geceye bir şiir bırak
-
bir sensizlik
bir de ben
bir de gece
yürüyoruz sessizce... -
ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim
parlak bir inciydin benim için
paha biçilmez bir inci
ben seni soguk ve yagmurlu bir günde
seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da
beni sardigi bir anda sevdim
seni sadece selvi boyun,siyah saçlarin yada kara gözlerin
güzel bir yüzün var diye degil
fikirlerinle,konusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan yüregimle sevdim
ben seni derinden ve hissederek sevdim
her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayildigini
beni sardigini her nefes alisimda cigerlerime isledigini bilerek sevdim
seni kis gecelerinin o soguk yataginda birlikte uyuyup beni isittigin
yaz sicaginda uyuyamayip sikintilarim oldugun
ve rüyalarimda bulustugumuz gecelerde sevdim
seni ellerinden tutup kanimin kaynadigi
kalbimin yerinden firlayacagini hissettigim anlarda
o islak dudaklarinla beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim
ben seni o sensiz anlardaki bos ve degersiz geçen dakikalarda
kayip zamanlarimizda,seni arayip bulamadigim
çaresizlik içinde oldugum,içki sofralarini dost bildigim anlarda sevdim
sen ne kadar uzak olsan da,
aramizdaki kilometreler nasil çoksa
bende seni o kadar yogun ve o denli çok sevdim
seni kalbimde yanan atesin ile
zihnimde olusan hayallerin o ay parçasi çehrenle
bana derinden bakan o gözlerindeki isiltiyi görecegim anlari beklerken
kalbimin yanip tutustugu anlarda
gelip o bu atesi alevlendirerek
bana sarilarak beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim
korkuyorum!
hakkettigin mutlulugu sana verememekten korkuyorum.
seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum.
senin sevgine layik olduktan sonra baskalari tarafindan o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum.
seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum.
aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.
senin kalbini daha fazla kirmaktan korkuyorum.
o temiz ve masum göz yaslarini daha fazla akitmaktan korkuyorum.
evet korkuyorum;
seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten
sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.
yada yanlis anlasilmaktan korkuyorum.
uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum.
dostluguna doyamadan uluorta yalniz kalmaktan korkuyorum.
yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogalmasindan ve beni sarmasindan korkuyorum.
sevgi denen güzelliginin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum.
dostlugun ölüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum.
korkuyorum evet;
seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten
bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan seyrediyorum çünkü;
seni daha fazla incitmekten korkuyorum.
ömründe yasadigin mutlulugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum.
sana kalbimden fazlasini verememekten korkuyorum.
sonunda sana gözyasindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum.
seni sevmekten degil;
dostlugunu suiistimal etmekten,
seni kaybetmekten ve degerini bilememekten ve yüce rabbime hesap verememekten korkuyorum.
belki de çok fazla korkuyorum
çünkü; ben ılk defa sevıyorum
attila ilhan -
"kış başlıyor sevgilim
hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
oysa yapacak ne çok şey vardı
ve ne kadar az zaman
kış başlıyor sevgilim
iyi bak kendine
gözlerindeki usul şefkati
teslim etme kimseye, hiçbir şeye
upuzun bir kış başlıyor sevgilim
ayrılığın kışı başlıyor
giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime."
murathan mungan -
beni uykudan uyandırır uyandırmaz
dünyanın bütün huyları yüzünde
ben bunlardan birini seviyorum en çok
sana bir nar kesip uzatıyor ya doğa
tutsam tanelerini
sevincin gözyaşları derdim buna.
bir süre bakışıyoruz karşılıklı
ben uykudan uyanır uyanmaz
benimle şiir gibidir bu
tam karşımda ama yazılmamış
durmadan bileniyor aklımda.
seni unutarak baktığımda bile
dünyanın her yerlerinden geçiyorsun
yayılıyorsun kalabalıklara
yalnız yayılmak mı
aşkın en büyüğü, en dayanılmazı demeli buna.
