anasını bellediğinizin farkında mısınız?

    sam, herkesin oy kullanarak kral seçmesini teklif ettiğinde, yara greyjoy neden gülüyor? yara, ironborn'un kingsmoot geleneğini unuttu mu?

    tyrion, "en iyi hikayesi olanı kral yapalım!!" diye saçmaladığında, neden en iyi hikaye bran'a ait oluyor? bran'ın hikayesinin anlamı ne? bran neden kuzeye gidip three eyed raven oldu? bu değişim ona hangi gücü kazandırdı? neleri görüp neleri göremiyordu? eğer bran geleceği görebiliyorsa, kral olmak için dany'nin 1 milyon kişiyi yakmasına göz mü yumdu? eğer göremiyorsa onu özel yapan ne? daha 3 bölüm önce "ben winterfell lordu olamam, artık başka bir şeyim" dediğinde kendini demir taht için mi saklamıştı? "buraya neden geldim sanıyorsun?" diyerek, herşeyi bilerek yaptığını itiraf mı etti? böyle bir planı bilerek uyguladıysa kendisini idam etmemiz gerekmez mi? bran ölüp geriye bir varis bırakmadığında, bütün lordlar gelip paşa paşa yeni bir kral mı seçecek sanıyorsunuz? herkesin kendi istediği adayı direttiği bir iç savaş daha olası gözükmüyor mu size?

    demir tahtın varisi olarak doğtuktan sonra bütün hayatını bir piç olduğunu zannederek yaşayan, westeros tarihinin en onurlu insanlarından birisi tarafından yetiştirilmiş, diyara lord commander olarak hizmet etmiş, wildlinglere yardım etmek uğruna hayatını vermiş, ölümden geri gelip önce kuzeyi boltonların elinden alıp sonra da night king tehlikesine karşı savaşmış, targaryen ve stark gibi diyarın en köklü ailelerinin çocuğu olan jon snow'un hikayesi "beyin özürlü ergen" bran'dan daha iyi değil mi sizce? bu kitabın en kritik gizemlerinden birisi olan jon'un targaryen olmasının hikayeye nasıl bir etkisi oldu?

    jon'un kral olmasını engelleyen ne? grey worm mu? jon'un night's watcha yollanması kararını grey worm hangi yetkiyle diretebiliyor? grey worm gittikten sonra seçimi tekrar yapıp tahtı jon'a versek? bu arda night's watch diyarı kimden koruyor? tormund'tan mı?

    sansa, tahta bir stark çıkmışken neden kuzeyi bağımsız yapmak istesin? eğer sansa bunu yapabiliyorsa, yüzyıllardır bağımsızlık peşinde koşan iron islands ve dorne lordlarının eli armut mu topluyor? dorne lordu, hiç tanımadığı özürlü bir gencin kral olmasını nasıl hiç bir soru sormadan kabul ediyor? sam, davos ve brieene hangi yetkiyle bu seçimde oy kullanıyorlar?

    süper-akıllı-kral bran, para için yedi sülalesini satacak bir adam olan bronn'a önce westeros'un en verimli topraklarını verip sonra da kraliyet hazinesini emanet etmenin bir hata olabileceğini düşünüyor mu? teknik olarak hala night's watch'a yeminli olan sam'in king's landing'te ne işi var?

    inceleme diye başlayıp çok saçma sapan sorular bütünü olarak bitirdiğim için kusura bakmayın ama tüm bu soruları alt alta yazmak beni çok mutlu ediyor. çünkü dizi o kadar saçma sapan bitti ki, kitabın sonu hakkında spoiler yemiş olma olasılığımız yok. dany'nin öldüğü, jon'un kuzeye gidip bran'ın tahta çıktığı bir son pek tabi ki mümkün ancak dizi o kadar baştan savma yazıldı ki, son 2 kitabın diziyle hiç bir alakası olmayacak.

    bu saçmalık üzerine ciddi ciddi binlerce satır yazı yazmanın bir anlamı olmaması nedeniyle, dizi incelemesini burada keserek artık bu diziyi de hayatımdan çıkarmak istiyorum. dizi bombok bir yere çıkmış olsa da, son 4-5 senede yazdıklarımı okuyup benimle got geyiği yapan herkese teşekkür ediyorum. ilerleyen günler, aylar ve yıllarda kitaptaki karakterler ve olaylar üzerine bir şeyler yazmaya devam edebilirim. asoiaf muhabbetine devam etmek isteyen herkese inbox'ım da açık. bu cumartesi, 16:00'da tancanla dizinin finalinin geyiğini yapıp biraz da karakterlerin kitapta nereye gideceği üzerine tahmin yürüteceğiz.

    now my watch has ended.
hesabın var mı? giriş yap