özlenirsin, alabildiğine varsın da
daha da var oluyorsun gün günden
olgun bir meyva gibi güleceksin zamanla
bir kadın da değilsin, bir kişi de değilsin
bir kuş olsa mavilik derdi buna.
(bkz: edip cansever) -
sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
hiç görmediğim yıldızlar gözlerine doğmuş
bir büyüklük duygusu dağlar gibi yüreğinde
ah biz mutluluğu böyle aranıp duracak mıyız
yağmur hep böyle yağacak mı hatıralara
eksik olan bir şey var sana bana dair
belki bir rüzgar belki rüzgardan da hafif
ama kalbimiz yine uzak bir deniz gibi boş
heybetli gurupların belirdiği saatlerde
sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
acaba nasıl öğrenmişim nasıl farkında olmadan
her şey nasıl olup geçmiş nasıl barut yağmış
nasıl güneş vurmuş zehirlenmiş şehrin üstüne
şimdi hangi kıyılarda gemiler demir alıyor
güney rüzgarlarına açıp yelkenlerini
belki bir italyan kızı tüfeğine dayanmış
senin gibi barışı tasarlıyor dağlarda
mahzun esirler harp şarkıları kadar mahzun
gizlice talim ediyor hürriyet adımlarını
sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
ah şu harp bitse rüzgar gibi bir nefes alabilsek
kimseler kimseler çıkmasa yolumuzun üstüne
yağmur yağsın varsın ıslansın saçlarımız
yalnız duyulmaz olsun göğsümüzdeki darlık
dilimizdeki kilit kolumuzdaki zincir
ömrümüz meçhullerden meçhullere akıyor
saatler bizim değil kitaplar bizim değil
bizim değil yaşamak bizim değil hiçbir şey
kendi dünyamızda yabancılar gibiyiz
ya çok erken ya çok geç doğmadık mı sevgilim
buna rağmen mutluluğa inanıyoruz
attila ilhan - harp kaldırımda aşk -
şereftir seni sevmek
senle ağlayıp gülmek
galatasaray sevgisi sürecek sonsuza dek -
insan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
kendine bir daha uğrayamadığından,
koyduğu yerde durmayışındandır hayatın
hatanın dönüşsüz oluşundandır. -
dear sunshine
the way you glow through my blinds in the morning
ıt makes me feel like you missed me.
kissing my forhead to help me out of bed.
making me rub the sleepy from my eyes.
are you asking me to come out and play?
are you trusting me to wish away a rainy day?
ı look above. the sky is blue.
ıt's a secret, but ı trust you too.
ıf it wasn't for you, ı could sleep forever.
but ı'm not mad.
ı want breakfast. -
vakit tamam! .. seni terk ediyorum.
o bütün alışkanlıklardan
ve bütün sıradanlıklardan öteye,
yorumsuz bir hayatı seçiyorum.
doyamadım inan,
kanamadım sevgiye...
korkulu geceleri sayar gibi,
deprem gecesinde bir yıldız,
birdenbire kayar gibi;
ellerim kurtulacak ellerinden,
bir kuru dal, ağacından
çatırdayıp kopar gibi...
aşksa bitti...
gülse, hiç dermedik.
bul kendini kuytularda, hadi dal!
seninle bir bütün olabilirdik...
hoşça kal gözümün nuru,
hoşça kal...
vakit tamam! .. seni terk ediyorum.
bu, kırık ve incecik
bir veda havasıdır.
tutuşan ellerimden
parmak uçlarına değen sıcaklık,
incinen bir hayatın yarasıdır...
kalacak tüm izlerin hayatımda.
gözümden bir damla yaş,
sızlayıp resmine aktığında;
bir yer bulabilsem keşke
bir yer, seni hatırlatmayan;
kan tarlası gelincik şafağında...
ölümse, korktun.
savaşsa, hep kaçtın...
vur kendini kuşkularda, hadi al!
sen bir suydun oysa,
sen bir ilaçtın...
hoşça kal canımın içi,
hoşça kal...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap